-393-


Kim  Allah’tan bir başkası ile yemin eder se; muhakkak şirk koşmuştur. (İBN KESİR CİLT VIII /S.4146)

Üfürükçülük, muskacılık, tılsım ve büyü şirktir. (İBN KESİR CİLT VIII /S.4146)

Sonra tövbe ederim diyenler hep helak oldular. .(İLAHİ EMİRLER S;493)

Cenaze üzerine (müslümanlardan) üç saf namaz kılarsa Allah (cennetini) vacip kılar. (TİRMIZİ CİLT II No: 1033)

Ebu Ümame (ra)’den:

Peygamberimiz (sav) şöyle buyurdu:

Müganniyeleri (şarkı söyleyen kadınları) ne satın, ne satın alın, ne de onların talimi ile uğraşın: onlarla yapılan ticarette hayır yoktur, onlardan kazanılan para da haramdır. “İnsanların bazıları gerçeği eğlenceli, hoş sözlerle satın alırlar” (Lokman:6) mealindeki ayet, bu hususlarda nazil olmuştur. (TIRMIZİ)

İbni Ömer (r.anhuma)’den;

Peygamberimiz (sav) şöyle buyurdu: Bir şeyi veresiye satıp, sonra aynı şeyi müşterilerinin peşin para ile de az fiyatla satıcıya satması şeklinde olan alışverişle meşgül olduğunuz; ve sığırların kuyruklarına yapışarak daha ziraatle yetindiğiniz; ve cihadı bıraktığınız vakit, Allah başınıza zilleti musallat kılar ve ta dininize dönünceye kadar üzerinizden kaldırmaz.(EBU DAVUD)

Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) kalabalık bir askerin katıldığı orduyu sefere çıkardı. Askerlere Kur'ân okumalarını tenbihledi. Ayrıca teker teker görerek her birine Kur'ân'dan bildikleri yerleri okumalarını tenbihliyordu. Derken sıra yaşça en genç birisine gelmişti. Ona: "Kur'ân'dan sen ne biliyorsun ey falanca? diye sordu. Genç: "Ben , dedi, falan falan sureleri ve bir de Bakara suresini biliyorum." Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Yani sen Bakara'yı biliyor musun?" diye sordu. "Evet!" cevabı üzerine: "Haydi yürü, seni askerlere komutan tayin ettim" dedi. Askerlerin ileri gelenlerinden biri atılıp: "Yemin olsun, Bakara'yı ezberlememe mâni olan şey, hükümleriyle amel edememek korkusundan başka birşey değildir? dedi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şu tenbihte bulundu: "Kur'ân'ı öğrenin ve onu okuyun. Kur'ân-ı Kerîm'in onu öğrenip okuyan ve onunla amel eden kimse için durumunu, içi ağzına kadar misk dolu bir kutuya benzetebiliriz. Bu her tarafa koku neşreder. Kur'ân'ı öğrendiği halde, ezberinde olmasına rağmen okumayıp yatan kimse de ağzı sıkıca bağlanmış, hiç koku neşretmeyen misk kabı gibidir." (KÜTÜB-İ SİTTE / 441)

Nevvâs İbnu Sem'an anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın şöyle söylediğini işittim: "Kıyâmet günü Kur'ân-ı Kerîm ve ona dünyada iken sahip çıkıp onunla amel edenler getirilirler. Bu gelişte, Bakara ve Âl-i İmrân sureleri Kur'ân-ı Kerîm'in önünde yer alırlar." Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bu iki sure için üç teşbihte bulundu ki, bir daha onları unutmadım. Şöyle demişti: "Onlar sanki iki bulut veya aralarında nur ve aydınlık olan iki siyah gölgelik veya sahiplerini müdafaa vaziyeti almış saflar halinde iki kuş sürüsü gibidirler." (KÜTÜB-İ SİTTE / 442)

   İstanbul -25. 12.2007
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail