-395-


Her kim Aşura Gününde ailesine ve ev halkına ikramda bulunursa, Cenab-ı Hak da senenin tamamında onun rızkına bereket ve genişlik ihsan eder.  (HADİS)

Aşurenin faziletinden faydalanın! Bu mübarek günde oruç tutan, melekler, peygamberler, şehidler ve salihlerin ibâdetleri kadar sevaba kavuşur. (HADİS)

Aşure günü, zerre kadar sadaka veren kimse, Uhud dağı kadar sevaba kavuşur. (HADİS )

Aşure günü, on  Müslümana selam veren, bütün Müslümanlara selam vermiş gibi sevaba kavuşur. (HADİS )    

Bir zat Peygamberimize geldi ve sordu:

"Ramazan'dan sonra ne zaman oruç tutmamı tavsiye edersiniz?"
Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam, "Muharrem ayında oruç tut. Çünkü o, Allah'ın ayıdır. Onda öyle bir gün vardır ki, Allah o günde bir kavmin tevbesini kabul etmiş ve o günde başka bir kavmi de affedebilir" buyurdu. (TIRMIZİ)

Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:
"Âşure gününde tutulan orucun Allah katında, o günden önce bir senenin günahlarına keffaret olacağını kuvvetle ümit ediyorum." (TIRMIZİ)

Ebu Musa (r.a.) şöyle anlatır:
Aşure günü Yahudilerin, tazim ettikleri ve bayram edindikleri bir gündü. Resulullah (a.s.): "O gün sizler de oruç tutunuz," buyurmuştur. (SAHİH-İ MÜSLİM / 1912)

Aşure günü Nuh aleyhisselamın gemisi, Cudi dağına indirildi. O gün Nuh ve yanındakiler, Allahü teâlâya şükür için oruçlu idiler. Hayvanlar da hiç bir şey yememişti. Allahü teâlâ denizi, beni İsrail için, aşure günü yardı. Yine Aşure günü Allahü teâlâ Adem aleyhisselamın ve Yunus aleyhisselamın kavminin tevbesini kabul etti. İbrahim aleyhisselam da o gün doğdu. (TABERANİ)

Muaviye b. Ebu Sufyan'nın (r.a.) rivayet ettiğine göre:
Humeyd b. Abdurrahman şöyle anlatıyor: Kendisi, Muaviye b. Ebu Sufyan'ı Medine'deki hitabında, yani Muaviye bir aşure günü Medine'ye gelip halka hitabında şöyle derken işitmiştir: Ey Medineliler! Hani alimleriniz? (Biliniz ki) ben Resulullah'tan (a.s.) işittim, (bu gün için) şöyle buyuruyordu: "Bu gün aşure günüdür. Aşure günü oruç tutmayı Allah size farz kılmamıştır. Halbuki ben oruçluyum. Sizlerden her kim bu orucu tutmak isterse tutsun; tutmak istemeyen de tutmasın." (SAHİH-İ MÜSLİM / 1909)

   İstanbul -09. 01.2008
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail