Hz Aişe der ki; Hz Peygamber Ansar’da
bir çocuğun cenazesine çağırıldı. Ben de
dedim ki; Ey Allah’ın Resulu, ona ne
mutlu cennet serçelerinden bir serçe,
kötülüğe ne uzandı ne de ulaştı. Bunun
üzerine Hz Peygamber buyurdu ki;Ya
bundan başka bir şeyse Aişe? Doğrusu
Allah cenneti yarattı ve insanlar
babalarının sulbünde iken cennet ehlini
halketti. Cehennemi yarattı ve insanlar
babalarının sulbünde iken cehennem
ehlini de yarattı. (İBN KESİR CİLT IX /
S.4714)
Allah Taala; Kullarımı hanifler
(muvahhidler) olarak yarattım,
buyurmuştur. (İBN KESİR CİLT VI /
S.2711)
İnsan, güzel koku kullanacak olursa,
içindeki sıkıntısı gider. Elbisesi güzel
olacak olursa sıkıntı gelmez.(İLAHİ
EMİRLER S:375)
Sefine (r.a.) dan rivayet edilmiştir;
“Resulullah (s.a.v.) bir müdd su ile
abdest alır ve bir sa’ su ile
guslederdi.” (TIRMIZİ CİLT I NO; 56)
"İmanı en mükemmel olan mü'min, huyu en
güzel olandır. Sizin de en hayırlınız,
ailesine daha iyi davrananızdır. " (EBU
DAVUD. TIRMIZİ)
İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ)
anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) ashabına şöyle dedi: "Uhud'da
şehid olan kardeşleriniz var ya! Allah,
onların ruhlarını yeşil kuşların içine
koydu. Bunlar cennetin nehirlerine
giden, cennet meyvelerinden yiyen ve
Arşın gölgesine asılmış altından
kandillere girip istirahat eden
kuşlardır. Şehidler böylece güzel güzel
yiyip içip dinlenince şöyle dediler:
Kardeşlerimize bizden kim haber
götürecek ve bildirecek ki bizler
cennette dirileriz, rızıklanıyoruz? Bu
haber gitmeli ki onlar cennete karşı
isteksiz olmasınlar ve harpte korkak
davranmasınlar!"
Allah Teâla onlara cevaben:
"Sizin haberinizi ben duyuracağım"
buyurdu ve şu âyeti indirdi: "Allah
yolunda öldürülenleri ölü saymayın
bilakis onlar Rableri katında
diridirler. Allah'ın bol nimetinden
onlara verdiği şeylerle sevinç içinde
rızıklanırlar. Arkalarından kendilerine
ulaşmayan kimselere, kendilerine korku
olmadığını ve kendilerinin
üzülmeyeceklerini müjde etmek isterler"
(Âl-i İmrân, 169). (KÜTÜB-İ SİTTE / 528)
Yine İbnu Abbas (radıyallahu anlümâ):
"Halk onlara "Düşmanınız olan insanlar
size karşı bir ordu topladılar, onlardan
korkun" dediler. Bu, onların imanını
artırdı da: "Allah bize yeter, o ne
güzel vekildir" dediler" (Al-i İmran
173). ayeti hakkında şu açıklamayı
yaptı: "Bunu İbrahim (aleyhisselâm)
ateşe atıldığı esnada söyledi, keza aynı
şeyi Hz. Peygamber (aleyhissalâtu
vesselâm), halk kendisine: "İnsanlar
size karşı toplandılar" dediği zaman
söyledi. (KÜTÜB-İ SİTTE / 529)
Ebu Saîd (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)
zamanında bir kısım münâfıklar,
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir
gazveye çıktığı vakit ondan ayrılıp geri
kalırlar ve Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm)'a muhalefet edip kaldıkları
için rahatlarlar, sevinirlerdi.
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
Medine'ye dönünce de gelip andlar,
yeminler içerek özürler beyan ederlerdi.
Bir de isterlerdi ki, yapmadıkları
şeylere övgüye, meth-ü senaya mazhar
olsunlar. Onların bu hali ile ilgili
olarak şu âyet nazil oldu: "Ettiklerine
sevinen ve yapmadıklarıyla övülmekten
hoşlananların, sakın sakın onların
azabtan kurtulacaklarını sanma, elem
verici azab onlaradır" (Âl-i İmrân,
188). (KÜTÜB-İ SİTTE / 530)