Dünya, yurdu olmayanın yurdu, malı
olmayanın malıdır. Aklı olmayan kişi de
dünya için toplar. (İBN KESİR CİLT IX /
S.4717)
Yüce mertebelere ehil olanlar;
İlliyin’dekileri tıpkı göğün ufkunda
beliren yıldızları gördükleri gibi
görürler. İşte bunun için Hakk Taala
“Ahiret; dereceler bakımından daha
büyüktür, üstünlük bakımından da.”
buyuruyor. (İBN KESİR CİLT IX / S.4718)
Her
şeyi Allah’tan sormak insanın
saadetinden ileri gelir. (İLAHİ EMİRLER
S:377)
Abdest üzerine abdest alana, Allah,
ikinci abdesti sebebiyle on hasene (sevab)
yazar. (TIRMIZİ CİLT I NO; 59)
Gece geç vakitlerde kalkmamaktan endişe
eden kimse, vitir namazını yatmadan önce
kılsın. Kim, gece geç vakitlerde kılmak
isterse kılabilir. Zira gece kılınan
namazda rahmet melekleri hazır
bulunurlar, şahit olurlar ve daha
faziletlidir." (MÜSLİM. TIRMIZİ)
Biriniz, imam mimberde iken mescide
girdiği zaman (hutbeyi ve namazı
bitirip) ayrılıncaya kadar namazda
konuşma yoktur. (TABERANİ)
Humeyd İbnu Abdirrahman İbni Avf
anlatıyor: Emevi halifesi Mervân
kapıcısına: "Ey Râfi! İbnu Abbâs (radıyallahu
anhümâ)'a git ve de ki: "Eğer bizden
herkes, ettiği ile sevinmesinden ve
yapmadığı şeyle de övülmekten
hoşlanmasından dolayı azab görecekse,
toptan hep azâba maruz kalacağız
demektir."
İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ)
kendisine bu söylenince şöyle dedi: "O
ayetten size ne? O âyet, Ehl-i Kitap
hakkında inmiştir." Sonra şu âyeti
okudu: "Allah kitap verilenlerden, onu
insanlara açıklayacaksınız ve
gizlemeyeceksiniz diye ahid almıştı.
Onlar ise, onu arkalarına atıp, az bir
değere değiştiler. Alış-verişleri ne
kötüdür. Ettiklerine sevinen ve
yapmadıklarıyla övülmekten
hoşlananların, sakın sakın onların
azaptan kurtulacaklarını sanma, elem
verici azab onlaradır." (Âl-i İmrân,
187-188).
İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) sözüne
devam ederek şu açıklamayı yaptı: "Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) onlara bir
husus sordu, gerçeği gizleyip, değişik
şekilde yanlış cevap verdiler. Üstelik
kendilerine sorduğu hususa verdikleri
cevap sebebiyle medhedilmeyi
beklediklerini de iş'âr ettiler. Ayrıca
sorulan şeyi ona gizlemiş olmalarına da
sevindiler." (KÜTÜB-İ SİTTE / 531)
İbnu Abbas (radıyallahu anhüma): "İster,
amelce iyi, müttaki, isterse amelce
kötü, facir kişi olsun, ölüm herkes
hakkında hayırlıdır" buyurduktan sonra
şu ayeti okudu: "İnkâr edenler,
kendilerine vermiş olduğumuz muhletin
sakın kendileri için hayırlı olduğunu
sanmasınlar. Biz onlara ancak, günahları
çoğalsın diye mühlet veriyoruz.
Alçaltıcı azab onlaradır, (Âl-i İmran,
178). Sonra da şu ayeti okudu: "Fakat
Rablerinden sakınanlara, Allah katından
ziyafetler bulunan, içlerinden ırmaklar
akan, içinde temelli kalacakları
cennetler vardır. Allah katındaki şeyler
iyi olanlar için daha hayırlıdır" (Âl-i
İmran, 198). (KÜTÜB-İ SİTTE / 532)
Ümmü Seleme (radıyallahu anhâ)
anlatıyor: "Ey Allah'ın Resûlü, Allahu
Teâla'nın kadınları hicretle ilgili
olarak zikrettiğini hiç işitmiyorum,
niçin? diye sordum.
Bu sorum üzerine şu âyet indi: "Rableri
dualarını kabul etti: Bir birinizden
meydana gelen sizlerden, erkek olsun,
kadın olsun iş yapanın işini boşa
çıkarmam. Hicret edenlerin,
memleketlerinden çıkanların, yolumda
ezâya uğratılanların, savaşan ve
öldürülenlerin günahlarını elbette
örteceğim. And olsun ki, Allah katında
bir nimet olarak, onları içlerinden
ırmaklar akan cennetlere koyacağım.
Nimetin güzeli Allah katındadır." (Âl-i
İmrân, 195). (KÜTÜB-İ SİTTE / 533)