- 412-


Kullarımdan bazıları da vardır ki, yalnıza, fakirliğe elverişlidirler. Onları zenginleştirmiş olsan dinlerine karşı fesada dalarlardı. Kullarımdan bazıları da vardır ki; ancak zenginliğe elverişlidirler. Onları fakirleştirmiş olsaydım dinlerinde fesada dalarlardı. Bazı insanlar için zenginlik bir istidraç, fakirlik de ceza olur. Bundan da ondan da Allah’a sığınırız. (İBN KESİR CİLT IX / S.4728) 

La ilahe İllallah Muhammed’un Resulullah, diyen Müslüman bir kişinin kanı ancak şu üç şeyden biriyle helal olur; Cana can, evli olarak zina eden, cemaatten ayrılıp dinden çıkan. (İBN KESİR CİLT IX / S.4730) 

Cenabı Peygamber buyuruyor:“Dünya hem tatlı, hem de cazibelidir. İnsanın hoşuna gider. İnsan yolu ile kazanır, harcarsa Allah Taala sevap verir. Haram tarafından para kazanacak olursa Allah cezasını verir. Maazallah insan haram para ile cami bile yaptıracak olsa Allah onu camisinin içine kor, camisi ile birlikte cehenneme atar.” (İLAHİ EMİRLER S:379) 

Her saçın telinin altında cünüplük vardır. Saçı yıkayın ve beşere (cildi) nizi temizleyin. (TIRMIZİ CİLT I NO; 106) 

Ayşe (r.anhuma)’ den:Peygamberimiz (sav) yatağına girdiği vakit, avuçlarını birleştirir, “ Kul huvallah” ile “Kul eüzu birabbilfelak” ve “:Kul eüzu birabbinnasi”leri okur, avuçlarına üfler ve avuçlarını yetişebildiği kadar üstüne sürerdi. Önce başından başlar, sonra yüzüne, sonra da vücudunun ön kısmına sürerdi. Bunu üç defa tekrarlardı. (BUHARİ)

 Ubâdetu'bnu's-Sâmit (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a bir vahiy geldiği zaman, vahiy sebebiyle onu bir gam ve keder alır, yüzünün rengi uçardı. Bir gün Cenab-ı Hakk yine vahiy indirmişti ki aynı han onu sardı. Keder hali açılınca: "(Zina haddiyle ilgili hükmü) benden alın. Allah onlar hakkında yol kıldı (yani çok açık şekilde had beyan etti): Bekâr bekârla zina yapmışsa cezası yüz sopa ve bir yıl sürgündür. Dul dulla zina yaparsa yüz sopa ve recm'dir." (KÜTÜB-İ SİTTE / 543)

 İbnu Abbas: "Ey iman edenler! kadınlara zorla mirasçı olmaya kalkmanız size helal değildir. Apaçık hayasızlık etmedikçe onlara verdiğinizin bir kısmını alıp götürmeniz için onları sıkıştırmayın..." (Nisa 19) ayeti hakkında şu açıklamayı yaptı: "Cahiliye devrinde bir erkek ölünce, karısı üzerinden en ziyade onun yakınları hak sahibi idiler: Onlardan biri dilerse onunla evlenir, dilerse kadını bir başkasıyla evlendirirlerdi, dilemedikleri takdirde de evlenmesine mâni olurlardı. Erkeğin yakınları bu hususta, kadını akrabalarından da çok hak sahibi idiler. Yukarıdaki ayet bu durumla ilgili olarak indi." (KÜTÜB-İ SİTTE / 544) 

Ebu Dâvud'da gelen bir rivayette şöyle denir: "Erkek, akrabasının hanımına varis olur, kadın ölünceye veya mehrini kendisine iade edinceye kadar müşkülat çıkarırdı. Cenâb-ı Hakk buna mani oldu ve kadına uygulanan engeli yasakladı." (KÜTÜB-İ SİTTE / 545)

   İstanbul -09. 05.2008
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail