- 423-


Kıyamet gününde ben, Adem (a.s)’ın çocuklarının efendisiyim. Kendisine ilk kabir yarılacak (açılacak) olan benim. İlk şefaat edecek olan benim. Şefaatinin başkalarına ulaştığı ilk kişi benim. (İBN KESİR CİLT IX / S.4813)

Allah’ın Peygamberleri ölmezler. Onlar ancak bir yurttan başka bir yurda intikal ederler. (İBN KESİR CİLT IX / S.4831) 

Ahir zamanda bir takım insanlar gelecektir. Onlar Ashabı Kiram ile uğraşacaklar, onlarla uğraştıklarından Allah onların üzerinden islamın heybetini kaldıracaktır. (İLAHİ EMİRLER S:403) 

Her kim yedi sene sırf rıza-i bari için ezan okursa ona cehennemden berat yazılır. (TIRMIZİ CİLT I NO; 206) 

A’mir b. Saad (r. anhuma)’dan, o da babasından;
Peygamberimiz (sav) şöyle buyurmuştur; “Sabahları aç karnına yedi adet Medine hurması yiyen kimseye, o gün ne zehir zarar verir, ne de sihir.” (Bu hurma ağaçları Medine’de Acve denilen mahalde Peygamberimiz (sav) kendi eli ile dikmişti. Medine hurması bu ağaçların hurmasıdır.) (BUHARİ, MÜSLİM.EBU DAVUD, NESEİ)
 

Ümeyye İbnu Abdullah İbnu Hâlid merhumun anlattığına göre Abdullah İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ)'e şöyle demiştir: -Cenâb-ı Hakk âyeti kerimede: "Kafirlerin size fenalık yapacağından endişe ederseniz, namazdan kısaltmanızda üzerinize bir vebal yoktur" (Nisâ, 101) diyerek (savaş ve korku halinde) kısaltmaya izin verdiği halde, seferde namaz neye dayanılarak kısaltılır?" İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) şu cevabı verdi: "- Ey kardeşimoğlu! Bizler hep dalâlette iken Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bize geldi ve dinimizi öğretti. Bize öğrettikleri arasında namazı sefer sırasında iki rekat kılmak da var." (KÜTÜB-İ SİTTE / 576) 

Ebu Bekir es-Sıddik (radıyallahu anh) buyurdu ki: "Ben Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın yanında oturuyor idim. O'na şu ayet indirildi: "Kim fenalık yaparsa cezasını görür. Kendisine Allah'tan başka ne dost ne de yardımcı bulur" (Nisa, 123). Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Bana inen bir ayeti sana okutayım mı?" dedi. Ben: "Pek tabii" dedim. Bana onu okuttu. Sanki belimin ayrıldığını hissettim ve o yüzden gerindim. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Neyin var, ne oldu Ey Ebu Bekr?" diye sordu. "Annem babam sana feda olsun Ey Allah'ın Resulü, dedim, hangimiz kötü amelde bulunmaz ki, demek hepimiz işlediklerimiz yüzünden cezalandırılacağız ha?" diye üzüntümü ifade ettim. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şu açıklamayı yaptı: "Ey Ebu Bekr, sen ve mü'minler, bunlar sebebiyle dünyada cezalandırılıyorsunuz. Öyle ki Allah'a kavuştuğunuz zaman sizde günah kalmaz. Diğerlerine gelince onlarınkiler biriktirilir, kıyamet günü cezaları toptan verilir. (KÜTÜB-İ SİTTE / 579) 

İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: Kureyza ve en-Nadir, Medine'de yaşayan Yahudilerden iki kabile idi. Bunlardan en-Nadir kabilesi Kureyza kabilesinden daha şerefli kabul ediliyordu. Sözgelimi, Kureyza kabilesine mensup birisi, en-Nadir'den birini öldürecek olsa kısas olarak katil öldürülürdü, ama en-Nadir'den bir kimse Kureyza'dan birisini öldürecek olsa, yüz vask hurma ile fidye ödenirdi (katil öldürülmezdi). Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın peygamberliğinden sonra en-Nâdir'den birisi Kureyza'dan bir adam öldürdü. Kureyzalılar: "Katili bize teslim edin, onu öldüreceğiz" dediler. Öbür taraf "Sizinle bizim aramızda Muhammed hakem olsun" dediler ve Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a geldiler. Bunun üzerine şu ayet indi: "...Eğer hükmedersen, aralarında adaletle hüküm ver. Allah âdil olanları sever" (Maide 43). Adaletle hükümden maksat "cana mukabil can"dı. Daha sonra şu ayet indi: "Cahiliye devri hükmünü mü istiyorlar? Yakinen bilen bir millet için Allah'tan daha iyi hüküm veren kim vardır?" (Maide, 50). (KÜTÜB-İ SİTTE / 586)

 

 

 

   İstanbul -23. 07.2008
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail