Allah, Yahudi ve Hıristiyanlara la’net etsin. Çünkü onlar, peygamberlerinin kabirlerini ma’bet edindiler. (İBN KESİR CİLT IX / S.4970)
Benim ümmetimin cennetteki beyleri Kur’an’ı çok okuyup gece namazı kılanlardır. (İLAHİ EMİRLER S:423)
Vabisa bin Ma’bed’den rivayet edilmiştir:Adamın biri saf arkasında tek olarak namaz kıldı ve Resulullah (s.a.v.) ona namazı iade etmesini emretti. (TIRMIZİ CİLT I NO; 231)
İmran b. Hüseyin (r.a)dan:İmran, Kur’an okuyan bir kimseye rastlamış. Bu adam Kur’an okuyor, sonra da dileniyormuş. İmran (r.a) bunu bir müsibet sayarak “Biz Allah’ınız dönüşümüzde O’nadır” mealindeki ayetini okumuş. Bundan sonra da Peygamberimiz (sav) şöyle derken işittim, demiştir: Kim Kur’an okursa, onunla ancak Allah’tan dilekte bulunsun. Zira gelecekte öyle kimseler zuhur edecektir ki, bunlar Kur’an okuyacak ve bunu dilencilik vasıtası yapacaklardır.(TIRMIZİ)
Mü’mine lanet etmek onu öldürmek gibidir. (HADİS)
İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) dedi ki: "Allah ve Peygamberiyle savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuğa uğraşanların cezası öldürülmek veya asılmak yahut çarpraz olarak el ve ayakları kesilmek ya da yerlerinden sürülmektir. Onlara ahirette büyük azab vardır. Şu kadar ki, siz kendileri üzerine kâdir olmazdan (kendilerini ele geçirmezden evvel) tevbe eden (muhâriblerle yol kesen)ler müstesnâdırlar. Bilin ki Allah, çok affedici ve çok merhamet sahibidir" (Maide 33-34) ayeti müşrikler hakkında indi. Kendileri mağlub edilmezden önce, kim gelip teslim olursa bu, ona işlediği suç sebebiyle had cezası uygulamaya mani değildir." (KÜTÜB-İ SİTTE / 583)
İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) Ebu Davud'un kaydettiği bir diğer rivayette şu açıklamayı yapar: "Eğer sana gelirlerse aralarında hükmet, yahut onlardan yüz çevir, yüz çevirirsen sana bir zarar vermezler" (Maide 42) ayeti neshedildi ve şu emir geldi: "...Allah'ın indirdiği ile aralarında hükmet!..." (Maide 48).Yine Ebu Dâvud ve Nesâî'de gelmiş olan bir diğer rivayette şöyle denir: "Benu'n-Nadirliler Kureyza'dan birini öldürecek olsalar diyet olarak normal bedelin yarısını öderlerdi. Buna mukabil Benu Kureyzalılar Benu'n-Nadir'den birisini öldürecek olsalar kan bedeli olarak tam diyet öderlerdi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bu farklılığı kaldırdı ve aralarını eşitledi." (KÜTÜB-İ SİTTE / 587)