Üç kişinin duası reddedilmez. Adaletli imamın, iftar eden oruçlunun ve mazlumun duası. (İBN KESİR CİLT III/S.721)
Muaze (r.anha)anlatıyor:Hz Ayşe’ye sordum ve dedim: “Niye hayızlı kadın orucunu kaza ediyor da, namazını kaza edemiyor?” Hz Ayşe (r.anha),”Sen haruriye misin (harici misin)?” diye sordu. Dedim ki : “Haruriye değilim, fakat soruyorum. “Hz Ayşe (r.anha), “Hayızımız Ramazan’a rastlardı da , oruç tutmayıp kazası ile emrolunur; fakat hayızlı iken kılmadığımız namazları kaza etmekle emrolunmazdık.” (BUHARİ, MÜSLİM,TIRMIZİ, EBU DAVUD,NESEİ)
İnsanlar iftar etmekte acele ettikleri müddetçe, bu din ötekilerine olan üstünlüğünü muhafaza eder. Çünkü Yahudi ve Hıristiyanlar iftarlarını geciktirirler. (EBU DAVUD)
Allahü teâlânın, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiç kimsenin hayaline bile gelmeyen nimet dolu sofrası, ancak oruçlular içindir. (TABERAN)
Gerçek oruç, sadece yiyip içmeyi değil, boş ve hayasızca sözleri de terk ederek tutulan oruçtur. (HAKİM)
Allah yolunda bir gün oruç tutanın yüzünü, Allahü teâlâ yetmiş yıl ateşten uzaklaştırır. [MÜSLİM]
(Muteber) oruç, (hep beraber) tuttuğunuz gündekidir. (Muteber) iftar, hep beraber) ettiğiniz gündekidir. (Muteber) kurban (hep beraber) kurban kestiğiniz gündekidir. (HADİS)
Atâ'nın anlattığına göre, İbnu Abbâs (radıyallahu anh) şu ayeti okurken dinlemiştir: "Oruca dayanamayanlar, bir düşkünü doyuracak kadar fidye verir" (Bakara, 184). İbnu Abbâs (radıyallahu anh) ayeti okuduktan sonra ilave etti: "Bu ayet, oruç tutmaya tahammül edemeyen yaşlı erkek ve yaşlı kadın hakkında mensûh değildir. Onlar da her bir günün orucu yerine bir fakir doyururlar." (KÜTÜB-İ SİTTE / 458)
Sehl İbnu Sa'd (radıyallahu anh) anlatıyore: "Beyaz iplik siyah iplikten, sizce ayrılıncaya kadar yiyin için" ayeti indiği zaman "tan yerinde" kelimeleri henüz nazil olmamıştı. Bir kısım insanlar oruç tutacakları zaman ayaklarına siyah ve beyaz (iplik) bağlar, bunlar görülünceye kadar yiyip içmeye devam ederlerdi. Bunun üzerine Cenâb-ı Hakk: "Tan yerinde" kelimelerini inzal buyurdu. O zaman herkes anladı ki burada beyaz ve siyah ipliklerden maksad gündüz ve gece imiş." (KÜTÜB-İ SİTTE / 467)