Baki kalacak salih amelleri çokca tekrarlayın. Orada bulunanlar "Bu da nedir? Ey Allah’ın Resulu?" demişler. Resulullah (s.a.v.) buyurmuş ki; "Bu minnettir." "O da nedir? Ey Allah’ın Resulu" denildiğinde; "Tekbir, tehlil, tesbih, elhamdülillah, vela havle vela kuvvete illa billah’tır." (İBN KESİR CİLT IX / S.4995)
Kim geceleyin kalkar, abdest alır, ağzına su verir sonra da yüz kere subhanallah, yüz kere elhamdülillah, yüz kere Allah’u Ekber, yüz kere La ilahe illallah derse, günahları bağışlanır. Ancak kan bedeli bunun dışındadır. Çünkü o yok edilemez. (İBN KESİR CİLT IX / S.4997)
Resulü Ekrem;
-“İnsanın yaptığı ibadetin içinde karıncanın ayağının sesinden daha gizli ve nazik riya ve gösterişler vardır.”
Ashab;
-“Bunun farkına varıp nasıl anlayabiliriz. Ya Resululah?”
Resulu Ekrem;
-“Ya Rabbi, bilerek şirk etmekten, gösteriş yapmaktan, ihtirastan Sana sığınırım. Bilmeyerek yaptığımı da Sen affet, ya Rabbi!”duasını öğretti. (İLAHİ EMİRLER S:432)
Abdullah bin Mes’ud (r.a.) den rivayet edilmiştir; dedi ki:
- “Resulu Ekrem (s.a.v.), Ebu Bekir ve Ömer, her iniş, kalkış, kıyam ve Kuudda tekbir alırlardı. (TIRMIZİ CİLT I NO; 253)
İbni Abbas (r.anhuma)’dan;
Peygamberimiz (sav) şöyle buyurmuştur; “Kim dünyada bir resim çizerse, kıyamet gününde o resme ruh vermekle mükellef tutulacak; fakat asla veremeyecektir.” (BUHARİ, MÜSLİM, TIRMIZİ, NESEİ)
Allah Taala’ya muhtaç olduğun kadar itaat et! Cehenneme dayanabileceğin kadar günah işle. (HADİS)
Ömer İbnu'l-Hattâb (radıyallahu anh) anlatıyor: Ömer: "Allah'ım, şarap hakkında bize tatminkâr bir açıklamada bulun" diye dua etmişti ki Bakara suresinde bulunan şu ayet indi: "Sana içki ve kumarı sorarlar de ki: "İkisinde hem büyük günah ve hem insanlara bazı faydalar vardır. Günahları faydasından daha büyüktür." (Bakara 219).
Bunun üzerine Ömer (radıyallahu anh) çağırıldı ve ayet kendisine okundu. Ömer yine: "Allah'ım şarap hakkında bize tatminkâr bir açıklamada bulun" dedi. Bir müddet sonra Nisa suresindeki: "Ey iman edenler! Sarhoşken ne dediğinizi bilene kadar, cünübken, -yolcu olan müstesna- gusledene kadar namaza yaklaşmayın..." (Nisa, 43) ayeti nazil oldu. Ömer (radıyallahu anh) çağırıldı ve ayet kendine okundu. Ömer yine: "Allah'ım şarap hakkında bize tatminkar bir açıklamada bulun" dedi.
Bir müddet sonra, Maide suresindeki ayet indi: "Ey iman edenler! İçki, kumar, putlar ve fal okları şüphesiz şeytan işi pisliklerdir. Bunlardan kaçının ki saadete eresiniz. Şeytan şüphesiz içki ve kumar yüzünden aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah'ı anmaktan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçersiniz değil mi?" (Maide 90-91). Ömer yine çağırılıp ayet kendisine okundu. Bu sefer "Evet Rabbimiz vazgeçtik, vazgeçtik" dedi. (KÜTÜB-İ SİTTE / 592)
Ammâr İbnu Yâsir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: (Kur'ân-ı Kerim'de zikri geçen) sofra gökten ekmek ve et olarak indirildi. Bu mucizeye mazhar olanlara, ihanet etmemeleri ve ertesi gün için, o yiyeceklerden ayırmamaları emredildi. Ancak onlar bunu dinlemediler, hem ihânet ettiler hem de yemeklerinden ayırıp ertesi gün için sakladılar. Bunun üzerine ceza olarak maymun ve hınzır suretine çevrildiler." (KÜTÜB-İ SİTTE / 596)
Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: Ebu Cehil mel'un, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e: "Biz seni yalanlamıyoruz, biz senin getirdiğin şeriatı tekzib ediyoruz" dedi. Bunun üzerine Cenab-ı Hakk şu ayeti inzal buyurdu: "(Ey Muhammed!) Onların söylediklerinin seni üzeceğini elbette biliyoruz, doğrusu onlar, seni yalancı saymıyorlar, fakat zalimler Allah'ın ayetlerini bile bile inkâr ediyorlar. Senden önce nice peygamberler yalanlandı ve kendilerine yardımcımız gelene kadar yalanlamalarına ve sıkıştırılmalarına katlandılar..." (En'âm 32-34). (KÜTÜB-İ SİTTE / 597)