- 435-


yamet günü her zalim için bir sancak dikilir. (İBN KESİR CİLT IX / S.4999)

Müslümanların en büyük suçlusu; haram olmayan bir şey hakkında soru sorup da kendisinin sorusu nedeniyle o şeyin haram kılınmasına vesile olan kimsedir, Ancak Kur’an bir konuyu mücmel olarak indirmiş ise; siz onun açıklamasını istediğiniz taktirde onu muhtaç olduğunuz için bu size açıklanır. Allah;Kitabında neyi zikretmemiş ise; bu, sizin ondan bağışlandığınız şeylerdir. Binaenaleyh Kur’an nasıl onları zikretmeden susmuşsa sizde susun. (İBN KESİR CİLT VI / S.2495)

Cenabı Peygamber buyuruyor:-“Sadaka acayip şey, Sadaka acayip şey, Sadaka acayip şey.” (İLAHİ EMİRLER /S.434)

Namazda tam olarak doğrultmayan – rukuda ve secdede belini tam olarak doğrultmayanı kastediyor- erkeğin kıldığı namaz sahih değildir. (TIRMIZİ CİLT I NO; 264) 

E Ebu Zür’a (r.a) şöyle demiştir:Ebu Hüreyre (r.a) ile birlikte Mervan’ın evine gittik. Ebu Hureyre, evde bir takım resimler gördü ve şöyle dedi: “Peygamberimiz (sav) şöyle derken işittim: Yüce Allah demiştir ki: Benim yarattıklarım gibi bir mahluk yaratmaya, yani süretini yapmaya girişen kimseden daha zalim bir kimse var mıdır? Kalksınlar da bir zerre yaratsınlar, yahut bir tane yaratsınlar veya bir arpa tanesi yaratsınlar bakalım..” (BUHARİ, MÜSLİM)

Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Kim fenalık yaparsa cezasını görür. Kendisine Allah'tan başka ne dost ne de yardımcı bulur" (Nisa 123) meâlindeki ayet nazil olduğu zaman, Müslümanları çok ciddi bir kedere sevketti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle tavsiye etti: "Amellerinizde orta yolu ve doğruyu bulmaya çalışın. Mü'mine musibet nevinden her ne ulaşır ise günahlarına bir kefaret olur. Musibet, beklenmedik bir hadise olmuş, ayağına batan bir diken olmuş farketmez." (KÜTÜB-İ SİTTE / 578)

Sa'd İbnu Ebi Vakkas anlatıyor: "Biz altı kişi Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) ile birlikte oturuyorduk. Müşrikler ona: "Şunları huzurundan kov, bizimle sohbete cür'et etmesinler" dediler. Sa'd devamla diyor ki, orada ben vardım, İbnu Mes'ud, Hüzeyl kabilesinden bir kişi, Bilal ve ismini hatırlayamadığım iki kişi daha varlardı. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın içine Allah'ın dilediği birşeyler düşmüştü. Kendi kendine içinden mırıldandı. Bunun üzerine Cenâb-ı Hakk şu ayeti inzal buyurdu: "Sabah akşam Rabblerinin rızasını isteyerek O'na yalvaranları kovma. Onların hesabından sana bir sorumluluk yoktur, senin hesabından da onlara bir sorumluluk yoktur ki onları kovarak zulmedenlerden olasın" (En'âm 52); (KÜTÜB-İ SİTTE / 598)

Hz. Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor: "(Ey Muhammed!) De ki: Üstünüzden ve altınızdan size azab göndermeye kâdir olan O'dur..." ayeti indiği esnâda Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "...üstünüzden" ibaresinden sonra: "Ya Rabbi sana sığınırım" dedi. Ne zaman ayetin devamı olan: "...Sizi fırka fırka yapıp kiminize kiminizin hıncını tattırmaya kâdir olan O'dur" kısmı nâzil olunca: "Bu iki azab daha hafif, (telafisi) daha kolay" buyurdu." (KÜTÜB-İ SİTTE / 600)

 

   İstanbul -15. 10.2008
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail