Kıyamet günü boynuzlu koçtan boynuzsuz koç hakkını alacaktır. (İBN KESİR CİLT IX / S.5000)Az olup da yeten, çok olup da aldatandan daha hayırlıdır. (İBN KESİR CİLT VI / S.2491)
Sizden sonra bir takım insanlar gelecektir, kendilerini sevdirmek için adam öldürecekler, zengin olmak için hırsızlık yapacaklar, fakirlere bakmayacaklar, haram helal diye bir şey tanımayacaklar, kendilerini sevdirmek için dalkavukluk yapacaklar, böbürlenip duracaklar. Ahlak, ahir zamanda tamamı ile bozulacaktır. Eğer o zamana yetişir de fakirliği kabul edip hırsızlıkla zengin olmazsanız, hakk’ı söyler, dalkavukluk yapmazsanız, Cenabı Hakk size elli sıddık sevabı verecektir. (İLAHİ EMİRLER S:437)
Kabristan ve hamamdan başka bütün yeryüzü mesciddir. (TIRMIZİ CİLT I NO; 316)
Abdullah İbn Abbas şöyle der; Peygamberimiz (sav)’in bir çok sahabilerden-ki bunlar içerisinde en çok sevdiğim Ömer’dir- ; Resulullah (sav) ‘ın şafaktan sonra güneş doğuncaya kadar, ikindi namazından sonra da güneş batıncaya kadar (nafile) namaz kılmayı yasakladığını duydum.(NESEİ)
Kul hasta olduğu veya sefere çıktığı zaman, Allah Taala (c.c.) onun için, sihhatli ve mukim iken işlediği (nafile) amel gibi ecir yazar.(BUHARİ)
İbnu Mes'ud (radıyallahu anh) anlatıyor: "İmân edenler, bununla berâber imanlarına zulüm bulaştırmayanlar var ya, işte (ancak) onlardır ki korkudan emin olmak hakkı kendilerinindir. Onlar doğru yolu bulmuş kimselerdir" (En'âm, 82) ayeti indiği zaman, bu ayet Müslümanlara çok ağır geldi ve: "Hengimiz nefsine zulmetmiyor? (mahvolduk)" dediler. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Hayır, burada kastedilen o değil, şirktir. Lokman'ın oğluna olan şu sözünü işitmediniz mi?: "Oğulcuğum, Allah'a şirk koşma, zira şirk büyük zulümdür" (Lokman, 13). (KÜTÜB-İ SİTTE / 601)
İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Bir grup insan Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a gelerek: "Ey Allah'ın Resulü biz kendi öldürdüğümüzü yiyor, fakat Allah'ın öldürdüğünü yemiyoruz (bu nasıl iş?)" dediler. Bunun üzerine Cenab-ı Hakk şu âyeti indirdi: "Allah'ın ayetlerine inanıyorsanız, üzerine Allah'ın adı anılmış olan şeyden yiyin. Size ne oluyor ki, Allah size darda kalmanızın dışında, haram olanları genişçe anlatmışken adının üzerine anıldığı şeyden yemiyorsunuz? Doğrusu çoğunluk, hevâ ve heveslerine uyarak, bilmeden sapıtıyorlar. Aşırı gidenleri en iyi bilen Rabbindir. Günahın açığını da gizlisini de bırakın. Günah kazananlar, kazandıklarına karşılık şüphesiz ceza göreceklerdir. Üzerine Allah'ın adının anılmadığı kesilmiş hayvanları yemeyin. Bunu yapmak Allah'ın yolundan çıkmaktır. Doğrusu şeytanlar sizinle tartışmaları için dostlarına fısıldarlar. Eğer onlara itaat ederseniz, şüphesiz siz müşrik olursunuz" (En'âm, 118-122). (KÜTÜB-İ SİTTE / 602)
Ebu Davud'un bir rivayetinde: "...Doğrusu şeytanlar, sizinle tartışmaları için dostlarına fısıldarlar..." (En'âm, 121) ayetiyle ilgili olarak, İbnu Abbas şu açıklamayı yapar: Yani "Allah'ın öldürdüğü" diyerek meyteyi (kesilmeksizin, kendiliğinden ölen hayvanı) kastederek: "Onu niye yemiyorsunuz? derler." işte bunun üzerine Cenâb-ı Hakk: "Eğer onlara itaat ederseniz, şüphesiz siz müşrik olursunuz" ayetini indirdi. Bundan sonra da: "Üzerine Allah'ın adının anılmadığı kesilmiş hayvanları yemeyin..." ayeti indi." (KÜTÜB-İ SİTTE / 603)