Kim haccetmek üzere yola çıkar da ölürse; kıyamet gününe kadar ona hac mükafatı yazılır. Kim umre yapmak üzere yola çıkar da ölürse; kıyamet gününe kadar ona umre yapmış mükafatı yazılır. Kim de Allah yolunda savaşmak üzere yola çıkar da ölürse; kıyamet gününe kadar ona gazi( Allah yolunda savaşan kişinin) mükafatı yazılır. (İBN KESİR CİLT IV S.1879)
Hac ve umreyi arka arkaya yapını; çünkü onlar körüğün demir, gümüş ve altından pisliği giderdiği gibi günahları giderirler.. Mebrur haccın sevabı ancak cennettir. Bir mü’min gün boyunca ihramlı kaldığında, güneş onun günahlarıyla batar. (İBN KESİR CİLT X S:5472)
On günler glrdiği zaman, sizden biri kurban kesmek lsterse.. tüğünden ve etinden bir şey almasın. (GÜNYET’ÜN-TALİBİN S:732)
Dikkat ediniz; en büyük günahlı kimse odur ki, Arafat dağında dönerken Allah Taala’nın kendisini bağışlamadığı görüşündedir. (GÜNYET’ÜN-TALİBİN S:690)
Medine halkına kötülük yapanlara Hak Taala eza ve cefa verir. (EL-UHUDÜ'L-KÜBRA, S;227)
İbn Abbas (r. anhuma)’dan;
İnsanlar İslam’ın bidayetinde (yani haccın farz kılındığı ilk yıllarda) Mina da, Arafat’da, Suk zi’l-Mecaz’da ve hacıların toplanıp., birleştiği yerde alıp-satıyorlardı. İhrama girmiş olduktan sonra alış-veriş yapmaktan korkmuşlardı. Bunun üzerine Allah Taala Rabbinizden ihsan istemenizde bir mahzur yoktur” (Bakara Suresi 198), (Hacıların toplantı yerlerinde) mealindeki ayet-i celileyi inzal buyurdu. (BUHARİ, MÜSLİM, NESEİ)
Bir insan kurban derisine tenezzül eder de satarsa, Allah Taala kestiği kurbanı kabul etmez. (İLAHİ EMİRLER, S;357)
İbn Abbas (r. anhuma)’dan;
Peygamberimiz (sav) Hacer-i Esved hakkında şöyle buyurdu;
“ Allah’a yemin ederim ki, Cenab-ı Hak kıyamet gününde onu, “ Hacer-i Esved’i gören gözleri ve konuşan dili olduğu halde, kendisine ihlas ile el sürüp öpen kimsenin cennetlik olduğuna şahid olaral diriltecektir.”(TIRMIZİ)
Cabir (ra)’den;
Peygamberimiz (sav), iki rek’at tavaf namazında iki ihlas surelerini (Kul ya eyyühe’l-kafirun – ile – Kul huvallahü ehad)i okudu. (TIRMIZİ, MÜSLİM)
İbn Abbas (r. anhuma)’dan;
Cüheyne kabilesinden bir kadın, Peygamberimiz (sav)’e geldi ve sordu:
-Ya Resulullah anam haccetmeyi nezretmişti. Fakat haccedemeden öldü. Onun yerine haccedebilir miyim?
Peygamberimiz (sav):
-Evet. Onun yerine haccet. Ve ne dersin? Annenin borcu olsaydı öder miydin? Allah’a olan borçları da ödeyin. Çünkü. Allah, borcu ödenmesi en layık olandır. (BUHARİ, NESEİ)