- 454-


Allah Taala buyuruyor ki: Ey Ademoğlu; sen Bana dua edip Benden umduğun sürece senden olan şeyleri (günahları)  bağışlarım da hiç aldırmam. Ey Ademoğlu şayet günahların gökyüzünü kaplasa, sonra Benden bağışlanma dilesen, seni bağışlarım da hiç aldırmam. Ey Ademoğlu  şayet Bana dünya dolusu günahlarla gelsen, sonra Bana şirk koşmamış olarak ulaşsan, Ben de sana dünya dolu mağrifet ile gelirim. (İBN KESİR CİLT VI / S.2861)

Allah Resulu (s.a.v.); Allah’tan daha kıskanç hiç kimse yoktur. Bunun için kötülüğün gizlisini de açığını da haram kılmıştır. (İBN KESİR CİLT VI / S.2863)

İnsanın kıymetli bir malı olduğu vakit;

  “Maşaallahü la kuvvete illa billah” derse, ona hiçbir zarar gelmez. (İLAHİ EMİRLER S:470)

Ey kadınlar güruhu! Ziynet eşyanızdan bile olsa sadaka (zekat) verin. Zira kıyamet gününde cehennem ehlinin çoğu sizsiniz. (TIRMIZİ CİLT I  NO; 630)

Ümmetimin iki kötü huya yakalanmalarından çok korkuyorum. Bunlar nefse uymak ve ölümü unutup dünya arkasından koşmaktır. (HADİS)

Ana babasının veya ikisinden birinin kabrini her Cum’a günleri ziyaret edenin günahları affolur. Haklarını ödemiş olur. (HADİS)

Bir rivayette Said İbnu Cübeyr'in: "Ya Sûretu'l-Haşr (niçin inmiştir?)" sorusuna İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ)'ın: (Haşr suresi mi? hayır! O), Benûn-Nadir suresidir" cevabını verdiği kaydedilmiştir. (KÜTÜB-I SİTTE /631)

 

Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Ebu Bekir (radıyallahu anh), Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) tarafından Veda haccından önceki hacc emiri olarak tayin edildiği hacda, "Bu yıldan sonra müşriklere haccetmek yasaktır", "Çıplak olarak Beytullah tavaf edilemez" diye ilan etmek üzere vazifelendirdiği bir grubla beni de gönderdi. Ancak, bilâhare Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm), Hz. ebu bekir (radıyallahu anh)'in arkasından Hz. Ali'yi gönderdi ve Berâet suresini halka ilan etmeyi ona emretti. Hz. Ali (radıyallahu anh) bizimle birlikte Mina'da halka, Berâet'i ilan etti: "Bu yıldan sonra hiçbir müşrik hacc yapamıyacak ve çıplak olarak Beytullah tavaf edilmeyecek." (KÜTÜB-I SİTTE /632)

 

Bir başka rivayette, aynı hâdise şöyle gelmiştir:

"Haccu'-ekber günü, kurban bayramı günüdür. el-Haccu'l-ekber de haccdır. Hacca "el-Haccu'l-Ekber" denilmesi, halkın umreye "el-Haccu'l-Asgar" demesinden ileri gelmiştir.

Ebu Hüreyre devamla diyor ki: "O yıl, Hz. Ebu Bekir (radıyallahu anh) bu tebliği halka duyurdu. Bunun üzerine ertesi yıl yani Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in bizzat katılarak Veda haccını yaptığı zaman, tek müşrik hacca katılmadı.

Hz. Ebu Bekir'in müşriklere ilanda bulunduğu sene Cenab-ı Hakk şu ayeti indirdi: "Ey iman edenler! Doğrusu puta tapanlar pistirler, bu sebeple, bu yıldan sonra Mescid-i Haram'a yaklaşmasınlar. Eğer fakirlikten korkarsanız, bilin ki, Allah dilerse sizi bol nimetiyle zenginleştirecektir. Allah şüphesiz bilendir, hakimdir" (Tevbe 28).

Müşrikler ticaret yapıyorlar, Müslümanlar da bundan faydalanıyorlardı. Allahu Teâla müşriklerin Mescid-i Haram'a yaklaşmalarını yasaklayınca, Müslümanlar müşriklerin yaptıkları ticaretin kesilmesiyle ondan elde ettikleri menfaatin kesileceği endişesine düştüler. Bunun üzerine Cenab-ı Hakk şu vahyi indirdi: "Eğer fakirlikten korkarsanız, bilin ki, Allah dilerse sizi bol nimetiyle zenginleştirecektir."

Sonra bunu takip eden ayette Cenab-ı Hakk cizyeyi helâl kıldı. Bu daha önce alınmıyordu. Bunu, müşriklerin ticaretiyle elde edilen menfaate bir karşılık (ivaz) yaptı. Cenab-ı Hakk şöyle buyurdu: "Kitap verilenlerden, Allah'a, ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Peygamberinin haram kıldığını haram saymayan, hak dinini din edinmeyenlerle, boyunlarını büküp kendi elleriyle cizye verene kadar savaşın" (Tevbe 29).

Allah Müslümanlara bunu helâl kılınca, anladılar ki, Allah kendilerine, müşriklerle olan ticaretin kesilmesi sebebiyle kaybından korkup üzüldükleri menfaatten daha fazlasını vermektedir"(KÜTÜB-I SİTTE /633)

   İstanbul -25. 02.2009
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail