Şu üç hasletten biri mukabili olması dışında, Müslüman olan bir kişinin kanı helal olmaz; Evli (olduğu halde) zina eden recmedilir. Bir adamı kasten öldüren, öldürülür. İslamdan çıkıp Allah ve Resulu ile harbeden öldürülür veya asılır veya oradan sürülür. (İBN KESİR CİLT VI / S.2864)
Üç şey vardır ki, bunlar çıktığında; kişi daha önceden inanmamış veya imanından bir hayır kazanmamışsa ona imanı hiç fayda vermez. Güneşin batıdan doğması, Deccal ve Dabbet’ül-Arz.. (İBN KESİR CİLT VI / S.2874)
İmanı kuvvetli olup da ayağı kayanları, mutlaka Allah’ın onların elinden tutup da kaldıracağına şehadetlik ederim. (İLAHİ EMİRLER S:474)
Ölülerinizin iyiliklerini anın ve kötülüklerinden sarfi nazar edin. (TIRMIZİ CİLT II NO; 1024)
Bir Müslüman abdest aldığı zaman, günahları kulağından, gözünden, elinden ve ayağından dökülür ve oturduğu zaman affedilmiş olarak oturur. (HADİS)
Kim başkasını alaya alırsa, Allah Taala onu rezil eder. Kim sabrederse, Allah Taala sevabını kat kat verir. Kim Allah Taala’ya karşı gelirse, Allah Taala ona azap verir. (HADİS)
Adiy İbnu Hâtim (radıyallahu anh) anlatıyor: "Boynumda altundan yapılmış bir haç olduğu halde Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a geldim. Bana: "Ey Adiy boynundan şu putu çıkar, at!" dedi ve arkadan şu ayeti okuduğunu hissettim:
"Onlar Allah'ı bırakıp hahamlarını, papazlarını ve Meryem oğlu Mesih'i rableri olarak kabul ettiler. Oysa tek ilahtan başkasına kulluk etmemekle emrolunmuşlardı. Ondan başka ilah yoktur. Allah, koştukları eşlerden münezzehtir." (Tevbe, 31).
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) devamla: "Aslında onlar, bunlara (ruhbanlarına) tapınmadılar, ancak bunlar (Allah'ın haram ettiği bir şeyi) kendileri için helâl kılınca hemen helâl addediverdiler, (Allah'ın helâl kıldığı bir şeyi de) kendilerine haram edince hemen haram addediverdiler." ." (KÜTÜB-I SİTTE /641)
İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Bir bedevi kendisine: "Bana şu ayet hakkında açıklamada bulun, dedi ve ayeti okudu: "Altın ve gümüşü biriktirip Allah yolunda sarfetmeyenlere can yakıcı bir azabı müjdele" (Tevbe 35). İbnu Ömer şu cevabı verdi:
-"Kim onu biriktirir ve zekatını vermezse vay haline! Bu ayet zekat emri gelmezden önceye aittir. Zekat emri gelince, Allah zekâtı mallar için bir temizlik kıldı." ." (KÜTÜB-I SİTTE /643)
Tabiin'den Zeyd İbnu Vehb anlatıyor: "Biz Huzeyfe (radıyallahu anh)'nin yanında idik. Bize dedi ki: Şu ayetin kasteddiklerinden hayatta sadece üç kişi kaldı: "Eğer andlaşmalarından sonra yeminlerini bozarlar, dinimize dil uzatırlarsa, inkârda önde gidenlerle savaşın -çünkü onların yeminleri sayılmaz- belki vazgeçerler" (Tevbe 12), münafıklardan da sadece dört kişi kaldı."
Bu söz üzerine bir bedevi kalkarak: "Siz Muhammed (aleyhissalâtu vesselâm)'in arkadaşlarısınız, bize bir kısım haberlerde bulunuyorsunuz, ama bunların mâhiyeti nedir, ne değildir biz anlamıyoruz. Söz gelimi sadece dört tane münafık kaldığını söylediniz. Pekâla şu evlerimizi yarıp işe yarayan şeylerimizi çalanlara ne demeli?" dedi.
Huzeyfe (radıyallahu anh): "Onlar fasıklardır. Ben tekrar ediyorum münafıklardan sadece dört tanesi kalmıştır: Bunlardan biri yaşlı bir ihtiyardır, öyle ki soğuk suyu içse soğukluğunu hissedecek halde değildir." (KÜTÜB-I SİTTE /639) |