- 461-


Huzeyfe İbn Esid Ebu Seriha el- Gıfari’den rivayetine göre; Biz kıyameti tartışırken; Allah Resulu (s.a.v.) odadan bizim yanımıza çıktı ve şöyle buyurdu; Siz on alamet görmedikçe kıyamet kopmaz; Güneşin batıdan doğması, duman,Dabbetü’l-Arz, Yecüc ve Mecüc’ün çıkması, Meyem oğlu İsa ve Deccal’in çıkması, biri batıda ,biri doğuda ve biri Arap Yarımadasında olmak üzere üç yer batması, insanların geceledikleri yerde geceleyecek, istirahata çekildikleri ve öğlen uykusuna çekildikleri yerde öğle uykusuna çekilecek ve insanları sürükleyecek bir ateşin Aden çukurundan çıkması. (İBN KESİR CİLT VI / S.2875)

Muhakak ki Rabbimiz Rahim’dir. Kim bir iyilik yapmaya niyet eder onu yapmaz ise; ona bir iyilik yazılır. Eğer yaparsa; ondan yedi yüze daha çok katlarına kadar iyilik yazılır. Kim bir kötülüğe niyet eder ve onu yapmaz ise; ona,  bir iyilik yazılır. Eğer işlerse bir tek olarak yazılır veya Allah Taala onu siler. Sadece helakı kesinleşen,  hidayet kapıları kendine kapanan kimseyi  Allah Taala helak eder. (İBN KESİR CİLT VI / S.2880)

Gizli borcunu ödeyen kimse cennetin bütün kapılarından iltifatla girecektir. (İLAHİ EMİRLER S:478)

Cenazeyi yıkamaktan yıkanmak ve taşımaktan abdest lazım gelir. (TIRMIZİ CİLT II  NO; 998)

Yapacağın her işi, önce düşün! Allah Taala’nın razı olduğu, izin verdiği bir iş ise, onu yap! Böyle değilse, o işten kaç. (HADİS)

Akıllı kimse nefsine uymaz, ibadet eder. Ahmak ise, nefsine uyar, sonra da Allah Taala’dan rahmet bekler. (HADİS)

 

İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Altın ve gümüşü biriktirip Allah yolunda sarfetmeyenlere can yakıcı bir azabı müjdele" ayeti nazil olduğu zaman, Müslümanlar bundan fazlaca kaygulandılar. Hz. Ömer (radıyallahu anh): "Ben sizin üzüntünüzü gidereceğim, haydi gelin" dedi ve gidip Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e müracaat ederek: "Ey Allah'ın Resûlü, dedi bu ayet ashabını çok kaygılandırdı." Hz. Peygamber: "Allah zekâtı, malınızda bâki kalan kirliliği temizlemek için farz kıldı. Nitekim, sizden sonrakilere kalması için de mirası farz kıldı" buyurdu.

İbnu Abbas devam etti: (Resûlullah'ın bu açıklaması üzerine) Hz. Ömer (radıyallahu anh) sevincinden (Allahu ekber) dedi. Peygamberimiz (aleyhissalâtu vesselâm) açıklamasına devamla, Hz. Ömer (radıyallahu anh)'e: "Kişinin kendi lehine biriktirdiği şeyin ne olduğunu sana haber vereyim mi? Bu, saliha bir kadındır. Yani nazar ettiği zaman kendini hoşnud kılacak, emrettiği zaman itaat edecek, evinden uzaklaştığı zaman (malını ve namusunu) koruyacak olan kadın." (KÜTÜB-I SİTTE /646)

 

İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Allah'a ve ahiret gününe inananlar mallarıyla, canlarıyla savaşmak istediklerinden ötürü geri kalmak için senden izin istemezler.." (Tevbe, 44) ayeti, Nur suresindeki şu ayetle neshedilmiştir: "Doğrusu Allah'a ve Peygamberine inanan mü'minler, Peygamberle beraber bir işe karar vermek için toplandıklarında ondan izin almaksızın gitmezler. Ey Muhammed! Senden izin isteyenler, işte onlar, Allah'a ve Peygamberine inananlardır. Bazı işleri için senden izin isterlerse, içlerinden dilediğine izin ver, Allah'tan, onların bağışlanmalarını dile. Allah şüphesiz bağışlar, merhamet eder" (Nur, 62). (KÜTÜB-I SİTTE /647)

 

Ebu Mes'ud el-Bedrî (radıyallahu anh) anlatıyor: "Sadaka vermeyi emreden ayet (Tevbe, 103) nazil olduğu zaman biz (ücret mukabilinde) sırtlarımızda yük taşıyor (bu yolla bir şeyler kazanıp ondan sadaka veriyor)duk. Bir adam (Abdurrahman İbnu Avf) gelerek çok miktarda bağışta bulundu. (Münafıklar dedikodu yaparak onun hakkında, gösteriş yapıyor), mürâdi dediler. Hemen şu ayet nazil oldu:

"Sadaka vermekle gönülden davranan mü'minlere dil uzatan ve ancak ellerinden geldiği kadar verebilenlerle alay eden kimselere bu davranışlarının cezasını Allah verir. Onlara can yakıcı azab vardır" (Tevbe 79). (KÜTÜB-I SİTTE /648)

   İstanbul - 15.04.2009
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail