- 478-


Zekeriyya oğlu Yahya dışında bütün Ademoğulları günahkar olarak gelecektir. (İBN-KESİR CİLT; X S; 5123)

Allah Resulu şöyle buyurmuştur; Kim tek ve ortağı olmayan Allah’tan başka ilah olmadığına, Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna, İsa’nın kulu, elçisi ve Meryem’e ilka etmiş olduğu kelimesi, O’ndan bir ruh olduğuna, cennetin ve cehennemin hak olduğuna şehadet ederse; Allah Taala işlemiş olduğu amelleriyle onu cennete koyar. (İBN-KESİR CİLT; X S; 5

Enes bin Mâlik (Radyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre; Zeyd bin Sabit (Radıyallâhü anh) :

Biz, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ile beraber sahûr yemeğini yedik, sonra sabah namazına kalktık, dedi. Enes (Radı-yallâhü anh) demiştir ki:  Ben :

Sahûr yemeği ile sabah namazına kalkışınız arasında ne kadar zaman vardı? diye sordum. Zeyd (Radıyallâhü anh) dedi ki: Elli âyet okuyacak kadar." (İBN-MACE NO; 1694)

 

Enes bin Mâlik (Radıyallâhü anh)'den: Şöyle demiştir :

Resûlullah' (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) nefsine zarar gelme­sinden korkan hâmile kadın ve çocuğuna zarar gelmesinden korkan emzikli kadın için Ramazan orucunu tutmama ruhsatını vermiştir." (İBN-MACE NO; 1694)

 

K a'b    Radıyallâhü anhl'ın  rivayeti şöyledir:

"Şiddetli bir sıcakta biz Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ile beraber sefere çıktık. Cemaatımızdan bir adamı, hasta gibi bir ağacın gölgesi altında uzanmış olarak gördük. Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ; “Arkadaşınızın nesi var, neresi ağrıyor?” diye sordu. Sahâbîler: Hastalığı yoktur. Lâkin oruçludur. Sıcaklık ona çetin gelmiştir, diye cevap verdiler. Bunun üzerine Peygamber Sallallahü Aleyhi ve Sel­lem) :

“Yolculukta oruç tutmanız, matlub İbâdet değildir. Allah'ın size verdiği ruhsata sarılınız.» buyurdu.” (TABERİ)

 

Abdurrahmân bin Avf (Radıyallâhü anh) rivayet edildiği­ne göre: Resûlullah (Sailallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :

«Yolculukta Ramazan orucunu tutan kimse, hazerde oruç tut­mayan gibidir.» (İBN-MACE NO; 1666)

Ebu Hureyre (r.a) den rivayet edilmiştir: “Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki ; “Şüheda (şehidler) beştir: Vebaya tutulmuş, kanlı basura yakalanmış, boğulmuş, enkaz altında kalmış ve Allah yolunda şehid düşmüş.” (SÜNEN-İ TIRMIZİ CİLT; II S; 245)

Enes b. Mâlik şöyle demiştir:

Muâz (b. Cebel) deve üstünde Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'in terkisinde idi. "Yâ Muâz!" diye nidâ buyurdu. (Muâz): "Lebbeyk yâ Resûlâ'llâh" dedi. (Ve bu) üç kere (vâkı' oldu. Üçüncüsünde): "Hiç kimse yoktur ki kalbinden tasdîk ederek Allah'dan başka İlâh olmadığına ve Muhammed'in Resûlullâh olduğuna şahâdet etsin de, Allâh (u Teâlâ) onu (Cehennem) ateşine harâm etmesin." buyurdu. (Muâz): "Yâ Resûlâ'llâh, bunu halka haber vereyim de sevinsinler mi?" dedi. "Hayır, söyleme. Çünkü (sonra buna) güvenirler." buyurdu. Bunu Muâz (b.Cebel) vefâtına yakın günahdan sıyrılmak için haber verdi. (SAHİH-İ BUHARİ NO; 105)

Gözümün nuru ve meserreti namazdadır. (İLAHİ EMİRLER S; 586)

   İstanbul -18. 08.2009
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail