Hz.
Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: Resulullah aleyhissalâtu
vesselâm'a: "Hangi sadaka efdaldir?" diye sorulmuştu:
"Sağlıklı ve fakirlikten korkup, zenginliğe ümit bağladığın,
mala karşı cimri olduğun halde tasadduk etmen! Bu şekilde
tasadduku, can boğazına gelip de falana şu kadar, feşmekana bu
kadar diyeceğin zamana kadar devam ettir. O sırada (yaptığın
tasaddukun sana bir faydası yoktur, çünkü malın, artık) zâten
birilerinin olmuştur." (KÜTÜB- İ SİTTE/5760)
Hz.
Enes anlatıyor: "Resulullah aleyhissalâtu vesselâm'a ölüm
vakti geldiği vakit, Aleyhissalâtu vesselâm'ın can çekişirken
yaptığı vasiyetin hepsi: "Namaz(ı ihmal etmeyin) ve sağ
ellerinizin sahip oldukları(nın yani kölelerinizin hukukuna riayet
edin)" demek olmuştur." (KÜTÜB- İ SİTTE/6790)
Câbir
İbnu Abdillah radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resulullah
aleyhissalatu vesselâm buyurdular ki: "Kim vasiyet yapmış
olarak ölürse doğru bir yol ve sünnet üzere ölmüş olur; takva
ve şahadet üzere ölmüş olur, mağfirete uğramış (günahları
bağışlanmış) olarak ölmüş olur." (KÜTÜB- İ SİTTE/6792)
Hz.
Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu
vesselam buyurdular ki: "Kim varisinin mirasçılığı (hakkı)ndan
kaçarsa Allah Kıyâmet günü o kimsenin cennetten mirasçılığını
keser." (KÜTÜB- İ SİTTE/6793)
Muğire
İbnu Şu'be radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalâtu
vesselâm buyurdular ki: "Benim üzerime söylenen yalan, bir başkası
üzerine söylenen yalan gibi değildir. Öyleyse kim bile bile bana
yalan nispet ederse cehennemdeki yerini hazırlasın!" (KÜTÜB-
İ SİTTE/5178)
Mücâhid
merhum anlatıyor: "Büşeyr el-Aşevi, Hz. İbnu Abbâs radıyallahu
anhümâ'ya gelip: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm
buyurdular ki..." diyerek bir şeyler anlatmaya kalktı. Ancak İbnu
Abbâs onu konuşmaya bırakmadı ve kendisine iltifat etmedi. Büşeyr:
"Sözlerimi niye dinlemiyorsunuz? Ben size Resulullah aleyhissalâtu
vesselâm'dan anlatıyorum, hiç tınmıyorsunuz, niçin?" diye
sordu. İbnu Abbâs ona şu cevabı verdi: "Biz vaktiyle, bir
kimsenin "Resulullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki"
dediğini işitince, gözlerimizi ona çevirip kulaklarımızı da
dinlemek üzere uzatıyorduk. Ne zaman ki, insanlar hadis rivayetinde
laubalileştiler, biz de onlardan ancak bildiklerimizi almaya başladık."
(KÜTÜB- İ SİTTE/5179)
İstanbul - 17.06.2003
http://gulizk.com
|