Kıyamet
gününde Müslümanların cesurları hakimlerdir.Zalim olurlarsa,
cehennemlik demektir. (ENVARÜL AŞIKIN/ S.346)
Farz
namazlar teraziye benzer. Doğru tartan, karşılığını görür. (MÜKAŞEFETÜ’L
KULUB/S.119)
Hz.
Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resulullah
(aleyhissalâtü vesselâm) buyurdular ki: "Hayvanlarınızın sırtını
minberler yerine koymayın. Şurası muhakkâk ki tek başınıza güçlükle
gidebileceğiniz bir yere sizi götürmeleri için AIIah onları
sizlere musahhar (hizmetçi) kıldı. Arzı da sizin (durma yeriniz) kıldı,
öyleyse ihtiyaçlarınızı (duran hayvanının sırtında değil)
arz üzerinde görün."(KÜTÜB-İ SİTTE/1966)
Hz.
Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resulullah
(aleyhissalâtü vesselâm) buyurdular ki: "Allah celle şânühü
mahlukâtın olmasına hükmettiği zaman -Müslim'in rivâyetinde:
"Allah mahlukatı yarattığı zaman"- yanında bulunan, Arş'ın
gerisindeki bir kitaba şunu yazdı: "Muhakkak ki rahmetim gazabıma
galebe çalmıştır." (KÜTÜB-İ SİTTE/1957)
Ebü
Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhisselâtu
vesselâm) buyurdular ki: "Allah rahmeti yüz parçaya böldü.
Bundan doksan dokuz parçayı kendine ayırdı. Yeryüzüne geri kalan
bir cüzü indirdi. (Bunu da -cin, insan ve hayvan mahlukatı arasında
taksim etti.) Bu tek cüz(den nasibine düşen pay sebebiyledir ki,
mahlukat birbirlerine karşı merhametli davranır. At, (hayvan)
yavrusuna basmamak endişesiyle ayağını bu sayede kaldırır."
(KÜTÜB-İ SİTTE/1958)
Muhammed
İbnu İshâk kendisine Ebü Manzür denen Şamlı bir zattan
naklediyor, bu da amcasından, o da Hadır'ın kardeşi Âmiru'r-Râm'dan
nakletmiştir. Âmir der ki: "Bizim için bayraklar ve sancaklar
yükseltildiği zaman memleketimizde idik. Ben: "Bu nedir?"
diye sordum.
"Resulullah (aleyhissalâtü vesselâm)'ın sancağı!"
dediler. Yanına gittim. Bir ağacın altında oturuyordu. Ashâbı da
etrafını sarmıştı. Ben de yanlarına oturdum. Bir ara Resulullah
(aleyhissalâtü vesselâm) hastalıklardan ve dertlerden bahsedip
dedi ki:
"Mü'mine bir hastalık gelir, sonra da Allah ona şifa verirse,
bu hastalık onun geçmiş günâhlarına kefâret, geri kalan hayatı
için de bir öğüt olur. Şâyet münâfık hastalanır, sonra da
afiyet verilirse o, sahibi tarafından bağlanıp sonra da salıverilen,
fakat niçin bağlandığını, niçin salıverildiğini bilmeyen bir
deve gibidir."
Aleyhissalâtu vesselâm'ın etrafında oturanlardan biri:
"Ey Allah'ın ResuIü, eskâm (hastalıklar) nedir? Ben aslâ hiç
hastalanmadım?" diye sordu. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm):
"Kalk! Sen bizden değilsin" buyurdu." (KÜTÜB-İ SİTTE/1968)
İstanbul - 26.06.2003
http://gulizk.com
|