Beşinci Bölüm:
Mektûbât-ı Rabbânî
– 405.Mektup (Abdülkadir AKÇİÇEK tercümesi.)
Bir
kimsenin ki, hidayet meyli içinden gelmez;
Peygamberin yüzünü görmek dahi fayda etmez..
Mektûbât-ı Rabbânî
– 441.Mektup (Abdülkadir AKÇİÇEK tercümesi.)
Şu anda
ise, Allahu Teala'nın fazlı ile iş o dereceye ulaştı ki, Kur'an
nazmından yana, bir yerde benim için, idrak kusurundan dolayı bir
tereddüt mecali olsa, o yer Kur'an'a imanın artmasına sebep
olmaktadır. Yine bu tereddüt, Kur'an'da icazın zuhuruna sebep
olmaktadır. (Îcâz:Âciz bırakma)
Şimdi,
ondaki icaz bölümlerinin muğlak (Kapalı, kilitli,
anlaşılmaz,karışık) yanlarını tasavvur ediyorum. Bu müşkül cihetleri
dahi, tam manası ile olsa bir belağate ve fesahate hamlediyorum ki,
beşer onları anlamaktan yana acizdir. Şunun için ki, o,
icazın da ihtirasın da ötesindedir.
Kur'an'i anlamamakta hasıl olan iman, onu anlamakta yoktur. Zira onu anlamamakta, icaz yolunun inkişafı
bulunmaktadır; halbuki böyle bir şey anlamak suretinde yoktur.
Sübhan
Allah... Ne hikmettir ki, Kur'an'ı anlamamak, bir kavmin
dalâletine ve Allah’ın kelâmını inkâr etmelerine sebep olurken, bir
başka kavmin dahi Kur'an'a imanda kemaline sebep olmaktadır;
onları hidayete götürür. Onunla bazılarına hidayet
verirken, bazılarını da dalâlete düşürür.
Şeyhu’l Ekber
Muhyiddin İbn Arabî - Risâleler. C.2 – S.192
Bil ki,
Rubûbiyete iman hidâyeti artırır.
Ulûhiyete iman ise hidâyetin kendisidir.
Şeyhu’l Ekber
Muhyiddin İbn Arabî - Risâleler- C.3 S.192
İnsan aslı itibariyle rabbani bir varlıktır, sınırlandırılmamıştır.
Hidâyet ise sınırlandırma demektir.
Sapma ise sınırlandırılman kalkması ve insanın Rubûbiyetinin ortaya
çıkması demektir.
Bu
yüzden Allah , mutluluk perdesiyle onu masum, korunmuş kılmamıştır.
Ki buna da bedbahtlıkla sahip olmaktadır, çünkü dünya yurdunda
bulunduğu sırada tabiatına uygun düşmektedir. Ve çünkü mutluluk da
insanın tabiatına uygundur; ancak sonraki bir aşamada.
Ahmed HULÛSİ- AKIL VE İMAN
Nereye Kadar Akıl-Sayfa-16:
Uranüs`ten
gelen akıl, "aklı kül"den yansımadır!
Çok geniş boyutlu, madde ötesine dönük düşünceleri meydana getirir.
Madde ötesine dönük düşünceler Şiron`un uygun açıyla
beslemesi hâlinde “hidâyet” dediğimiz "ALLAH"a ve özüne
yönelme tesirlerini meydana getirir.
Ahmed HULÛSİ- Hz.MUHAMMED NEYİ OKUDU
Hidâyet Nedir Nasıl Oluşur? Sayfa-167:
-"İhdına's sırat'el mustakıym..."
-Hakkımızda hayr olana erdir...
"İhdâ"nın mânâsı "hidâyet et" demektir...
"Hidâyet" ise, "hayır olan gayeyi oluşturacak hedefe,
lutfu letâfetle, varlığın yapısından, bünyesinden gelen bir yoldan
erdirmek"; demektir..
"Hidâyet", en kapsamlı anlamıyla, yaratılmış her “şey”i,
o şey hakkında “hayr” olan hedefine, "LÂTİF" isminin
sırrıyla, yönlendirip, o yolda yürümeyi ve hedefine ermeyi
kolaylaştırmaktır..
Muhakkak ki, herkese bir hedef takdir edilmiştir; ve birim o
hedefine kendisine gelen “hidâyet” üzere ulaşacaktır!. Çünkü
ona, o hedefe ulaşmak “hidâyet” edilmiş “kolaylaştırılmıştır”!.
Ahmed HULÛSİ-OKYANUS ÖTESİNDEN-1- 23.Ocak.1988-Sayfa:86
Soru:
-Bu
durumda şefâat ile hidâyet arasında ne fark var?.
Üstad:
-Hidâyet
fıtrîdir... Şefâat âfâkidir!..
Derleyen: Hamdi Cenik
hamdicenik@hotmail.com
İstanbul -09.05.2006
http://sufizmveinsan.com
|