MEVLÂNA CELÂLEDDÎN-İ RÛMİ- MESNEVÎ-İ ŞERÎF:
Hakîm olan erden hikmet iste ki onunla görücü, bilici olasın.
Hikmet arayan hikmet kaynağı olur,
tahsilden ve sebeplere teşebbüsten kurtulur.(1/1064)
İlim ve hikmet helâl lokmadan doğar;
aşk ve rikkat helâl lokmadan meydana gelir. (1/1644)
Şarap kokusunu şarap içen tanır.
Şarap içmeyen şarap kokusunu ne bilsin?
Hikmet, müminin kaybolmuş devesine benzer,
Hikmet, teşrifatçı gibi adamı padişahla görüştürür. (2/1668-9)
Dünya hikmeti, zannı, şüpheyi artırır,
din hikmetiyse insanı feleğin üstüne çıkarır.
(2/3203)
Allah’ın zâtına nasıl son yoksa hikmetlerine de son yoktur.
Aklını başına al da ağzını yum, yaprağı çevir!” (3/1081)
Bilgi ve hikmet, doğru yolla yolsuzluğu göstermek içindir.
Her taraf yoldan ibaret olsaydı hikmet, abes ve boş bir şey olurdu.
(6/1753
MUHYİDDÎN İBN ARABİ-“Risâleler”:
Eğer cömertlik (cud) olmasaydı varlık (vücud) zuhur etmezdi ,
Kerem
olmasaydı hikmet belirmezdi.
Eğer başkasını kendine tercih etme olmasaydı, sırlar ortaya
çıkmazdı. (2-71)
MUHYİDDÎN İBN
ARABİ-“Risâleler”:
(Susmak) Bir;
Allah’tan başkasıyla konuşmaktan lisanen susmak.
Her hangi bir
varlıkla ilgili olarak nefiste uyanan herhangi bir düşünce ile
ilgili olarak kalben susmak.
Dili susup ta
kalbi susmayanın yükü hafif olur.
Dili ve kalbi
susanın sırrı zahir olur, Rabbi ona tecelli eder.
Kalbi susup
dili susmayan hikmet diliyle konuşur.
Dili de kalbi de
susmayan kimse şeytanın mülkü ve maskarası olur. (3-336)
Ahmed HULÛSİ – “TECELLİYÂT”-Sayfa:19
Eğer, vukû bulan
hâdiselerin hikmetini sezemiyorsan, hemen itiraz etmekten kaçın
ve o işin sonunu beklemeye çalış!. Şüphesiz ki işin hikmetini
sezinlemek o zaman daha kolaylaşır. Böylece, sen de câhilane
isyanlardan korunmuş olursun.
Ahmed HULÛSİ –
“MESAJLAR”-Sayfa:77
Dünya hikmet
yurdudur; ve bu dünyada oluşan her şey, kendinden evvelki sebepler
etkisiyle yönünü bulur. Bu, yaratan Allah’ın ‘’Sistem ve
düzeni’’dir.
Ahmed HULÛSİ –
“KENDİNİ
TANI”-“İnsansı”
ile “İnsan”-Sayfa:88,89,90
Biraz önce
vurgulamıştım ki; hangi özellik ve mânâları ortaya koymayı murad
ettiyse, o özellik ve mânâlara uygun sûretlere bürünmüş ve o
sûretlerin kendi şartları içinde bir takım fiilleri ortaya koyma
yoluna gitmiştir.
Varlık,
orijininde, zâtı itibariyle O mutlak varlık olmasına rağmen,
o sûretlerin şartları içinde o fiilleri ortaya koymuştur.
İş bu
yüzdendir ki, "İlâhi kanunlar" denen evrende geçerli sistem,
o muhteşem mekanizma:
"Velen
tecide lisünnetallahi tebdilâ."
"Allah`ın
varediş sisteminde, kanunlarında, asla değişiklik olmaz!"(48/23)
âyetinde
belirtilen bir biçimde asla değişmez!.
"Doğa kanunu"
da diyebileceğin sistem, 0 mutlak kanun koyucunun, sistem
oluşturucunun dilediği bir biçimde hükmünü icra eder.
Yani, bir
diğer anlatım ile;
Sebepler âlemi
içinde yaşanılmaktadır... Varlık, tümüyle O`nun varlığından
ibaret olmasına rağmen, yaşam tarzı, "O"nun içinde bulunduğu
sûretin şartlarını yaşaması, ortaya koyması dolayısıyla, "Hikmet
âlemi veya sebepler âlemi"
biçiminde bir oluşum meydana getirmiştir...
Bundan dolayı
da her birim, kendi yapısının, varoluş kapasitesinin içinde bir
takım şeyleri oluşturmak mecburiyetindedir...
İşte, her bir
birimin, takdir edilmiş bulunan bir özellik ve mânâyı ortaya
koyması:
" Biz her
şeyi kaderiyle halkettik".
(Kamer 49)
âyetinde
vurgulanmıştır.
Ayrıca, bu
hususu izah eden önemli bir açıklama da, Rasûlullah tarafından şöyle
açıklanmıştır:
"Herkes ne
için yaratıldıysa ona o kolaylaştırılır!.".
Yani, hangi
gaye için meydana getirildi ise o birim, o gayeye göre
programlanmıştır!. O programın gereği de, gereğini yapmak da ona
kolay gelir ve onu yapar!.
Bu gerçeği
bilmeyen, birime dışarıdan bakan kişi ise, "bu kişinin kendine
özgü bir iradesi var ve bu irade ile bunları yapmaktadır."
deyip; orada bir irade-i cüz`ün olduğunu var sayar...
Halbuki, o, irade-i cüz denen şey, gerçekte, irade-i Küll`ün
tâ kendisidir...
Külli
programın, o birimden ortaya çıkması hâlinde aldığı isim "irade-i
cüz"dür.
Ahmed HULÛSİ –
“DUA VE ZİKİR”
– İstiğfarlar Sayfa:71
Zâhir vardır,
bâtın vardır, ledün vardır.
Ledün
kelimesiyle işaret edilen her şey, o kişinin zâtından açığa çıkan
Allah'ın kudretine işaret eder ki; buna şöyle de diyebiliriz.
Hikmet
sisteminde açığa çıkan kudret sırrı!.
Dünya hikmet yurdudur. Her şey bir sebeple, bir vesile ile oluşur.
Âhiret denilen ölüm ötesi yaşam ise kudret yurdudur; orada hikmet
kuralları dünya fizik kanunları geçerli olmaz…
Derleyen: Hamdi Cenik
hamdicenik@hotmail.com
İstanbul -19.09.2006
http://sufizmveinsan.com
|