Hz. Aişe
radıyallahu anha anlatıyor: "Hz. Ebu Bekr radıyallahu anh, Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm'ın yanına girmek üzere izin istedi. Bu sırada
Aleyhissalatu vesselam yatağı üzerinde yatmakta idi. Üzerinde benim
bürgüm vardı. Resûlullah halini bozmadan izin verdi. (Konuştular),
meselelerini hallettiler. Hz. Ebu Bekr gitti. Bir müddet sonra Hz.
Ömer girmek için izin istedi. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm aynı
halini hiç değiştirmeden ona da izin verdi. Ömer'in ihtiyacını da
gördü. Sonra o da gitti. Bir müddet sonra Osman izin istedi. Bu sefer
Aleyhissalatu vesselam yatağında doğrulup oturdu. Üstünü başını
düzeltti. Bana da: "Elbiseni üzerine topla!" emretti. Ve ona da
girmesi için izin verdi. Onun da ihtiyacını gördü. Osman da gitti. O
gidince ben dayanamayıp: "Ey Allah'ın Resûlü! Ebu Bekir ve Ömer
gelince istifini bozmadığın halde Osman gelince kendine çekidüzen
verdin. Sebebi nedir?" diye sordum. Dedi ki: "Osman çok utangaç
birisidir. Ben istifimi hiç bozmadan eski halimde iken içeri aldığım
takdirde arzusunu açmadan gideceğinden korktum." Bir rivayette:
"Kendisinden meleklerin haya duydukları bir kimseden ben haya
duymayayım mı?" demiştir. ( KÜTÜB-İ SİTTE /4368)
Osman İbnu Abdillah
İbnu Mevhib anlatıyor: "Mısır, ehlinden biri geldi, hacc yapmak
istiyordu. Oturan bir grup gördü ve: "Bunlar da kim?" dedi.
"Kureyşliler!" denildi. "Aralarındaki yaşlı zat da kim?" dedi.
"Abdullah İbnu Ömer (radıyallahu anh)" denildi. (Abdullah'a
yaklaşarak:) "Sana bir şey soracağım, bana ondan haber ver. Hz. Osman
Uhud günü (savaş meydanından) kaçmış mıydı, biliyor musun?" diye
sordu. O da: "Evet!" dedi. "Onun Bedir'de kaybolduğunu ve savaşta
hazır bulunmadığını da biliyor musun?" diye sordu. "Evet!" dedi. Adam
bu cevap üzerine: "Allahuekber!" deyip döndü. Abdullah İbnu Ömer
radıyallahu anh: "Gel!" dedi, sana açıklayayım: "Uhud'daki firarına
gelince: Şehadet ederim ki, Allah onu affetti, mağfirette bulundu.
Nitekim Allah Teâla Hazretleri, haklarında şu ayeti indirdi: "Muhakkak
ki iki ordunun karşılaştığı günde içinizden geri dönen kimseleri,
Resûlullah'ın emrine muhalefet gibi hareketleriyle kazandıkları bazı
günahlar yüzünden şeytan kaydırmak istedi. Fakat gerçekten Allah
onların günahlarını bağışladı..." (Al-i İmran 155). Bedir'deki
kayboluşuna gelince: Onun nikahı altında Resûlullah aleyhissalâtu
vesselâm'ın kerimeleri Rukiyye radıyallahu anha vardı ve hasta idi.
Aleyhissalatu vesselam kendisine: "Rukiyye ile kal. Sana Bedr'e
katılan bir kimsenin sevabı ve (ganimetten alacağı) pay var!" buyurdu.
(O da bu istek üzerine kaldı). Bey'atu'r-Rıdvan'daki kayboluşuna
gelince: Eğer Batn-ı Mekke'de ondan daha aziz biri olsaydı,
(Resulullah), yerine onu gönderecekti. Aleyhissalatu vesselam,
Mekke'ye onu gönderdi. Bey'atu'r-Rıdvan, Osman radıyallahu anh
Mekke'ye gittikten sonra akdedildi. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm,
Bey'at akdi sırasında sağ elini sol eli üzerine koyarak: "Bu da Osman
yerine!" buyurdular. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın sol elinin
Osman için hayrı, onların sağ elinin, kendileri için olan hayrından
fazla idi. Sonra İbnu Ömer radıyallahu anh, adama: "Haydi şimdi bu
(anlattıklarımı) beraberinde götür!" dedi." (KÜTÜB-İ SİTTE /4369)
Abdurrahman İbnu
Semüre radıyallahu anh anlatıyor: "Hz. Osman radıyallahu anh
Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a ceyşü'l-Usre'yi (Tebük'e gidecek
orduyu) techiz ettiği sırada bin dinar getirdi ve Resulullah'ın
kucağına döktü. Aleyhissalatu vesselam, parayı kucağında (eliyle
karıştırıp) altüst etti ve şöyle dedi: "Bugünden sonra Osman'a, (her
ne) yapsa zarar vermeyecektir!" Ve bu sözü iki sefer tekrar etti."
(KÜTÜB-İ SİTTE /4370)
Abdurrahman İbnu
Habbab radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm
ceyşü'l-Usre'yi techiz ederken şahid oldum. Osman İbnu Affan
radıyallahu anh kaltı ve: "Ey Allah'ın Resûlü! dedi, yüz deve çuluyla,
semeriyle Allah rızası için (bağış olarak) bendendir!" Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm ordu için bağış yapmaya tekrar teşvikte
bulundu. Osman yine kalkıp: "Ey Allah'ın Resûlü! Çuluyla semeriyle
ikiyüz deve Allah rızası için bendendir!" dedi. Sonra Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm ordu için bağışta bulunmaya yine teşvikte
bulundu. Osman tekrar kalktı ve: "Ey Allah'ın Resûlü! dedi. Benden
üçyüz deve çuluyla, semeriyle Allah rızası için bağışımdır!"
Abdurrahman der ki: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ı minberden
inerken gördüm, hem iniyor, hem de: "Bu hayırdan sonra, Osman'ın
yapacağı (kötü amel) aleyhine olmaz!" diyordu." (KÜTÜB-İ SİTTE /4371)
İstanbul
-12.10.2004
http://sufizmveinsan.com
|