Sebe’ Sûresi -6. Âyet : O, gücüne
nihayet olmayan, Kendilerine ilim verilmiş olanlar görüyorlar
ki, Rabbinden sana indirilen Kur'ân , hakkın kendisidir her
ham de lâyık bulunan Allah'ın yolunu gösteriyor.
Ankebut Sûresi -43. Âyet : İşte biz
bu temsilleri insanlar için getiriyoruz; fakat onları ancak
bilenler düşünüp anlayabilir.
Rum Sûresi -22. Âyet : Yine göklerin
ve yerin yaratılışı ile dillerinizin ve renklerinizin farklı oluşu
da O'nun âyetlerindendir. Şüphesiz ki bunda bilenler için
nice ibretler vardır.
Yusuf Sûresi -22. Âyet :O, tam
erginlik çağına gelince, kendisine ilim ve hüküm verdik. İşte
biz, güzel iş yapanları böyle mükafatlandırırız.
Meryem Sûresi -43. Âyet : (İbrahim:)
"Babacığım! Doğrusu sana gelmeyen bir ilim bana geldi. O
halde bana uy da, seni doğru bir yola eriştireyim.
Neml Sûresi -15. Âyet : Andolsun ki
biz, Davud'a ve Süleyman'a bir ilim verdik. Onlar: "Bizi mümin
kullarının birçoğundan üstün kılan Allah'a hamd olsun" dediler.
Al-i İmran Sûresi -18. Âyet :
Şahâdet eder Allâh kesinlikle , Tanrı yoktur ancak O vardır.
Melekler ve ilim sâhipleri de buna şahitlik etmişlerdir.
Azîz ve Hakîm olan O vardır, TANRI YOKTUR!.
4072 - Ebu Ümame radıyallahu anh
anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a biri âbid diğeri alim iki
kişiden bahsedilmişti. "Alimin âbide üstünlüğü, benim, sizden en
basitinize olan üstünlüğüm gibidir" buyurdu."
4073 - Tirmizi'nin bir rivayetinde
şöyle gelmiştir:
"...Aleyhissalatu vesselam sonra buyurdular ki:
"Allah Teâla Hazretleri, melekleri, semâvat ehli, deliğindeki
karıncaya, denizindeki balıklara varıncaya kadar arz ehli, halka
hayrı öğretene mağfiret duasında bulunur."
4076 - Hz. Ali radıyallahu anh
anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Dinde fakih (bilgili) olan kimse ne iyi kimsedir! Kendisine muhtaç
olununca faydalı olur. Kendisine ihtiyaç olmayınca ilmini artırır."
4077 - Yine Hz. Ali radıyallahu anh
anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Kim, benden sonra öldürülmüş olan bir sünnetimi ihya ederse beni
seviyor demektir. Beni seven de benimle beraberdir."
4080 - Hz. Enes radıyallahu anh
anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"İlim talebi için yola
çıkan kimse dönünceye kadar Allah yolundadır."
4081 - Yine Tirmizi'nin Sahbere
radıyallahu anh'tan kaydına göre, Aleyhissalatu vesselam:
"Kim ilim talep ederse, bu işi, geçmişteki günahlarına kefaret olur"
buyurmuştur."
4085 - Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu
anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Hikmetli söz mü'minin
yitiğidir. Onu nerede
bulursa, onu hemen almaya ehaktır."
4087 - Ebu Vâkid el-Leysi radıyallahu
anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm mescidde otururken üç kişi çıktı
geldi. İkisi Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a yönelerek önünde
durdular. Bunlardan biri, bir aralık bularak hemen oraya oturdu.
Diğeri de onun gerisine oturdu. Üçüncü kimse ise, geri dönüp gitti.
Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm (dersinden) boşalınca buyurdular:
"Size üç kişiden haber vereyim mi? Bunlardan biri Allah'a iltica
etti, Allah da onu himayesine aldı. Diğeri istihyada (utanma, hayâ
etme) bulundu, Allah da onun istihyasını kabul etti. Üçüncüsü ise
geri döndü,
4088 - Hz. Ebu Hüreyre radıyallâhu
anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Kim, bir ilimden sorulur,
o da bunu ketmedip söylemezse (Kıyamet günü) ateşten bir gem ile
gemlenir."
4089 - Sehl İbnu sa'd radıyallahu anh
anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Vallahi, senin hidayetinle bir tek kişiye hidayet verilmesi, senin
için kıymetli develerden müteşekkil sürülerden daha hayırlıdır."
4091 - Yezid İbnu Seleme el-Cûfi
radıyallahu anh anlatıyor:
"Ey Allah'ın Resulü! dedim, ben
senden pek çok hadis işittim. Ancak bunlardan, sonradan
işittiklerimin, önceden işittiklerimi unutturacağından korkuyorum.
Bana (hepsinin yerini tutacak) câmi bir kelime söyle!"
"Bildiklerinde Allah'a karşı muttaki ol (bu sana yeter)!"
buyurdular."
Rezin şu ziyadeyi yaptı:
"...ve onunla amel et!"
4093 - İkrime rahimehullah anlatıyor:
"İbnu Abbas radıyallahu anhüma dedi ki:
"İnsanlara haftada bir kere hadis anlat. Buna uymazsan iki kere
olsun. Daha çok yapmak istersen üç olsun. Sakın halkı şu Kur'an'dan
usandırma! Halk kendi meselelerini konuşurken, senin onlara gelip,
sözlerini keserek, bir şeyler anlatıp onları bıktırdığını
görmeyeceğim. Onlar konuşurken sus ve dinle. Onlar sana gelip:
"Konuş!" diye talepte bulununca, istiyorlar demektir, o zaman
konuşursun. Dua'da seci meselesine dikkat et ve ondan kaçın.
(Seci:Nesrin kâfiyeli olması) Zira ben, Resûlullah aleyhissalâtu
vesselâm ve Ashab-ı Kiram'ın devrinde yaşadım, bunu yapmıyorlardı."
4094 - Hz. Ali radıyallahu anh
demiştir ki:
"İnsanlara anlayacakları şeyleri anlatın. Allah ve resulünün
tekzip edilmelerini ister misiniz?"
4095 - İbnu Mes'ud radıyallahu anh
diyor ki:
"Sen bir cemaate akıllarının almayacağı bir şey söylersen mutlaka
bu, bir kısmına fitne olur."
4099 - Ebu Hüreyre radıyallahu anh
anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu
vesselâm'dan iki kap ilim hıfzıma aldım. Bunlardan birini aranızda
neşrettim. Ama diğerini söyleyecek olsam şu gırtlağımı kesersiniz."
4100 - Ebu Zerr radıyallahu anh
demiştir ki:
"Eğer kılıncı şuraya koysanız -eliyle ensesini göstermiştir- ben bu
esnada, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'dan işitmiş bulunduğum bir
hadisi, sizin işimi bitirmezden önce söyleyebileceğime kanaatim
gelse onu mutlaka söylerim."
4101 - İbnu Amr İbni'l-As radıyallahu
anhüma anlatıyor:
"Ben Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'dan işittiğim her şeyi
yazıyordum. Kureyş bu işten beni men etti. Dediler ki:
"Sen her (işittiğin) şeyi yazıyorsun, halbuki Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm bir insandır, memnun ve öfkeli halde de
konuşur."
Bunun üzerine yazmaktan vazgeçtim. Sonra durumu Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm'a anlattım. Parmağı ile ağzına işaret ederek:
"Yaz, nefsimi elinde tutan Zâta yemin olsun, ondan haktan başka
bir şey çıkmaz!" buyurdu."
İstanbul
-10.05.2005
http://sufizmveinsan.com
|