4108 - İbnu Amr
İbni'l-As radıyallahu anhüma anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Allah ilmi
(verdikten sonra), insanların (kalbinden) zorla söküp
almaz. Fakat ilmi, ulemâyı kabzetmek suretiyle alır. Ülema
kabzedilir, öyle ki, tek bir âlim kalmaz. Halk da cahilleri kendine
reis yapar. Bunlara meseleler sorulur, onlar da ilme dayanmaksızın
(kendi reyleriyle) fetva verirler, böylece hem kendilerini hem de
başkalarını dalâlete atarlar."
4109 -
Ebu'd-Derda radıyallahu anh anlatıyor:
Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm ile beraberdik. Gözünü semaya
dikti. Sonra: "Şu anlar, ilmin insanlardan kapıp kaçırıldığı
anlardır. Öyle ki, bu hususta insanlar hiçbir şeye muktedir
olamazlar!" buyurdular.
Ziyad İbnu Lebid el-Ensari araya girip:
"Bizler Kur'an'ı okuyup dururken ilim bizlerden nasıl kapıp
kaçırılır? Vallahi biz onu hem okuyacağız, hem de çocuklarımıza,
kadınlarımıza okutacağız!" dedi. Resulullah da:
"Anasız kalasın, ey Ziyad, ben seni Medine fakihlerinden sayıyordum.
(Bak) işte Tevrat ve İncil, Yahudilerin ve Nasranilerin
elinde, onların ne işine yarıyor (sanki onunla amel mi
ediyorlar)?" buyurdu.
6012 - Hz. Ebu
Hureyre radıyallahu anh anlatıyor:
"Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Allah kimin hakkında hayır
murad ederse, onu dinde âlim kılar."
6014 - Hz. Enes
radıyallahu anh anlatıyor:
"Resülullah aleyhissalâtu vesselâm şöyle buyurdular:
"İlim talebi her müslümana
farzdır. İlmi, ona layık olmayan kimseye öğretmek, domuzun boynuna
mücevherat, inci, altın takmak gibidir."
6016 - Ebu Ümâme
radıyallahu anh anlatıyor:
"Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Yok edilmezden önce şu (dini) ilmi öğrenmeniz gerekir. Onun yok
edilmesi kaldırılmasıdır."
Aleyhissalatu
vesselâm, sonra orta parmağı ile şahadet parmağını şöyle
birleştirerek:
"Âlim ve talebe sevapta ortaktırlar, diğer insanlarda
(öğretici ve öğrenici olmayanlarda) hayır yoktur!"
buyurdular.
6019 - Yine Hz.
Enes anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"İnsanlardan öyleleri vardır ki, onlar hayrın anahtarları, şerrin
de sürgüleridir. Allah'ın, ellerine hayırın anahtarlarını koyduğu
kimselere ne mutlu! Şerr'in anahtarlarını Allah'ın ellerine koyduğu
kimselere ne yazık!"
6021 - Muaz İbnu
Enes'in babası anlatıyor:
"Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Kim bir ilim öğretirse ona bu ilimle amel edenlerin sevabı
vardır. Bu amel edenin ücretini eksiltmez."
6024 - Hz. Ebu
Hureyre radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Sadakanın en üstünü, kişinin bir ilim öğrenip sonra da onu
Müslüman kardeşine öğretmesidir."
6028 - İbnu Ömer
radıyallahu anhümâ anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Cühelâ takımıyla münakaşa veya ulemâya karşı böbürlenme veya
halkın dikkatini kendine çekme gayesiyle ilim talep eden ateştedir."
6031 - Abdullah
İbnu Mes'ud radıyallahu anh demiştir ki:
"Eğer ilim ehli, ilmi koruyup, onu layık olanlara vermiş olsalardı,
ilim sayesinde devirlerinin insanlarına efendi olacaklardı. Ne var
ki onlar ilmi, dünyalıklarından menfaat sağlamak için ehl-i dünya
için harcadılar. Dünya ehli de âlimleri aşağıladı. Halbuki ben,
Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın şöyle söylediğini işittim:
"Kimin tasası sadece ahiret olursa, dünya tasalarına Allah
kifâyet eder. Kim de dünya tasalarına kendini kaptırırsa, dünyanın
hangi vadisinde helak olduğuna Allah aldırmayacaktır."
1942 - Ebü
Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor:
Resülullah (aleyhissalâtü vesselam) buyurdular ki:
"Dünya mel'undur, içindekiler de mel'undur, ancak zikrullah ve
zikrullah'a yardımcı olanlarla âlim veya müteallim hâriç.
4489 - Hz.
Muğire radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Ümmetimden bir grup, (hak üzerine) galip olmaktan hiç geri kalmaz.
Allah'ın emri (Kıyamet) gelince de onlar galibtir."
Buhari: "Bu grup, âlimlerdir" demiştir.
Sahabeler , ilim
denizi Hz. Âli’ye ayrı ayrı sorarlar:
-İlim maldan neden üstündür?...
Birinciye:
-İlim ; Nebi ve Resullerden , mal;Karun , Haman ve Firavun’dan
mirastır.
İkinciye:
-İlim sahibini , malı sahibi korur.
Üçüncüye:
-İlim sahibinin dostu, mal sahibinin düşmanı çoktur.
Dördüncüye:
-İlim harcamakla artar, mal harcamakla azalır.
Beşinciye:
-İlim sahibi şerefli unvanlarla,mal sahibi nekeslik, cimrilik ve
hasislikle nitelendirilir.
Altıncıya:
-İlmi hırsızlardan korumaya lüzum yoktur,malın korunması
gereklidir.
Yedinciye:
-Çok durursa ilim artar , mal eksilir.
Sekizinciye:
-İlim
kalbi kuvvetlendirir, mal,karartır, katılaştırır.
Dokuzuncuya:
-İlim tevazû, mal kibir getirir.
Onuncuya:
-İlim rahmet, mal düşmanlık doğurur.
Ve ilave eder ”İlim ve Hikmet Denizi”:
-Sizler ömrüm oldukça gelip sorsanız, her birinize her
gelişinizde başka başka cevaplar verebilirim…
ATASÖZLERİ VE
DEYİMLERDE
; “İLİM”
İlim bir noktadan ibaretmiş.
İlim deryadır.
İlim gençlikte dikilen,ihtiyarlıkta meyvesi alınan bir ağaçtır.
İlim kalplerin hayatıdır.
İlim; sahibine dost , mal; sahibine düşman kazandırır.
İlim, sahibini aziz eyler.
İlim sarıkla elde
edilemeyen bir hazinedir.
İlim, yalnız cehli giderir.
Âlim olmak kolay, adam olmak zor.
Âlimin uykusu cahilin
ibadetinden üstündür.
Âlimin dostundan düşmanı
daha çoktur
Yunus Emre’nin ölmez
şiirinden bir dörtlükle noktalayalım bu faslı:
İlim ilim
bilmektir,
İlim kendin bilmektir,
Sen kendini bilmezsin,
Bu nice okumaktır.
…Ve kul Rabbi zıdnî
ılmâ . (20/114)
İstanbul
-17.05.2005
http://sufizmveinsan.com
|