İNŞİKAK, BÜRÛC VE SEBBAHA (A'LÂ) SURESİ


İNŞİKAK SURESİ

İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ), İnşikak suresinin 19. âyetinde geçen, "Bir tabakadan diğer tabakaya bineceksiniz" meâlindeki, (ayetini biraz farklı okuyup): "Burada muhatap Peygamberiniz (aleyhissalâtu vesselâm)'dir, O'nun bir hâlden bir başka hâle geçeceğini belirtmektedir" demiştir. (KÜTÜB-İ SİTTE /858)

BÜRÛC SURESİ

Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: (Bürüc süresinin), "İçlerinde burçları bulunan semaya, vaadedilen güne, şâhidlik edene ve şâhidlik edilene andolsun.."âyetlerinde (1-3) geçen "vaadedilen gün" den maksad kıyamet günüdür; "şâhidlik edilen gün"den maksad arefe günüdür; "şâhidlik eden"den maksad da cuma günüdür." Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) devamla buyurdular ki: "Güneş, cumadan daha hayırlı bir gün üzerine ne doğdu ne de battı. Onda bir an vardır ki, hayır duası o ana rastlayan bir kulun duası, mutlaka kabul edilir, bir şerden sakınma (istiâze) talebinde bulunan kimse de mutlaka ondan sakındırılır. "(KÜTÜB-İ SİTTE /859)

SEBBAHA (A'LÂ) SURESİ

Ebü Zerr (radıyallahu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) mescidde iken huzuruna girdim. Bana:

"Ey Ebu Zerr mescide tahiyye (selam vermek) gerekir" buyurdu. Ben:

" Mescide verilecek selâm nedir?" diye sorunca:

" (Girince) kılacağın iki rek'at namazdır" dedi. Ben:

" Ey Allah'ın Resûlü, Hz. İbrahim ve Hz. Musâ'nın suhuf1arında olanlardan herhangi bir şey size indirildi mi?" diye sordum, şu cevabı verdi:

" Ey Ebu Zerr! (Evet, şu mealdeki ayetler indi deyip okudu:)

"Şüphesiz iyi temizlenen ve Rabbinin adını zikredip de namaz kılan kimse umduğuna erişmiştir. Belki siz dünya hayatını (ahiretten) üstün tutarsınız. Halbuki âhiret daha hayırlı, daha süreklidir. Şüphesiz ki bunlar evvelki sâhifelerde, İbrahim ile

Müsa'nın sahifelerinde de vardır" (A'lâ,14-19).

Ben tekrar sordum:

"Ey Allah'ın Resûlü, Hz. İbrahim ve Hz. Musa (aleyhimâsselam)'nın suhuflarında ne vardı?"

" Bunlarda, dedi, hep ibretli şeyler vardı. (meselâ şöyle denmişti):

"Ölümü görüp bildiği halde gamsız-kedersiz yaşayana şaşarım. Cehenneme kesinlikle inandığı halde gülene şaşarım. İçinde yaşayanlarla birlikte dünyanın devamlı değiştiğini görüp de ondan tatmin bulana şaşarım. Kadere inanıp da (haram-helal ayırımı yapmadan hırsla mal peşinde) yorulana şaşarım. Âhiret hesabına inanıp da o maksadla çalışmayana şaşarım."
Rezîn ilâvesidir, ed-Dürrü'l-Mensürda (6, 341) daha uzun olarak kaydedilmiştir. (KÜTÜB-İ SİTTE /860)
 

İstanbul -03.02.2005
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail