KANAAT
sözlükte :
Aç gözlü
olmayıp hırs göstermemek,
Kısmetinden fazlasına göz dikmemek,
Helâl ile yetinip haramı istememek,
Az şeyi de olsa kısmetine razı olmak , gibi anlamlara gelmektedir.
Bakara Sûresi
-172 . Âyet : Ey
iman edenler! Size kısmet ettiğimiz rızıkların hoş ve temiz
olanlarından yiyin ve Allah'a şükredin, eğer yalnız O'na kulluk
ediyorsanız.
Nahl Sûresi
-71.Âyet
: Allah, rızık yönünden bir kısmınızı diğerlerinden üstün kıldı.
Kendilerine bol rızık verilenler, rızıklarını ellerinin
altındakilere vermiyorlar ki, onda eşit olsunlar. Durum böyle iken
Allah'ın nimetini inkâr mı ediyorlar?
Hac
Sûresi-
36. Âyet:
… kanaat edip istemeyene de, isteyene de yedirin ...
- Kanaatkar aziz olur, muhteris ise
düşkün olur.
Hadis-i Şerif
“Ey âdemoğlu!
Sana kâfi gelecek nimetler varken, seni azdıracak şeyleri
istiyorsun. Ey âdemoğlu! Ne aza kanaat ediyorsun, ne de çoğa
doyuyorsun.”
Câmiu’s-Sagîr, 1:86, Hadis No:68.
“Cebrail
bana gelerek şöyle dedi: ‘...Mü’minin izzeti Allah’ın kendisine
verdiğine kanaat edip insanlardan bir şey beklememesidir.”
Câmiu’s-Sagîr, 1:102,
Hadis No:89.
Kanaat tükenmez bir hazinedir .
(Hadisi Şerif)
Kanaat eden aziz olur, hırslı olan da zelil olur. (Hadisi
Şerif)
"Ya rab verdiğin
rızıkla beni kanaatkâr kıl ve rızkı benim için mübarek eyle"
(Hadis-i Şerif) (Keşfü'l-Hafâ, II, 151).
"Kanaatkâr ol ki,
insanların Allah'a en çok şükredeni olasın."(Hadis-i Şerif)
“Eğer Ademoğlunun iki
vadi dolusu altını olsaydı,muhakkak üçüncü bir vadiyi daha talep
edecekti. Ademoğlunun karnını ancak toprak doldurur.” (Hadis-i
Şerif)
4820 - Ubeydullah İbnu
Mihsan el-Hutami radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Sizden kim
nefsinden emin, bedeni sıhhatli ve günlük yiyeceği de mevcut ise
sanki dünyalar onun olmuştur."
4821 - Hz. Osman
radıyallahu anh anlatıyor:
Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Ademoğlunun şu üç şey dışında (temel) hakkı yoktur:
İkamet
edeceği bir ev, avretini örteceği bir elbise, katıksız ekmek ve su."
4822 - Fudâle İbnu
Ubeyd radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"İslâm
hidayeti nasip edilen ve yeterli miktarda maişeti olup, buna kanaat
edene ne mutlu!"
4823 - Ebu
Saidi'l-Hudrî radıyallahu anh anlatıyor:
"Ensar radıyallahu anhüm'den bazı kimseler, Resûlullah aleyhissalâtu
vesselâm'dan bir şeyler talep ettiler. Aleyhissalâtu vesselâm da
istediklerini verdi. Sonra tekrar istediler, o yine istediklerini
verdi. Sonra yine istediler, o istediklerini yine verdi. Yanında
mevcut olan şey bitmişti; şöyle buyurdular:
"Yanımda bir mal olsa, bunu sizden ayrı olarak (kendim için)
biriktirecek değilim. Kim iffetli davranır (istemezse), Allah onu
iffetli kılar. Kim istiğna gösterirse Allah da onu gani kılar.
Kim sabırlı davranırsa Allah ona sabır verir. Hiç kimseye sabırdan
daha hayırlı ve daha geniş bir ihsanda bulunulmamıştır."
Rezin rahimehullah şu ziyadede bulunmuştur:
"İslâm'a girip, yeterli miktarla rızıklandırılan ve verdiği bu
miktara Allah'ın kanaat etmeyi nasip ettiği kimse kurtuluşa
ermiştir."
4824 - Ebu Ümâme
radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Ey
âdemoğlu! Eğer fazla malını Allah yolunda harcarsan bu senin için
daha hayırlıdır, kendine saklarsan senin için zararlıdır. Kefâf
(yeterli miktar) sebebiyle levm edilmezsin. (Harcamaya), bakımları
üzerinde olanlardan başla. Üstteki el (yani veren),
alttaki elden (yani alandan)
daha hayırlıdır."
4825 - Hz. Ömer
radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Siz Allah'a
hakkıyla tevekkül edebilseydiniz, sizleri de, kuşları
rızıklandırdığı gibi rızıklandırırdı: Sabahleyin aç çıkar, akşama
tok dönerdiniz."
4826 - Hz. Ebu Hureyre
radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Zenginlik
mal çokluğuyla değildir. Bilakis zenginlik göz tokluğuyladır."
4827 - Yine Ebu Hüreyre
radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"(Hakiki)
fakir, kapı kapı dolaşırken verilen bir iki lokmanın veya bir iki
hurmanın geri çevirdiği kimse değildir. Fakat
gerçek fakir, ihtiyacını giderecek bir
şey bulamayan ve halini anlayıp kendisine tasaddukta bulunacak biri
çıkmayan, (buna rağmen) kalkıp halktan bir şey istemeyen kimsedir."
4828 - Ebu Hureyre
radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Sizden biri,
mal ve yaratılışça kendisinden üstün olana bakınca, nazarını bir de
kendisinden aşağıda olana çevirsin. Böyle yapmak, Allah'ın
üzerinizdeki nimetini küçük görmemeniz için gereklidir."
Rezin bir
rivayette şu ziyadede bulundu:
"Avn İbnu Abdillah İbnu Utbe rahimehullah dedi ki:
"Ben zenginlerle düşüp kalkıyordum. O zaman benden daha heveslisi
yoktu. Bir binek görsem benimkinden daha iyi görürdüm; bir elbiseye
baksam, benimkinden daha iyi olduğuna hükmederdim. Ne zaman ki bu
hadisi işittim, fakirlerle düşüp kalktım ve rahata erdim."
4829 - İbnu Ömer
radıyallahu anhümâ anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Sizden biri dilenmeye devam ettiği takdirde yüzünde bir parça et
kalmamış halde Allah'a kavuşur."
4832 - Hz. Zübeyr
radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Kişinin iplerini alıp dağa gitmesi, oradan sırtında bir deste odun
getirip satması, onun için, insanlara gidip dilenmesinden daha
hayırlıdır. İnsanlar istediğini verseler de vermeseler de."
4835 -
İbnu'l-Firasi'nin anlattığına göre, babası radıyallahu anh:
"Ey Allah'ın Resûlü! (İhtiyacımı başkasından) isteyeyim mi?" diye
sormuş, Aleyhissalâtu vesselâm da:
"Hayır,
isteme! Ancak istemek zorunda kalmışsan, bari Sâlihlerden iste!"
buyurmuşlardır."
4842 - İbnu Abbas
radıyallahu anhüma anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"İnsanların en şerlisi, "Allah rızası için" diyerek dilenip de,
istediği verilmeyen kimsedir."
İbnu
Abbas derdi ki:
"Allah rızası için" diyerek istekte bulunmayın. Bu tabiri sadece
Allah'tan isterken kullanın"
4843 - Hz. Ali
radıyallahu anh'tan anlatıldığına göre, Arife günü (dilenerek)
insanlardan (sadaka) isteyen bir adam görür ve:
"Yani
şu günde, şu yerde Allah'tan başkasından mı istiyorsun?" der ve
adama çubuğunu vurur."
4844 - Hz. Ömer
radıyallahu anh şöyle hitap etmiştir:
"Ey insanlar! Bilin ki tamahkârlık fakirliktir, yeis (tamahkâr
olmamak) zenginliktir. Kişi bir şeye tamah göstermezse ondan
müstağni olur."
Onlardan daha zengin yaratık da yoktur; çünkü kanaat sahibidirler!..
(Ahmed HULÛSİ –Tecelliyât- Sayfa:24)
Sa'd b. Ebi Vakkâs oğluna şöyle nasihat etmiştir:
"Oğlum! Zenginlik istediğin zaman,
onunla beraber kanaat de iste. Çünkü, kanaatı olmayanı servet zengin
etmez."
Azla mutluluk, çokla didişmekten
iyidir.
Benjamin Franklin
Elinde olandan memnun ol, insan her
şeyde birinci olamaz.
Aesop
İnsanlar bütün arzularına nail
oldukları zaman mutlu olamazlar.
Aesop
İster padişah, ister derviş, ister
komutan olsun, elindekiyle yetindikten sonra hepsi birdir.
Nasır-ı Hüsrev
Kanaat etmekten hiç kimse ölmemiştir.
Hırs besleyerek hiç kimse padişah olmamıştır.
Mevlâna
Zenginlik istersen kanaat yeter.
Mevlâna
Kanaatten nasibi olmayanı dünya malı
nasıl zengin etsin?
Feridüddin-i Attar
Kime yeteri kadarı az gelirse, ona
hiçbir şey yetmez.
Epikuros
Yeryüzünde bütün ızdıraplar, aza
kanaat etmemekten doğar.
Firdevsi
Zengin kişi, elindekini yeterli
görendir
R. Waldo Emerson
İstanbul
-03.05.2005
http://sufizmveinsan.com
|