KIYAMET SURESİ
İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ), "Ey
Muhammed! Cebrail sana Kur'ân okurken, unutmamak için acele edip
onunla berâber söyleme (sadece dinle)" (Kıyâmet 16) meâlindeki âyet
hakkında şu açıklamayı yaptı: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)
vahiy geldiği zaman büyük bir şiddet (ve ağırlık) hissederdi. Bunun
tesiriyle dudaklarını kımıldatırdı. Bunun üzerine şu âyet indi.
(meâlen): "(Ey Muhammed, Cebrail sana Kur'an okurken acele edip onunla
berâber söyleme (sâdece dinle). Onu toplamak ve okutmak bize âittir"
(Kıyamet 16).
İbnu Abbâs devamla der ki: "Ayette
geçen "onun toplanması" tâbirinden murad "(yeni nâzil olan) âyetin Hz.
Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in kalbinde toplanması, yerleşmesi,
sonra da Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) tarafından
okunmasıdır." "Biz vahyi okuduğumuz zaman, sen onun kıraatine uy" (18.
ayet) âyetinde de, "Dinle ve sus, sonra onu sana biz okuturuz"
denmektedir.
Bu vahiyden sonra, Cibrîl
(aleyhisselam) vahiyle gelince, sadece dinlerdi. Cibril gidince yeni
gelen vahyi, kendisine nasıl okunmuş ise, öylece okurdu." !"
(KÜTÜB-I SİTTE /850)
MÜRSELAT SURESİ
İbnu Abbâs (radıyallahu
anhümâ), Mürselât suresinde geçen: "O (ateş), her biri sanki bir kasr
(büyüklüğünde) kıvılcım atar" (32. âyet) meâlindeki âyet hakkında şunu
söyledi: "Biz kış için üç zira' boyunda veya daha küçük odun toplar,
bunlara: "kasr" derdik.
İbnu Abbâs: Müteakiben gelen
âyetinde geçen kelimesini de "Gemi hâlatlarıdır, (kuvvetli olmaları
için) insanların belleri kalınlığına ulaşacak kadar kat kat edilmiş
kalın halatlar" diye açıklamıştır. !" (KÜTÜB-I SİTTE /851)
AMME SURESİ
- İkrime (merhum), Amme suresinde
geçen "(Müttakiler için)... dolu kadehler (vardır)"(34. âyet) âyetini
"mütemâdiyen dolu kalan" diye açıklamıştır. !" (KÜTÜB-I SİTTE
/852)
İstanbul
-13.01.2005
http://sufizmveinsan.com
|