[4-56] : Rasûlullah (a.s) a
Makam-ı Mahmud nedir ?... diye soruldu. Şu cevabı verdi :
-Cenab-ı Hakk’ın kürsüsünden ineceği gündür. O gün herkes yalın ayak,
çırılçıplak getirilecek. Evvelâ İbrahim (a.s.) sonra da bana cennet
libası giydirilecek. Sonra Allah’ın sağında bir makamda
dikileceğim.Orada bana evvelîn ve âhirîn hep gıpta edecek.
[4-89/703] Ebu Said (radıyallahu anh)
anlatıyor: "Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) okudu: "Ey Muhammed!
Hâlâ gaflet içinde bulunanları ve hâlâ inanmayanları, onları işin
bitmiş olacağı o hasret günü ile uyar" (Meryem 39). Sonra dedi ki:
"(Kıyamet günü) ölüm, alaca bir koç suretinde getirilir. Cennetle
cehennem arasında yer alan sur üzerinde durdurulur. Önce:
-"Ey cennet ahalisi!" diye bağırılır, onlar başlarını kaldırırlar.
Sonra:
-"Ey cehennem ahalisi!" diye bağırılır, onlar da başlarını
kaldırırlar. Sonra sorulur:
-"Bunu tanıdınız mı, nedir bu? Hepsi birden:
-"Evet tanıdık, derler. Bu ölümdür"
Koç yatırılır ve kesilir. Eğer, Allah cennet ahalisi için hayata
hükmetmemiş olsaydı, neşeyle ölürlerdi. Cehennem ahalisi için de Allah
hayata, bekaya hükmetmemiş olsaydı onlar da üzülerek ölürlerdi."
Tirmizi, Tefsir, Meryem (3155), Tirmizi hadisin sahih olduğunu
söylemiştir. Bu hadis biraz farklı şekilde de rivayet edilmiştir.
[4-96/708] Habbâb İbnu'l-Eret
anlatıyor: "Cahiliye devrinde demirci idim. Âs İbnu Vâil es-Sehmi'ye
bir kılıç yaptım. Ücretimi almaya gelmiştim.
-"Hayır, Muhammed'i inkâr etmedikçe vermeyeceğim" dedi. Kendisine:
-"Asla" Sen ölüp Allah seni yeniden diriltinceye kadar ebediyyen onu
inkâr etmeyeceğim" dedim.
-"Yani ben, öldükten sonra tekrar dirileceğim ha!" diye alaya aldı.
Ben:
-"Bundan ne şüphe!" deyince:
-"Öyleyse bırak beni, öleyim de yeniden dirileyim. Bana bol mal ve
evlât verilecek. O zaman sana olan borcumu eda ederim" dedi.
Bunun üzerine şu âyet indi: "Ey Muhammed! Ayetlerimizi inkâr eden ve:
"Bana elbette mal ve çocuk verilecektir" diyeni gördün mü? O
görülmeyeni mi biliyor, yoksa Rahmân katından bir söz mü almıştır?
Hayır söylediğini yazacağız ve onun azabını uzattıkça uzatacağız.
Bahsettikleri şeyler bize kalacaktır. Kendisi bize tek başına
gelecektir" (Meryem 80).
[4-112,113/717] İbnu Abbas (radıyallahu
anh) anlatıyor: "Hilal İbnu Ümeyye (radıyallahu anh) Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm)'ın yanında, hanımının Şerik İbnu Sahmâ ile zina yaptığını
söyledi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Ya delil getirirsin ya
da sırtına hadd tatbik edilir" dedi.
Hilâl: "Ey Allah'ın Resûlü! Birimiz, hanımı üzerinde bir adam görse,
koşup delil mi arayacak?" dedi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
önceki sözünü tekrar ediyordu: "Ya delil getirirsin ya da sırtına had
uygulanır." Bunun üzerine Hilâl:
"Seni hak üzerine gönderen Zât'a kasem olsun doğru söylüyorum. Mutlaka
Allah sırtımı hadden kurtaracak bir vahiy gönderecektir" dedi. Cibril
(aleyhisselam) indi ve şu vahyi indirdi: "Karılarına zina isnad edip
de kendilerinden başka şâhidleri olmayanların şâhidliği, kendisinin
doğru sözlülerden olduğuna Allah'ı dört defa şahid tutmasıyla olur.
Beşincisinde eğer yalancılardan ise Allah'ın lânetinin kendisine
olmasını diler" (Nur 6-7).
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) oradan ayrıldı. Onlarra adam
gönderdi. Hilâl geldi (lânet okuyarak) şehâdette bulundu. Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm): "Allah biliyor ki, ikinizden biriniz yalancısınız, tevbekâr
olanınız var mı?" dedi.
Sonra kadın kalktı da şehâdette bulundu. Kadın beşinci şehâdette iken
kadını durdurdular ve: "Beşinci şehâdet, (yalancı olduğun takdirde)
şiddetli azab gerektirir" dediler.
İbnu Abbâs der ki: Bunun üzerine kadın durakladı ve sükut etti. Öyle
ki, yeminden rücû edeceğini sandık.
Sonra: "Hayır, vallahi kavmimi bundan böyle mahçup hâle
düşürmeyeceğim" dedi ve yeminini tamamladı.
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "İyi bakın, eğer bu kadın gözleri
sürmeli, kabaları iri, bacakları kalın bir çocuk doğurursa, bilin ki
bu çocuk Şerik İbnu Sahmâ'dandır" buyurdu. Gerçekten de bu evsafta bir
çocuk doğurdu. Bunun üzerine Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle
söylediler:
"Eğer, Allah'ın Kitabı'nda kadının yemini ile haddini düşeceği
hususunda hüküm gelmemiş olsaydı (çocuktaki bu benzerlikten hareketle)
kadının zâniliğine hükmederdim .
İstanbul - 16.12.2003
http://gulizk.com
|