[5-41/1008] - Ebu Eyyub (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalàtu vesselâm)'ı dinledim şöyle demişti:
-"Size bir çok memleketlerin fethi müyesser kılınacak. Oralarda (komşu
küffarla cihad için) toplanmış askeri birlikler göreceksiniz. Size bu
birliklerle sefere çıkmak vazifesi verilecek. Bazılarınız onlarla
(hasbi olarak) sefere çıkmak istemeyerek, adamlarının arasından
sıvışıp gazveye (ücretsiz) katılmamanın yollarını arayacak. Arkadan da
kendileriyle anlaşacak kabileler araştırıp, onlara: "Falanca orduya
size bedel katılmam için beni ücretle tutacak yok mu, falanca orduya
size bedel katılmam için beni ücretle tutacak yok mu?" diyecek.
Bilesiniz, (hasbeten gazveye gitmekten kaçan bu adam) bir ücretlidir,
son damlasına kadar kanını akıtsa da (gazi değildir, şehit sayılmaz,
uhrevî ücretten mahrumdur)."
[5-51] -
Nefsimi kudret elinde tutan Zât-ı Zülcelâl’e yemin ederim , bugün her
kim , şu müşriklerle sabrederek Allah’ın sevabını umarak ve geri
dönmeden hep ilerleyerek savaşır ve öldürülürlerse Allah onu mutlaka
cennetine koyacaktır.
Müslim’in rivayetinde Rasûlullah (a.s.) şöyle söylediğini de
öğreniyoruz:
-Haydi kalkın , genişliği semâvat ve arz olan cennete buyurun!...
Bunun üzerine Umeyr İbnu’l-Humâm atılarak :
-Ey Allah’ın Resulü genişliği semâvat ve arz olan cennet mi?..der.
Rasûlullah (a.s.) ın :
-Evet ‘ i üzerine :
-Vay vay vay!.... çeker. Rasûlullah (a.s.) :
-Niye vay , vay dedin ?.. diye sorunca :
-Cennetlik olmayı arzu ettim de onun için böyle söyledim , ey Allah’ın
Rasûlü der.
-Sen cennetliksin , müjdesini verir Rasûlullah (a.s.)
Umeyr hurmasını çıkararak yemeye başlar. Sonra :
-Ben bu hurmaları tüketecek kadar yaşayacak olursam bu uzun bir hayat
olacak, cennete girmekte gecikeceğim , der.Yanındaki bütün hurmaları
yere atar, sonra ölünceye kadar savaşmak üzere müşriklere saldırır ve
şehit düşer. Bir rivayete göre Bedir savaşında ilk şehit düşen bu
zattır. (Radıyallâhu anh)
[5-75/1032] - Seleme İbnu Nüfeyl el-Kindî (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
-"Ümmetimden bir grup, hak yolunda mücadeleye (hiç ara vermeden) devam
edecek, Allah da, onlar(la mücâdele sebebi) ile bazı kavimlerin
kalplerini saptıracak ve bunlardan (alınanlarla) onların rızkını
sağlayacaktır, bu hal kıyamet gününe, Allah'ın va'dinin gelme anına
kadar devam edecektir. Atın, kıyamete kadar alnında hayır bağlıdır.
Rabbim bana, aranızda kalıcı değil, gidici olduğumu, ruhumu
kabzedeceğini, sizin de beni, (birbirinizin boynunu vuran gruplar
olarak) takib edeceğinizi bildirdi. Sakın birbirinizin boynunu
vurmayın. Mü'minlerin (fitne sırasında
emniyette olacakları) asıl yerleri Şam'dır."
[5-85,86/1043] - Şeddâd İbnu'l-Hâd (radıyallahu anh) anlatıyor:
-"Bir bedevî gelerek Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a iman etti.
Sonra da sordu:
-"Seninle hicret edeyim mi?" Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) onu
ashabından birine teslim edip meşgul olmasını söyledi. Sonra yapılan
gazvede Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), bir miktar ganimet elde
etmişti. Bunu taksim etti ve bedevîye de bir pay ayırdı. Bedevî:
-"Bu nedir?" diye sordu. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):
-"Bu payı sana ayırdım " dedi. Adam:
-"Ben bunun için sana tâbi olmuş değilim, ben -eli ile boğazını
göstererek- şuraya bir ok atılıp ölmem ve cennete gitmem için sana
tâbi oldum" dedi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) da:
-"Sen Allah'a sâdık oldun mu o da sana sâdık olur (dilediğini verir)"
dedi.
Askerler bir müddet durdular. Sonra düşmanla mukâtele etmek üzere
kalktılar. Adamcağızı, az sonra sırtlayıp Hz.Peygamber (aleyhissalâtu
vesselâm)'e getirdiler. Tam gösterdiği yere bir ok isabet etmiş ve
ölmüştü. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):
-"Bu, o adam mı?" diye sordu:
-"Evet, odur!" dediler.
-"Öyleyse o Allah'a doğru söyleyip sadâkat gösterdi, Allah da ona
sadâkat gösterdi" dedi.
Adam, Resûlullah (aleyhissalâtu vessselâm)'ın cübbesi ile kefenlendi.
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) cenazeyi öne çıkardı, üzerine
namaz kıldı. Okuduğu duadan işitilenler arasında şu da vardı:
-"Ey Allahım, bu senin bir kulundur. Senin yolunda hicret etmek üzere
memleketinden ayrıldı. Şehid olarak öldürüldü. Ben buna şâhidlik
ediyorum."