[5-360/1241] - Sa'b İbnu Cessâme (radıyallahu anh)'nin anlattığına
göre, kendisi, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a, Ebvâ veya
Vehdân'da (canlı) bir yaban eşeği hediye etmiştir. Ancak Resûlullah
bunu kendisine iâde etmiş, Sa'b'ın üzüldüğünü yüzünden anlayınca:
"Bunu sana iade edişimizin sebebi ihramlı oluşumuzdur" demiştir.
[5-361/1242] - Nesâî'nin kaydettiği diğer bir rivayette İbnu Abbâs (radıyallahu
anh) şöyle anlatmıştır: "Sa'b İbnu Cessâme (radıyallahu anh),
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a, ihramlı iken, Kudeyd'de ucundan
kan damlayan bir vahşî eşek budu hediye etti. Resûlullah, bu hediyeyi
Sa'b'a iade etti (kabul etmedi)."
[5-361/1243] - Hz.Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki: "Siz ihramlı iken, bizzat avlamamış iseniz
veya (sizin arzunuzla) sizin için avlanmamış ise kara av hayvanları(nın
eti) size helâldir."
[5-365/1249] - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Biz, hacc
veya umre için Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'le birlikte yola
çıkmıştık. Yol esnasında bir çekirge sürüsüne rastladık. Kamçı ve
yaylarımızla vurmaya başladık. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):
"Bunu yeyin, zîra o deniz avından (sayılır)" dedi."
[5-378/1263] – Ebu Cübeyr anlatıyor: "İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ)'a
dedim ki: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın, vâcib kıldığı
zaman, getirdiği telbiye hususunda Ashab'ın ihtilâfına doğrusu hayret
ediyorum!" Bana şu cevabı verdi. "Bu meseleyi ben herkesten iyi
biliyorum. Aslında Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) tek bir hacc
yaptı. Bütün ihtilaflar bununla ilgili.
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) hacc maksadıyla (Medine'den) yola
çıktı. Zülhuleyfe Mescidi'ne gelip iki rekatlık ihram namazını
kılınca, haccı fiilen olduğu yerde başlattı. Namazı bitirince de hacc
için telbiyede bulundu. İşte bu telbiyeyi bır kısım insanlar işitti.
Bunu kendisinden ben de (işittim ve) hatırımda tuttum. Sonra hayvanına
bindi. Devesi onu yerden kaldırınca tekrar telbiye getirdi. Bu ikinci
telbiyeyi de işitenler oldu. (Her seferinde telbiyeleri) farklı
kimselerin işitmesi, insanların dağınık ve hareket halinde
olmalarındandı. Böylece, devesi onu kaldırdığı zaman çektiği
telbiyesini de yeni insanlar işitti. İşte bunlar: "Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm), devesi kaldırdığı zaman telbiye getirdi"dediler.
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) yoluna devam etti. Beydâ tepesine
çıkınca da telbiye getirdi. Bu telbiyeyi de işiten başkaları vardı.
Bunlar: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Beydâya çıkınca telbiye
getirdi" dediler. Allah'a kasem olsun! Resûlullah namazgâhında haccı
başlattı. Devesi kaldırdığı zaman telbiye getirdi, sonra Beydâ
tepesine çıkınca orada da telbiye getirdi."
Said İbnu Cübeyr sözüne devamla dedi ki: "İbnu Abbas'ın sözünü esas
alanlar (Zülhuleyfe 'deki) namazgâhta iki rek 'atlık ihram namazını
kılar kılmaz telbiye getirdi."
[5-381/1266] - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm)'ı telbiye çekerken -bir rivayette mülebbiyen değil,
mülebbiden demiştir- işittim şöyle diyordu: "Lebbeyk Allahümme lebbeyk.
Lebbeyk lâ şerîke leke lebbeyk. İnne'l-hamde ve'nni'mete leke ve'l-mülk,lâ
şerîke leke." Bu kelimelere başka ilâvede bulunmuyordu.
[5-383/1269] - Saib İbnu Hallâd el-Ensâarî (radıyallahu anh)
anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şunu söylediler:
"Cibril (aleyhisselam) bana gelip, ashabıma ve beraberimde olanlara
telbiye -veya ihlâl dedi- çekerken seslerini yükseltmelerini emretmemi
emir buyurdu."
[5-384] : (Telbiye ve anlamı şöyledir) :
Lebbeyke , Allahümme lebbeyk : Emrindeyim ey Allah’ım, emrindeyim.
Veya: Buyur Allah’ım buyur. Fasılasız icabet sana ey Allah’ım!...
Lâ şerîke leke : Senin ortağın yoktur!...
İnne’l-hamde ve’n-ni’mete leke ve’l-mülk : Hamd sanadır , nimet ve
mülkün gerçek sahibi sensin!...
İstanbul - 06.04.2004
http://gulizk.com
|