[5-386/1271] - İmam Mâlik (rahimehumullah) anlatıyor: "Bana ulaştı ki,
Hz. Ömer, Hz. Ali ve Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anhüm ecmain)'ye
haccetmek üzere ihrama girmiş bulunan birisi hanımı ile cinsî temasta
bulunursa ne gerekir diye sual sorulmuştu. Şu cevabı verdiler: "Bunlar
(başladıkları) haccı tamamlarlar. Sonra müteâkip sene yeniden hacc
yaparlar ve (ceza olarak da) kurban (hedy) keserler."
Hz. Ali (radıyallahu anh) şunu söylemiştir: "Müteakip yıl, bunlar hacc
için ihrama girince, haccı tamamlayıncaya kadar birbirlerinden
ayrılırlar."
[5-390/1276] - İbnu Sîrîn (rahimehullah) anlatıyor: "Bir adam Hz. Ömer
(radıyallahu anh)'e gelerek: "Ben ve arkadaşım ihramlı olduğumuz halde
Akabe'deki bir tepeye doğru atlarımızla yarış yaptık ve bu esnada bir
ceylan öldürdük. Bu fiilimize hükmünüz nedir?" diye sordu. Hz. Ömer
(radıyallahu anh), yanında bulunan birine: "Gel beraber
hükmedelim"dedi.
(İbnu Sîrîn) der ki: "İkisi birlikte bir keçiye hükmettiler. Bunun
üzerine adam döndü ve (yanındakilere): "Ömer'e bakın, mü'minlerin
emîri ama, bir ceylan hakkında hüküm veremiyor, yardımcı olarak bir
adam çağırıyor!" dedi. (Bu sözü işiten) Hz.Ömer (radıyallahu anh),
adamı çağırtıp:
"Sen Mâide süresini okudun mu?" diye sordu. Adam:
"Hayır!" deyince:
"Pekiyi (hüküm vermede yardımını istediğim) bu adamı tanıyor musun?"
dedi. Adam bu soruya da:
"Hayır!" deyince Hz. Ömer:
"Eğer, Mâide süresini okuduğunu söyleseydin dayakla canını yakacaktım"
dedi ve ilâve etti:
"Cenâb-ı Hakk Kitab-ı Mubîn'inde: "Ey iman edenler... İçinizden adalet
sahibi iki adam hüküm (ve takdir) edecektir..." (Mâide 95)
buyurmuştur. Ve şu da Abdurrahman İbnu Avftır."
[5-448,449/1329] - Ebu't-Tufeyl (radıyallahu anh) anlatıyor: "İbnu
Abbâs (radıyallahu anhümâ) dedim ki:
"Kâbe'nin etrafında (tavaf yaparken) ilk üç şavtında remel, son dört
şavtında da normal yürüme yapmak sünnet midir, değil midir? Senin
kavmin buna sünnet diyorlar?"
İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) bana şu cevabı verdi:
"Hem doğru söylemişler, hem de kizb etmişler."
"Yani hem doğru söylemişler, hem de kizb etmişler demekle neyi
kastediyorsun?" diye açıklama istedim.
Anlattı:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Mekke'ye (umretü'1-kaza için)
gelmişti. Müşrikler: "Muhammed ve ashabı zayıflıktan Kâbe'yi tavaf
edemez" dediler. Müşrikler onu kıskanıyorlardı. Bunun üzerine Hz.
Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) ashabına üç (şavtta) remel yaparak,
dört şavtta da normal şekilde yürümelerini emretti."
Ben tekrar, İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ)'a:
"Bana Safâ ile Merve arasındaki tavafı binerek yapmanın sünnet olup
olmadığını haber ver. Zîra senin kavmin bunun sünnet olduğunu
söylüyorlar!" dedim. Bana şu cevabı verdi: "Hem doğru söylemişler, hem
de kizb etmişler."
"Hem doğru söylemeleleri, hem de kizb etmeleri ne demektir?" diye ben
tekrar sorunca açıkladı:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Mekke'ye umre için geldiği zaman
(Mekkeli) ahali etrafını çokca sarmış: "İşte Muhammed! İşte Muhammed!"
diye sıkıntı veriyorlardı. Hattâ, genç kızlar bile evlerden
çıkmışlardı. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın huzurunda (yol
açmak için) halka vurulmazdı. Halk başına üşüşünce, bu sebeple o da
hayvana bindi. Aslında sa'yi yayan yapmak (binerek yapmaktan)
efdaldir."
Ebu
Dâvud'un rivayetinde İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) -Müslim'deki
rivayete ziyade olarak- şunu söyler: "Hudeybiye müzakereleri sırasında
Kureyşliler: "Muhammed'i ve arkadaşlarını bırakın, böcekler gibi
ölsünler" dediler. Müteakip sene umre yapmak şartı üzerine sulh
antlaşması yapılınca, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Mekke'ye
geldi.Müşrikler de Kuaykıân tepesi yönünden geldiler. Aleyhissalâtu
vesselâm Efendimiz ashabına: "Beytullah'ı üç şavtta remel yaparak
tavaf edin"dedi. Bu (bütün ümmete şâmil) bir sünnet değildir.
Safâ ile Merve arasındaki sa'y ile ilgili olarak (Ebu Dâvud'da gelen
açıklama, (yukarıda kaydedilen) Müslim rivayetindekinin aynıdır.)
Ancak Ebu Davud'da şu ziyâde dahi yer alır: "Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm), halk, sözlerini daha iyi işitsin, yerini daha iyi görsün ve
elleri ona ulaşmasın diye bir deveye bindi."
Remel : Hızlı yürümek demektir. Esas itibariyle ;yürüyen kimsenin ,
yürüme sırasında omuzlarını çalımla oynatmasıdır.. Tavafın ilk üç
şavtında ; erkeklerin kısa adımlarla , hızlıca , omuzlarını silkerek
ve çalımlı bir şekilde yürümeleridir.
İstanbul - 13.04.2004
http://gulizk.com
|