[6-329/1667] - Ka'b
İbnu Mâlik (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resulûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki: "Bir sürüye salınan iki aç kurdun sürüye
verdiği zarar, kişinin mal ve şeref hırsıyla dine verdiği zarardan
daha fazla değildir."
Mânası şudur:
Kişinin mal ve şeref için gösterdiği hırs veya bu iki şeye olan
sevgisi dine fesad ve zarar getirir, tıpkı aç iki kurdun hiçbir
engelleme olmadan sürüye salındığı zaman hâsıl edecekleri zarar
gibi...
[6-336/1669] - Hz.
Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
buyurdular ki: "Âdemoğlu için iki vâdi dolusu mal olsaydı, mutlaka bir
üçüncüyü isterdi. Âdemoğlunun iç boşluğunu ancak toprak doldurur.
Allah tevbe edenleri affeder."
[6-330/1668]- İbnu
Mes'ud (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm): "Allah'tan hakkııyla hayâ edin!" buyurdular. Biz:
"Ey Allah'ın Resûlü,
elhamdülillah, biz Allah'tan hayâ ediyoruz" dedik. Ancak O, şu
açıklamayı yaptı.: "Söylemek istediğim bu (sizin anladığınız haya)
değil. Allah'tan hakkıyla haya etmek, başı ve onun taşıdıklarını,
batnı ve onun ihtivâ ettiklerini muhafaza etmen, ölümü ve toprakta
çürümeyi hatırlamandır. Kim ahireti dilerse dünya hayatının zinetini
terk etmeli, âhireti bu hayata tercih etmelidir. Kim bu söylenenleri
yerine getirirse, Allah'tan hakkıyla haya etmiş olur. "
[6-345/1676]- Hz.
Câbir (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki: "Bana en sevgili olanınız, kıyamet günü de
bana mevkice en yakın bulunacak olanınız, ahlâkça en güzel
olanlarınızdır. Bana en menfur olanınız, kıyamet günü de mevkice
benden en uzak bulunacak olanınız, gevezeler, boşboğazlar ve yüksekten
atanlardır." (Cemaatte bulunan bâzıları): "Ey Allah'ın Resûlü!
Yüksekten atanlar kimlerdir`?" diye sordular. "Onlar mütekebbir
(büyüklük taslayan) kimselerdir!" cevabını verdi."
[6-350/1678] - Hz.
Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki: "Kim korkarsa akşam karanlığında yol alır.
Kim akşam karanlığında yol alırsa hedefine varır. Haberiniz olsun
Allah' ın malı pahalıdır, haberiniz olsun Allah'ın malı cennettir."
[6-352/1680] - Hz.
Aişe (radıyallâhu anh ) diyor ki: "Ben Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm)'ın ciddi bir şekilde, küçük dili görünecek derecede
güldüğünü görmedim. O, sadece tebessüm ederdi."
Buhârî'in bir rivayetinde şu ziyade mevcuttur: "Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) bir bulut görecek olsa bu yüzünden bilinirdi. Ben (bir
seferinde):
"Ey Allah'ın Resûlü, halk bir bulut görecek olsa, yağmur getirebilir
ümidiyle sevinir, halbuki sen bir bulut gördüğünde üzüldüğünü yüzünden
okuyorum, sebebi nedir?" diye sordum. Bana şu cevabı verdi:
"Ey Aişe! Bunda bir azab bulunmadığı hususunda bana kim te'minat
verebilir? Nitekim geçmişte bir kavm rüzgârla azaba uğratılmıştır. O
kavim azabı gördükleri vakit: "Bu gördüğümüz, bize yağmur getirecek
bir buluttur" demişlerdi."
[6-354/1681] - Ebu
Zerr (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
buyurdular ki: "Ben sizin görmediğinizi görür, işitmediğinizi
işitirim. Nitekim, sema uğuldadı, uğuldamak da ona hak oldu. Semada
dört parmak sığacak kadar boş bir yer yoktur, her tarafta Allah'a
secde için alnını koymuş bir melek vardır. Allah'a yemin olsun, benim
bildiğimi siz bilse idiniz az güler, çok ağlardınız, yataklarda
kadınlarla telezzüz etmezdiniz, yollara, çöllere dökülür, (belanızı
defetmesi için) Allah'a yalvar yakar olurdunuz."
Ebu Zerr (radıyallâhu anh) ilâve etti:"Keşke sökülen bir ağaç
olsaydım."
İstanbul - 08.06.2004
http://sufizmveinsan.com
|