[6-482,483,484/1742] - Ma'dan İbnu Ebî Talha anlatıyor:
"Hz. Ömer (radıyallâhu anh), cuma günü hutbe verdi. Önce Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm)'ı hatırlattı, sonra Hz. Ebû Bekir
(radıyallahu anh)'i andı. Sonra da şunları söyledi:
"Ben rüyamda bir horoz gördüm, bana üç gaga vurdu. Bunu, ecelim
yaklaştı diye yordum. Bazı kimseler, yerime birini seçmemi
söylüyorlar, Allah ne dini, ne hilafetini, ne de Resûlü (aleyhissalâtu
vesselâm) ile gönderdiği şeyi zayi edecek değildir. Eğer ecelim
çabucak gelirse hilâfet, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ölürken
kendilerinden razı bulunduğu şu altı kişinin müşâveresi ile
belirlenecektir. Ben biliyorum ki, bazıları bu seçime dil
uzatacaklardır. Bunlar benim şu elimle İslâm'a kattığım kimselerdir.
Eğer bunu yaparlarsa bilin ki, onlar ancak Allah'ın düşmanlarıdır,
kâfırlerdir, sapıklardır.
Sonra sözüne şöyle devam etti:
"Ey Rabbim, seni Ensâr'ın ümerâsına şâhid kılıyorum. (Bilin ki) ben
onları, adaletli olsunlar ve halka dinlerini, Peygamberlerinin
(aleyhissalâtu vesselâm) sünnetini öğretsinler (zekatı) aralarında
taksim etsinler, dini meselelerde müşkilatla karşılaşınca bana
bildirsinler diye başlarına tayin ettim."
Hz. Ömer (radıyallâhu anh)'in bu hutbesinden bir cuma geçmişti ki
hançerlendi. Yanına girmek için önce Muhacirler'e, sonra Ensâr'a,
sonra Medineliler'e, sonra Şamlılar'a, sonra Iraklılar'a sırayla izin
verdi. Biz huzura girenlerin sonuncusu idik. Siyah bir bürde ile
yarası sarılmış, üzerinden kanlar akıyor vaziyette gördük.
"Bize vasiyette bulun!" dedik. Ona bizden başka vasiyet talebinde
bulunan olmadı.
"Size dedi, Allah'ın Kitabı'nı vasiyet ediyorum. Zira ona uyduğunuz
müddetce asla sapıtmazsınız. Size Muhacirler'i de vasiyet ediyorum.
Zira insanlar çoğalırken onlar azalıyor. Size Ensâr'ı da vasiyet
ediyorum. Zira onlar, imanın sığındığı melcedir. Size bedevîleri de
vasiyet ediyorum.
Zira onlar aslınız, dayanağınızdır."
Bir rivayette şöyle denmiştir: "...Zira onlar kardeşlerinizdir,
düşmanınızın düşmanıdır. Size zımmîleri de vasiyet ediyorum, zira
onlar Peygamberimiz (aleyhissalâtu vesselâm)'in zimmeti ve ailenizin
rızkıdır. Beni terkedin artık."
Bir rivayette şöyle gelmiştir: "Hz. Ömer (radıyallâhu anh)
hançerlendiği zaman kendisine: "Birini yerinize seçseniz!" denilmişti.
Şu cevabı verdi:
"Yani işinizi sağken de, ölmüşken de ben mi sırtımda taşıyayım?
Mamafih, birisini seçecek olsam (bu caizdir, zira) benden daha hayırlı
olan Ebû Bekir seçmiştir. Seçimi terkedecek olsam (bu da caizdir zira)
benden daha hayırlı olan Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) da seçimi
terketti. Ben istedim ki, bundaki nasibim başa baş olsun, ne lehime ne
de aleyhime. . . "
Abdullah İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) dedi ki: "(Ömer'in bu sözü
üzerine) anladım ki, yerine kimseyi tayin etmeyecektir." Oradakiler:
"Allah hayırlı mükâfaatlar versin. Sen şu şu hizmetleri yaptın"
dediler. O da: "Uman ve korkan" diye cevap verdi."
[6-498,499/1745] -
Abdullah İbnu Selâm (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Hz. Osman (radıyallâhu anh) muhâsara edildiğn zaman, namaz kıldırma
işine Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh)'yi tayin etti. Bâzan Hz. İbnu
Abbas kıldırıyordu. Sonra, Hz. Osman (isyancılara) elçi yollayıp,
benden ne istiyorsunuz? diye sordu. Onlar: "Hilâfetten ayrılmanı
istiyoruz" dediler. O da: "Allah'ın bana giydirdiği bir kaftanı
çıkarmam" diyerek reddetti.
"Onlar seni öldürecekler!" dediler. O:
"Beni öldürdüğünüz takdirde, ebediyyen birbirinizi sevmeyecek,
düşmanla elbirlik savaşamayacaksınız. Göre göre ihtilâfa düşeceksiniz.
Ey kavm, bana karşı çıkardığnnız şu ihtilâf sakın ola başınıza, sizden
öncekilerin maruz kaldığı belâyı dolamasın!" dedi. İhtilâlcilerin
tazyikleri artınca, cuma gününe oruçlu olarak girdi. Gün biraz
ilerleyince uyudu.Uyanınca:
"Şu anda rüyamda Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı gördüm. Bana:
"Akşam yanımızda iftarını yapacaksın" buyurdu" dedi.
O gün öldürüldü. Sonra Hz. Ali (radıyallâhu anh) hutbe okumak üzere
kalktı. Hamd ü senâdan sonra:
"Ey insanlar, dedi, bana yaklaşın, gözlerinizi, kulaklarınızı dört
açın. Şahsen ben ve sizler hepimizin fıtnenin içine düşmemizden
korkuyorum. Fitne sırasında, hepimize gayret gerekecek." Devamla dedi
ki:
"Allah bu ümmeti iki edeble terbiye etti: Kitap ve Sünnet. Bunların
(tatbiki hususunda), sultan nezdinde gevşeklik olamaz. Öyle ise
Allah'tan korkun, aranızdaki meseleleri halledin."
Hz. Ali (radıyallâhu anh) bunları söyleyip minberden indi ve
beytü'l-maldan arta kalan servete yönelerek Müslümanlar arasında
taksim etti."
Rezîn ilâvesidir, kaynağı bulunamamıştır.
İstanbul - 20.07.2004
http://sufizmveinsan.com
|