7-98/1869 - Hz. Ömer ve Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anhümâ)
anlatıyorlar: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim
bir belaya uğrayanı görünce şu duayı okursa: "Seni imtihan ettiği
şeyde bana âfiyet veren ve birçok yarattığından beni üstün kılan
Allah'a hamdolsun!" Artık yaşadığı müddetçe, bu bela ne olursa olsun
ona mâruz kalmaktan muaf kılınır."
Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh)'nin bir rivâyetinde sâdece: "...Bu bela
ona isâbet etmez" denmiştir.
7-100/1870 - Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) dua ederken şunu söylerdi: "Allahım, dinimi
doğru kıl, o benim işlerimin ismetidir. Dünyamı da doğru kıl, hayatım
onda geçmektedir. Ahiretimi de doğru kıl, dönüşüm orayadır. Hayatı
benim için her hayırda artma (vesilesi) kıl. Ölümü de her çeşit şerden
(kurtularak) rahat(a kavuşma) kıl."
7-104/1874 -Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber
(aleyhissalâtu vesselâm) şöyle istiâze ederlerdi: "Allah'ım! Aczden,
tembellikten, korkaklıktan, düşkünlük derecesine varan ihtiyarlıktan,
cimrilikten sana sığınırım. Keza, kabir azabından sana sığınırım.
Hayat ve ölüm fitnesinden sana sığınırım."
7-107/1876 -Abdullah İbnu Amr İbni'l-As (radıyallâhu anhümâ)
anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şu duayı okurlardı:
"Allah'ım, huşû duymaz bir kalbten sana sığınırım, dinlenmeyen bir
duadan sana sığınırım, doymak bilmeyen bir nefisten, faydası olmayan
bir ilimden, bu dört şeyden sana sığınırım."
7-112/1879 -Yine Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Mirac gecesi cinlerden bir
ifrit gördüm. Elinde ateşten bir şûle olduğu halde beni tâkip
ediyordu. Nazarımı her atışımda onu görüyordum. Cibrîl (aleyhisselâm)
bana: "İstersen sana bir dua öğreteyim, onu okursan, şûlesi söner ve
ağzının üstüne düşer" dedi." Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):
"Pekâla!" dedi. Cibrîl (aleyhisselâm) de "Şunu oku!" buyurdu:"Allah'ın
kerîm olan rızası için, eksiksiz, mükemmel kelimâtullah hakkı için -ki
hiç kimse muttakî olsun, fâcir olsun onu aşıp daha güzelini
söyleyemez- (bela olarak) semadan inen, semaya yükselen, (ve ceza
gerektiren) şerlerden, yeryüzünde yarattığı şerden, yer(in altın)dan
çıkan şerden, gece ve gündüz fitnelerinden, gece ve gündüz gelen
musibetlerden Allah'a sığınırıım. Ey Rahman, hayır getiren hâdiseler
hâriç."
7-114,115/1880 - Abdullah İbnu Amr İbni'l-Âs (radıyallâhu anhümâ)
anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "İki
haslet -veya iki hallet(6)- vardır ki onları Müslüman bir kimse (devam
üzere) söyleyecek olursa mutlaka cennete girer. Bu iki şey kolaydır.
Kim onlarla amel ederse, azdır da... Her (farz) namazdan sonra on kere
tesbih (sübhânallah), on kere tahmid (elhamdülillah), on kere tekbir
(Allahu ekber) söylemekten ibarettir."(Abdullah der ki:) "Ben
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın bunları söylerken parmaklarıyla
saydığını gördüm. Resûlullah devamla buyurdular: "Bunlar beş vakit
itibariyle toplam olarak dilde yüzellidir. Mizanda bin beş yüzdür.
"İkinci haslet" ise yatağa girince Allah'a yüz kere tesbih, tekbir ve
tahmid'de bulunmanızdır. Bu da lisanda yüzdür, mizanda bindir. (Her
ikisi toplam iki bin beş yüz eder.)"
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) sözlerine şöyle bir soru ile devam
etti:"Hanginiz bir günde, gece ve gündüz iki bin beş yüz günah
işler?""Bunları niye söylemiyelim ey Allah'ın Resûlü?" dediler. Şu
cevabı verdi:"Şeytan, namazda iken her birinize gelir: "Şunu şunu
hatırla" der, ve namazdan çıkıncaya kadar devam eder. (Bu
hatırlatmaların neticesi olarak) kişi bu tesbihatı terk bile eder.
Kişi yatağına girince de şeytan ona gelir, (zikir yapmasına imkân
vermeden) uyutmaya çalışır ve uyutur da."
7-121/1885 - Hz. Ebû Bekri's-Sıddîk'in âzadlısı Yüseyre (radıyallâhu
anhümâ) -ki ilk muhâcirlerden idi- anlatıyor: "Resulullah
(aleyhissalatu vesselam) bize dedi ki: "Size tesbih, tehlil, takdis,
tekbir çekmenizi tavsiye ederim. Bunları parmaklarla sayın. Zîra
parmaklar (Kıyamet günü nelerde kullanıldıklarından) suale mâruz
kalacaklar ve konuşturulacaklardır."
7-123/1887 - El-Eğarru'l-Müzenî (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Şurası muhakkak
ki, bazan kalbime gaflet çöker. Ancak ben Allah'a günde yüz sefer
istiğfar eder (affımı dilerim)."
7-127/1890 - Esmâ İbnu'l-Hakem el-Fezârî (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Hazreti Ali'yi dinledim, şöyle demişti: "Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm)'dan bir hadis dinledim mi, Allah Tealâ hazretlerinin
faydalanmamı dilediği kadar ondan istifade ediyordum. Şayet bir adam
O'ndan hadis rivâyet edecek olsa (gerçekten duydun mu diye) yemin
ettiriyordum. Yemin edince onu tasdik edip rivâyetini kabûl
ediyordum."Hz. Ebû Bekri's-Sıddik (radıyallâhu anh) bana şu hadisi
rivâyet etti ve bu rivâyetinde Ebû Bekir doğru söyledi: "Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm)'ı dinledim, demişti ki: "Günah işleyip
arkasından kalkıp abdest alarak iki rek'at namaz kılan sonra da Allah
Teâla hazretlerine tevbe eden her insan mutlaka mağfiret olunur."
Sonra da şu âyeti okudu. (Meâlen): "Onlar fena bir şey yaptıklarında
veya kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı zikrederler, günahlarının
bağışlanmasını dilerler. Günahları Allah'tan başka bağışlayan kim
vardır? (Âl-i İmrân 135).
7-1287/1891 - Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim: "Lâ ilâhe illallâhu
vahdehu lâşerîke leh, lehu'l mülkü ve lehu'lhamdü ve hüve alâ külli
şey'in kadîr" duasını bir günde yüz kere söylerse, kendisine on köle
âzad etmiş gibi sevab verilir, ayrıca lehine yüz sevab yazılır ve yüz
günahı da silinir. Bu, ayrıca üç gün akşama kadar onu şeytana karşı
muhafaza eder. Bundan daha fazlasını okumayan hiçbir kimse, o
adamınkinden daha efdal bir amel de getiremez. Kim de bir günde yüz
kere "Sübhânallahi ve bihamdihi" derse hataları dökülür, hatta denizin
köpüğü kadar (çok) olsa bile."
İstanbul - 14.09.2004
http://sufizmveinsan.com
|