7-202/1946 - Ebû Ümâme (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resulullah
(aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim yatağına temiz (abdestli)
olarak girer ve uyku bastırıncaya kadar Allah'ı zikrederse gecenin
herhangi bir saatinde uyanıp da Allah'tan dünya veya âhiret
hayırlarından bir şey isterse Allah Teâla, istediğini mutlaka ona
verir."
7-208. Sahife: "Allah güzeldir, güzelliği sever" buyuran Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) bazı çirkinliklere bu prensibi hatırlatarak
müdahale etmiş, bazı güzellikleri emrederken de yine buna atıflarda
bulunmuştur. Sözgelimi kendisine gelip: "Elbisemin güzel olması,
ayakkabımın güzel olması (ayakkabı bağımın, kamçımın sapının güzel
olması) hoşuma gider, acaba bu kibir midir?" mânasında zaman zaman
soranlar olmuş, onlara: "Allah güzeldir, güzelliği sever, güzel
giyinmek kibir değildir, kibir (mazhar olduğun nimeti kendinden bilip)
hakkı reddetmek, halkı hakir görmektir" cevabını verir.Keza
zenginliğin ihsanı da, zenginlerin servetleriyle mütenâsib giyim kuşam
( mesken, binek, hizmetçi..vs. ) kullanmalarında olduğunu ifâde için:
"Allah güzeldir, güzelliği sever ve kuluna verdiği nimetin eserini
üzerinde görmekten hoşlanır" buyurur. Bir seferinde servetiyle
mütenâsip olmayan bir elbise giyinen zengini bu prensibi hatırlatarak
azarlar.
7-209.Sahife: Resûlullah cihâddaki ihsanı şöyle ifâde buyurmuştur:
"Allah'ın adıyla ve Allah yolunda gazveye çıkın. Allah'ı inkâr
edenlerde savaşın. Gazveye çıkın fakat gadretmeyin, haddi aşmayın,
müsle yapmayın (hakaret maksadıyla ölülerin cesetlerinde tahribat
yapmayın), çocukları öldürmeyin.
"İnsanların şerirleri kimlerdir?" diye Muâz İbnu Cebel (radıyallâhu
anh)'in sorduğu bir soruya : "Resulullah (aleyhissalatü vesselam)'in,
"Hayırdan sor, şerden sorma!" şeklindeki cevabı bize soru sormada da
ihsanın varlığına bir ipucu olmaktadır.
7-225/1962 - Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor:
"Resûlullah(aleyhissalâtü vesselâm)'a soruldu: "Halk bize et
getiriyor, kesilirken besmele çekilip çekilmediğini bilmiyoruz, ne
yapalım?""Siz besmele çekin, yiyin!" cevabını verdi.
7-227/1964 - Zührî (rahimehullah) diyor ki: "Arap Hıristiyanlarının
kestiklerini yemekte bir beis yoktur. Ancak, Allah'tan başka
birisinin adını andığını işitirsen o zaman kestiğini yeme. İşitmemiş
isen, (bu durumda vehimlenme), çünkü Allah, onların küfrünü bildiği
halde kestiklerini helâl kılmıştır."Hz. Ali'den de bu mânâda rivâyet
yapılmıştır.
7-233,234/1965 - Ebû Saîd (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah
(aleyhissalâtü vesselâm) minbere oturdu, biz de etrafında yerlerimizi
aldık. Buyurdular ki:
"Sizin için korktuğum şeylerden biri, dünyanın süs ve güzelliklerinin
sizlere açılmasıdır!"Bir adam (araya girerek söze karıştı ve):"Yani
(nâil olacağımız) hayır, şer mi getirecek?" dedi.
Resûlullah(aleyhissalâtü vesselâm) bu soru üzerine sükût etti. (Adama:
"Sana ne oluyor da Resûlullah'ın sözünü kesip, onunla konuşmaya
kalkıyorsun? O sana konuşmuyor ki!.." diye paylıyanlar oldu). Gördük
ki, kendisine vahiy gelmekte. Derken vahiy hâli açılmış, yüzündeki
terleri silmekte idi."Şu soru soran nerede?" diye söze başladı. Ve
sanki adamı (sorusu sebebiyle) takdir ediyor gibiydi: Sözlerine şöyle
devam etti:"Muhakkak ki, hayır, şer getirmez. Ancak derenin(11)
bitirdikleri arasında, ya çatlatarak öldüren ya da ölüme yaklaştıran
bitki de var. Yalnız yeşil ot yiyen hayvanlar müstesna. Zîra bunlar
yeyip böğürleri şişince güneşe karşı dururlar. (Geviş getirirler),
akıtırlar ve rahatça def-i hâcet yaparlar, sonra tekrar dönüp
yayılırlar.Şüphesiz ki, bu mal hoştur, tatlıdır. Ondan fakire, yetime
ve yolcuya veren bu malın Müslüman sâhibi en iyi (insan)'dir. Bunu
haketmeden alan, yediği halde doymayan kimse gibidir. O mal, kıyamet
günü aleyhinde şâhidlik yapacaktır."
7-238/1967 - Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Resûlullah(aleyhissalâtü vesselâm) buyurdular ki: "Dünya mel'undur,
içindekiler de
mel'undur, ancak zikrullah ve zikrullah'a yardımcı olanlarla âlim veya
müteallim hâriç."
7-241/1968 -Yine Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Resûlullah(aleyhissalâtü vesselâm) buyurdular ki: "Dünya, mü'mine
hapishâne, kâfire cennettir."
7-242/1969 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Dünya sevgisi her
çeşit hatalı davranışların başıdır. Bir şeye olan sevgin seni kör ve
sağır yapar."
7-244/1970 - İbnu Mes'ûd (radıyalllâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah
(aleyhissalâtü vesselâm)'ın yanına girmiştir. Onu bir hasır örgünün
üzerinde uyumuş buldum. Hasır, (vüçudunun açık olan) yan taraflarında
izler bırakmıştı."Ey Allah'ın Resûlü dedim, sana bir yaygı te'min
etsek de hasırın üstüne sersek, onun sertliğine karşı sizi
korusa!""Ben kim, dünya kim. Dünya ile benim misâlim, bir ağacın
altında gölgelenip sonra terkedip giden yolcunun misali gibidir."
7-245/1971 - Sehl İbnu Sa'd (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah
(aleyhissalâtü vesselâm) buyurdular ki: "Eğer dünya Allah nazarında
sivri sineğin kanadı kadar bir değer taşısaydı tek bir kâfire ondan
bir yudum su içirmezdi."
İstanbul - 28.09.2004
http://sufizmveinsan.com
|