Kütüb-ü Sitte'den Alıntılar
63.Bölüm


8-56/2218- Seleme İbnu’l-Ekva’ (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) çarşıda ok yarışı yapan Benî Eslem’den bir grupla karşılaşmıştı. Onlara: “Ey İsmailoğulları atın, zîra atalarınız atıcı idiler. Atın, ben falan kabileyi tutuyorum” dedi.Bu söz üzerine bir grup atıştan vazgeçti. Efendimiz:”Ne oldu, niye atmıyorsunuz?” diye sordu. Şöyle cevap verdiler:”Nasıl atalım, siz öbür tarafı tutuyorsunuz!” Bunun üzerine:”Atın! dedi, ben hepinizi, her iki tarafı da tutuyorum.”

8-74/2227- Hz. Ebû Zerr (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Hiçbir Arabî at yoktur ki, her seher vaktinde şu kelimelerle dua etmesine izin verilmesin: “Ya Rabbi, Beni insanoğlundan dilediğine temlîk ettin, beni onun malı kıldın. Öyleyse beni, ona onun en sevgili malı, en sevgili ehli kıl” veya “Beni ona, onun en sevgili malından ve ehlinden biri kıl.”

8-77/2231- Hz. Ebû Hüreyre anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Ben sizi terkettikçe siz de beni bırakınız. Zîra, sizden öncekileri, suallerinin çokluğu ve peygamberleri üzerindeki ihtilafları helâk etmiştir. Öyle ise sizi birşeyden nehiy mi ettim (niçin, neden? diye sormaya kalkmadan) ondan kaçının. Bir şey emrettiğim zaman da onu elinizden geldiğince yapmaya çalışın, (soru sormayın).”

8-78/2232- Sa’d İbnu Ebî Vakkas (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Müslümanlar içinde, müslümanlara karşı en büyük cürüm işleyen kimse odur ki, haram kılınmamış olan bir şey hakkında soru sorar da bu suali sebebiyle o şey haram kılınıverir.”

8-79/2233- Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhisssalâtu vesselâm) buyurdular ki: “İnsanlar sizlere ilimden sormaya devam ederken şunu demeye kadar gelirler: “Anladık, Allah herşeyin  yaratıcısıdır, pekiyi Allah’ın yaratıcısı kimdir?”

8-81/2236- Ebû Sa’lebe el-Huşenî (radıyallâhu anh)anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Allah bir kısım farzlar koymuştur, siz bunları daraltmayın. Bir kısım da sınırlar (yasaklar) koydu. Bunlara tecavüz etmeyin. Bazı şeyleri de haram kıldı, onlara yaklaşmayın. Bazı şeyleri de (farz, sınır, haram diye tavsif etmeden mutlak) bırakmıştır. Bunları, unutarak bırakmış değildir. Öyle ise onları (farz mı, haram mı.. vs. diye didikleyip) araştırmayın.”

8-82.Sayfa : İbnu Kesîr’in Ebû’d Derdâ’dan kaydettiği bir diğer rivayette Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

“Allah kitabında her ne helâl kılmışsa o helâldir, her ne haram kıldı ise o da haramdır. Sükut buyurduğu şey de âfiyettir. Allah’tan afiyetini kabul  edin. Zira Allah herhangi bir şeyi unutucu değildir.

8-96/2238- Safiyye Bintu Ebî Ubeyd, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın zevce-i pâklerinden naklen anlatıyor: “Resûlulah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Kim bir arrâfa (kâhine) gelir, birşeyler sorar ve söylediklerine de (inanıp) onu tasdik ederse, kırk gün namazı kabul edilmez.”

8-97-98/2239- Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: “Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)’e (yahudîler tarafından) sihir yapıldı. Öyle ki, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) yapmadığı bir şeyi yaptım vehmine düşüyordu. Bir gün benim yanımda iken Allah’a dua etti, sonra tekrar dua etti. Ve dedi ki:”Ey Âişe, hissettin mi, sorduğum hususta Allah bana fetva verdi?””Hangi hususta Ey Allah’ın Resûlü?” dedim.”İki kişi bana gelip, biri başucumda, diğeri de ayak tarafımda oturdu. Biri diğerine:”Bu zatın rahatsızlığı nedir?” dedi. Öbürü:”Büyüdür!” dedi. Önceki tekrar sordu:

“Kim büyüledi?” Diğeri:”Lebîd İbnu’l-A’sam adındaki Benî Züreykli bir yahudî” diye cevap verdi. Öbürü:”Büyüyü neye yaptı?” dedi. Arkadaşı:”Bir tarakla saç döküntüsüne ve bir de erkek hurma tomurcuğunun içine!” cevabını verdi. Diğeri:”Pekala, şimdi nerede?” diye sordu. Arkadaşı:”Zervân kuyusunda!” cevabını verdi.”Bunun üzerine Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Ashâbından bir grupla birlikte (radıyallâhu anhüm) kuyuya gitti, ona baktı, kuyunun üzerinde bir hurma vardı. Sonra benim yanıma dönüp:”Ey Âişe! Allah’a yemin olsun, kuyunun suyu sanki kına ıslatılmış gibi (bulanık) ve (o kuyu ile sulanan) hurma ağaçlarının başları da sanki şeytanların başları gibiydi!” dedi. Ben:”Ey Allah’ın Resûlü! Onu (kuyudan) çıkardın mı?” diye sordum.”Hayır” dedi ve ilave etti:”Bana gelince, Allah bana âfiyet lûtfetti ve şifa verdi. Ben ondan halka bir şer gelmesine sebep olmaktan korktum!”Resûlullah onun gömülmesini emretti ve yere gömüldü”.

8-109/2250- İbnu Abbas (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Suyu deve gibi bir solukta içmeyin. İki-üç solukta (dinlene dinlene) için. Su içerken besmele çekin. Bitirince de Allah’a hamdedin.”

İstanbul - 07.12.2004
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail