8-56/2218-
Seleme İbnu’l-Ekva’ (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) çarşıda ok yarışı yapan Benî Eslem’den bir grupla
karşılaşmıştı. Onlara: “Ey İsmailoğulları atın, zîra atalarınız
atıcı idiler. Atın, ben falan kabileyi tutuyorum” dedi.Bu söz
üzerine bir grup atıştan vazgeçti. Efendimiz:”Ne oldu, niye
atmıyorsunuz?” diye sordu. Şöyle cevap verdiler:”Nasıl atalım, siz
öbür tarafı tutuyorsunuz!” Bunun üzerine:”Atın! dedi, ben hepinizi,
her iki tarafı da tutuyorum.”
8-74/2227- Hz.
Ebû Zerr (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki: “Hiçbir Arabî at yoktur ki, her seher
vaktinde şu kelimelerle dua etmesine izin verilmesin: “Ya Rabbi,
Beni insanoğlundan dilediğine temlîk ettin, beni onun malı kıldın.
Öyleyse beni, ona onun en sevgili malı, en sevgili ehli kıl” veya
“Beni ona, onun en sevgili malından ve ehlinden biri kıl.”
8-77/2231-
Hz. Ebû Hüreyre anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
buyurdular ki: “Ben sizi terkettikçe siz de beni bırakınız. Zîra,
sizden öncekileri, suallerinin çokluğu ve peygamberleri üzerindeki
ihtilafları helâk etmiştir. Öyle ise sizi birşeyden nehiy mi ettim
(niçin, neden? diye sormaya kalkmadan) ondan kaçının. Bir şey
emrettiğim zaman da onu elinizden geldiğince yapmaya çalışın, (soru
sormayın).”
8-78/2232- Sa’d
İbnu Ebî Vakkas (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki: “Müslümanlar içinde, müslümanlara karşı en
büyük cürüm işleyen kimse odur ki, haram kılınmamış olan bir şey
hakkında soru sorar da bu suali sebebiyle o şey haram kılınıverir.”
8-79/2233-
Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhisssalâtu
vesselâm) buyurdular ki: “İnsanlar sizlere ilimden sormaya devam
ederken şunu demeye kadar gelirler: “Anladık, Allah herşeyin
yaratıcısıdır, pekiyi Allah’ın yaratıcısı kimdir?”
8-81/2236- Ebû
Sa’lebe el-Huşenî (radıyallâhu anh)anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki: “Allah bir kısım farzlar koymuştur, siz
bunları daraltmayın. Bir kısım da sınırlar (yasaklar) koydu. Bunlara
tecavüz etmeyin. Bazı şeyleri de haram kıldı, onlara yaklaşmayın.
Bazı şeyleri de (farz, sınır, haram diye tavsif etmeden mutlak)
bırakmıştır. Bunları, unutarak bırakmış değildir. Öyle ise onları
(farz mı, haram mı.. vs. diye didikleyip) araştırmayın.”
8-82.Sayfa :
İbnu Kesîr’in Ebû’d Derdâ’dan kaydettiği bir diğer rivayette
Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
“Allah
kitabında her ne helâl kılmışsa o helâldir, her ne haram kıldı ise o
da haramdır. Sükut buyurduğu şey de âfiyettir. Allah’tan afiyetini
kabul edin. Zira Allah herhangi bir şeyi unutucu değildir.
8-96/2238-
Safiyye Bintu Ebî Ubeyd, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın
zevce-i pâklerinden naklen anlatıyor: “Resûlulah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki: “Kim bir arrâfa (kâhine) gelir, birşeyler
sorar ve söylediklerine de (inanıp) onu tasdik ederse, kırk gün
namazı kabul edilmez.”
8-97-98/2239-
Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: “Hz. Peygamber (aleyhissalâtu
vesselâm)’e (yahudîler tarafından) sihir yapıldı. Öyle ki,
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) yapmadığı bir şeyi yaptım
vehmine düşüyordu. Bir gün benim yanımda iken Allah’a dua etti,
sonra tekrar dua etti. Ve dedi ki:”Ey Âişe, hissettin mi, sorduğum
hususta Allah bana fetva verdi?””Hangi hususta Ey Allah’ın Resûlü?”
dedim.”İki kişi bana gelip, biri başucumda, diğeri de ayak tarafımda
oturdu. Biri diğerine:”Bu zatın rahatsızlığı nedir?” dedi.
Öbürü:”Büyüdür!” dedi. Önceki tekrar sordu:
“Kim
büyüledi?” Diğeri:”Lebîd İbnu’l-A’sam adındaki Benî Züreykli bir
yahudî” diye cevap verdi. Öbürü:”Büyüyü neye yaptı?” dedi.
Arkadaşı:”Bir tarakla saç döküntüsüne ve bir de erkek hurma
tomurcuğunun içine!” cevabını verdi. Diğeri:”Pekala, şimdi nerede?”
diye sordu. Arkadaşı:”Zervân kuyusunda!” cevabını verdi.”Bunun
üzerine Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Ashâbından bir grupla
birlikte (radıyallâhu anhüm) kuyuya gitti, ona baktı, kuyunun
üzerinde bir hurma vardı. Sonra benim yanıma dönüp:”Ey Âişe! Allah’a
yemin olsun, kuyunun suyu sanki kına ıslatılmış gibi (bulanık) ve (o
kuyu ile sulanan) hurma ağaçlarının başları da sanki şeytanların
başları gibiydi!” dedi. Ben:”Ey Allah’ın Resûlü! Onu (kuyudan)
çıkardın mı?” diye sordum.”Hayır” dedi ve ilave etti:”Bana gelince,
Allah bana âfiyet lûtfetti ve şifa verdi. Ben ondan halka bir şer
gelmesine sebep olmaktan korktum!”Resûlullah onun gömülmesini
emretti ve yere gömüldü”.
8-109/2250- İbnu
Abbas (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki: “Suyu deve gibi bir solukta içmeyin. İki-üç
solukta (dinlene dinlene) için. Su içerken besmele çekin. Bitirince
de Allah’a hamdedin.”
İstanbul - 07.12.2004
http://sufizmveinsan.com
|