Kütüb-ü Sitte'den Alıntılar
66.Bölüm


8-223/2327- Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Bana kadın ve güzel koku sevdirildi, gözümün nuru namazda kılındı.”

8-224/2328- Rebî’a İbnu Ka’b el-Eslemî anlatıyor: “Ben Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile beraber gecelemiştim, kendisine abdest suyunu ve başkaca ihtiyaçlarını getirdim. Bana:”Dile benden (ne dilersen)!” buyurdu. Ben:”Senden cennette seninle beraberlik diliyorum!” dedim. Bana:”Veya bundan başka bir şey?” dedi. Ben:”Hayır, sadece bunu istiyorum!” dedim.”Öyleyse kendin için çok secde ederek bana yardımcı ol!” buyurdu.”

8-230/2333- Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: “Allah namazı (ilk defa farz ettiği zaman iki rek’at olarak farz etmişti. Sonra onu hazer için (dörde) tamamladı. Yolcu namazı ilk farz edildiği şekilde sabit tutuldu.”

AÇIKLAMA:1- Namaz farz edildiği zaman, bütün vakitler ikişer rek’at olarak farz edilmiştir. Ahmed İbnu Hanbel’in bir rivayetinde akşam namazı istisna edilir ve onun üç rek’at olarak farz edildiği belirtilir.Buhârî’nin kaydettiği bir başka rivayette, namazların hicretten sonra dört rek’ate çıkarıldığı belirtilir. Bu hususu İbnu Huzeyme, Beyhakî ve İbnu Hibbân tarafından tahriç edilmiş olan bir rivayette Hz. Âişe şöyle açar:

“Hazer ve sefer namazı (Mi’râc’ta) ikişer rek’at olarak farz kılınmıştı. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Medîne’ye gelip, itminan bulunca hazer namazlarına ikişer rek’at daha ilave edildi. Sadece sabah namazı, kıraatinin uzunluğu sebebiyle iki rek’at olarak bırakıldı. Akşam namazı da eski hâli üzere üç rek’at olarak bırakıldı, çünkü bu gündüzün vitridir.”

8-233/2337 - Amr İbnu’l-Âs (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Çocuklarınıza, onlar yedi yaşında iken namazı emredin. On yaşında olunca namaz(daki ihmalleri) sebebiyle onları dövün, yataklarını da ayırın.”

8-237/2340 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Kim bir namaz unutacak olursa hatırlayınca derhal kılsın. Unutulan namazın bundan başka kefareti yoktur.”

8-239 , 240 / 2342 - Ebû Katâde (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah’la beraber bir gece boyu yürüdük. Cemaatten bazıları:”Ey Allah’ın Resûlü! Bize mola verseniz!” diye talepte bulundular. Efendimiz:

“Namaz vaktine uyuyakalmanızdan korkuyorum” buyurdu. Bunun üzerine Hz. Bilâl: “Ben sizi uyandırırım!” dedi. Böylece Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) mola verdi ve herkes yattı. Nöbette kalan Bilâl de sırtını devesine dayamıştı ki gözleri kapanıverdi, o da uyuyakaldı.Güneşin doğmasıyla Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) uyandı ve:”Ey Bilâl! Sözün ne oldu?” diye seslendi ve Hz. Bilâl: “Üzerime böyle bir uyku hiç çökmedi” diyerek cevap verdi. Aleyhissalâtu vesselâm:”Allah Teâlâ Hazretleri, ruhlarınızı dilediği zaman kabzeder, dilediği zaman geri gönderir. Ey Bilâl! Halka namaz için ezan oku” buyurdu. Sonra abdest aldı ve güneş yükselip beyazlaşınca kalktı, kafileye cemaatle namaz kıldırdı.”

8-244/2349 - İmam Mâlik, Zeyd İbnu Eslem’den naklen anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: “Muhakkak ki, Allah, ruhlarımızı kabzetmektedir. Dilerse onu, bize bundan başka bir vakitte iade eder.”Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) böyle söyledikten sonra Hz. Ebû Bekri’s-Sıddîk (radıyallâhu anh)’a yönelerek:”Şeytan (bu gece) namaz kılmakta iken Bilâl’e geldi ve onu yatırdı. Uyuması için bir çocuk nasıl sallanarak avutulursa öylece onu da sallayarak uyuttu” dedi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) sonra Bilâl’i çağırdı. Gelince Bilâl, Resûlullah’a onun Hz. Ebû Bekr’e anlattığının tıpkısını haber verdi. Hz. Ebû Bekr bu işittikleri karşısında: “Şehadet ederim ki, sen Allah’ın Resûlüsün!” demekten kendini alamadı.”

8-247/2351- İbnu Mes’ûd (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Müşrikler Hendek günü Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ı fazlaca meşgul ederek dört vakit namazı kazaya bıraktırdılar, geceden Allah’ın dilediği bir müddet geçinceye kadar onları kılamadı. Sonra Bilâl (radıyallâhu anh)’e emretti, o da ezan okudu. Sonra kâmet getirdi. Resûlulllah öğleyi (kazâen) kıldı. (Bilâl tekrar) ikâmet getirdi, Resûlullah ikindiyi kıldı. Sonra (Bilâl tekrar) ikâmet getirdi. Resûlullah akşamı kıldı. Sonra (Bilâl yatsı için) kâmet getirdi ve Resûlullah yatsıyı kıldı.”

8-249/2354- Hz. Câbir (radıyallâhu anh)’in anlattığına göre, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’in şöyle söylediğini işitmiştir “Kişiyle şirk arasında namazın terki vardır.” Tirmizî’nin metni şöyledir: “Küfürle îman arasında namazın terki vardır.”

8-250/2356 - Hz. Büreyde (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Benimle onlar (münafıklar) arasındaki ahid (antlaşma) namazdır. Kim onu terkederse küfre düşer.”

İstanbul - 04.01.2005
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail