8-223/2327-
Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Bana kadın ve güzel koku
sevdirildi, gözümün nuru namazda kılındı.”
8-224/2328-
Rebî’a İbnu Ka’b el-Eslemî anlatıyor: “Ben Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) ile beraber gecelemiştim, kendisine abdest suyunu ve
başkaca ihtiyaçlarını getirdim. Bana:”Dile benden (ne dilersen)!”
buyurdu. Ben:”Senden cennette seninle beraberlik diliyorum!” dedim.
Bana:”Veya bundan başka bir şey?” dedi. Ben:”Hayır, sadece bunu
istiyorum!” dedim.”Öyleyse kendin için çok secde ederek bana
yardımcı ol!” buyurdu.”
8-230/2333-
Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: “Allah namazı (ilk defa farz
ettiği zaman iki rek’at olarak farz etmişti. Sonra onu hazer için
(dörde) tamamladı. Yolcu namazı ilk farz edildiği şekilde sabit
tutuldu.”
AÇIKLAMA:1-
Namaz farz edildiği zaman, bütün vakitler ikişer rek’at olarak farz
edilmiştir. Ahmed İbnu Hanbel’in bir rivayetinde akşam namazı
istisna edilir ve onun üç rek’at olarak farz edildiği belirtilir.Buhârî’nin
kaydettiği bir başka rivayette, namazların hicretten sonra dört
rek’ate çıkarıldığı belirtilir. Bu hususu İbnu Huzeyme, Beyhakî ve
İbnu Hibbân tarafından tahriç edilmiş olan bir rivayette Hz. Âişe
şöyle açar:
“Hazer ve
sefer namazı (Mi’râc’ta) ikişer rek’at olarak farz kılınmıştı.
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Medîne’ye gelip, itminan bulunca
hazer namazlarına ikişer rek’at daha ilave edildi. Sadece sabah
namazı, kıraatinin uzunluğu sebebiyle iki rek’at olarak bırakıldı.
Akşam namazı da eski hâli üzere üç rek’at olarak bırakıldı, çünkü bu
gündüzün vitridir.”
8-233/2337 - Amr
İbnu’l-Âs (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki: “Çocuklarınıza, onlar yedi yaşında iken
namazı emredin. On yaşında olunca namaz(daki ihmalleri) sebebiyle
onları dövün, yataklarını da ayırın.”
8-237/2340 -
Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki: “Kim bir namaz unutacak olursa hatırlayınca
derhal kılsın. Unutulan namazın bundan başka kefareti yoktur.”
8-239 , 240 /
2342 - Ebû Katâde (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah’la
beraber bir gece boyu yürüdük. Cemaatten bazıları:”Ey Allah’ın
Resûlü! Bize mola verseniz!” diye talepte bulundular. Efendimiz:
“Namaz vaktine
uyuyakalmanızdan korkuyorum” buyurdu. Bunun üzerine Hz. Bilâl: “Ben
sizi uyandırırım!” dedi. Böylece Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
mola verdi ve herkes yattı. Nöbette kalan Bilâl de sırtını devesine
dayamıştı ki gözleri kapanıverdi, o da uyuyakaldı.Güneşin doğmasıyla
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) uyandı ve:”Ey Bilâl! Sözün ne
oldu?” diye seslendi ve Hz. Bilâl: “Üzerime böyle bir uyku hiç
çökmedi” diyerek cevap verdi. Aleyhissalâtu vesselâm:”Allah Teâlâ
Hazretleri, ruhlarınızı dilediği zaman kabzeder, dilediği zaman geri
gönderir. Ey Bilâl! Halka namaz için ezan oku” buyurdu. Sonra abdest
aldı ve güneş yükselip beyazlaşınca kalktı, kafileye cemaatle namaz
kıldırdı.”
8-244/2349 -
İmam Mâlik, Zeyd İbnu Eslem’den naklen anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdu ki: “Muhakkak ki, Allah, ruhlarımızı
kabzetmektedir. Dilerse onu, bize bundan başka bir vakitte iade
eder.”Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) böyle söyledikten sonra
Hz. Ebû Bekri’s-Sıddîk (radıyallâhu anh)’a yönelerek:”Şeytan (bu
gece) namaz kılmakta iken Bilâl’e geldi ve onu yatırdı. Uyuması için
bir çocuk nasıl sallanarak avutulursa öylece onu da sallayarak
uyuttu” dedi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) sonra Bilâl’i
çağırdı. Gelince Bilâl, Resûlullah’a onun Hz. Ebû Bekr’e
anlattığının tıpkısını haber verdi. Hz. Ebû Bekr bu işittikleri
karşısında: “Şehadet ederim ki, sen Allah’ın Resûlüsün!” demekten
kendini alamadı.”
8-247/2351- İbnu
Mes’ûd (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Müşrikler Hendek günü
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ı fazlaca meşgul ederek dört
vakit namazı kazaya bıraktırdılar, geceden Allah’ın dilediği bir
müddet geçinceye kadar onları kılamadı. Sonra Bilâl (radıyallâhu anh)’e
emretti, o da ezan okudu. Sonra kâmet getirdi. Resûlulllah öğleyi
(kazâen) kıldı. (Bilâl tekrar) ikâmet getirdi, Resûlullah ikindiyi
kıldı. Sonra (Bilâl tekrar) ikâmet getirdi. Resûlullah akşamı kıldı.
Sonra (Bilâl yatsı için) kâmet getirdi ve Resûlullah yatsıyı kıldı.”
8-249/2354-
Hz. Câbir (radıyallâhu anh)’in anlattığına göre, Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm)’in şöyle söylediğini işitmiştir “Kişiyle şirk arasında
namazın terki vardır.” Tirmizî’nin metni şöyledir: “Küfürle îman
arasında namazın terki vardır.”
8-250/2356 - Hz.
Büreyde (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki: “Benimle onlar (münafıklar) arasındaki ahid
(antlaşma) namazdır. Kim onu terkederse küfre düşer.”
İstanbul - 04.01.2005
http://sufizmveinsan.com
|