Kütüb-ü Sitte'den Alıntılar
69.Bölüm


8-345/2458 - İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: “Ezan Resûlullah devrinde ikişer ikişer idi. İkâmet de birer birer. Ancak (müezzin), ayrıca ikişer sefer olmak üzere kad kâmeti’-salât, kad kâmeti’ssalât da derdi.”İbnu Ömer devam eder: “Biz, ikâmeti işittik mi abdest alır, namaza giderdik.”

8-360/2471 - Hz. Câbir (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Bilâl (radıyallâhu anh)’e:”Ezan okuduğun zaman ağır ağır oku. İkâmet getirdiğin zaman da peş peşe serî oku. Ezanla ikâmetin arasına, yemek yiyenin yemeğinden, içenini içmesinden, üzerine sıkışarak helaya girmiş olanın heladan fâriğ olacağı bir zaman fasılası koy “ diye talimat verdi. Şunu da ilave etti: “Beni görünceye kadar da (ikâmet için) kalkmayın.”

8-361/2473 - Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Namaz için ezanı ancak abdestli olan okusun.”

8-362/2475 - Osman İbnu Ebî’l-Âs (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın bana en son vasiyetlerinden biri de, ezanına mukabil ücret almayan bir müezzin tutmamdı.”

8-364 , 365/2478 - Nâfi (rahimehullah) anlatıyor: “İbnu Ömer (radıyallâhu anh) sefer sırasında ikâmete sadece sabah namazından hem ezan, hem de ikâmet

her ikisini okurdu. Derdi ki: “(Seferde ezana hacet yok, çünkü) ezan, kendisine cemaat gelecek olan imama mahsustur.”

8-370/2483 - İbnu Ömer (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) namaza kalktığı zaman, ellerini iki omuzunun hizasına kadar kaldırır sonra tekbir getirirdi. Rükû yapmak isteyince de (ellerini iki omuzu hizasına kaldırmak suretiyle) aynı şeyi yapardı. Rükûdan başını kaldırınca da aynı şeyi yapardı. Ancak bunu, secdeden başını kaldırırken yapmazdı.”Bir başka rivayette: “Bunu, secde ederken yapmazdı” denmiştir.

8-376 , 377/2495 - Nesâî’de gelen bir diğer rivayette şöyle denmiştir: “Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) Beni Züreyk Mescidi’ne geldi ve dedi ki: “Üç şey var ki, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) onları yapıyordu, halk ise terketmiş durumda... Namazda ellerini uzatarak kaldırırdı, (Fatihayı okuyunca kırâate geçmezden önce) bir miktar sükût buyurdu, secdeye varınca (ve secdeden kalkınca) tekbir getirirdi.”

8-386/2507 - İmrân İbnu’l-Husayn (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: “Bende basur vardı. Namazı nasıl kılacağım diye Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’a sordum.”Ayakta kıl, muktedir olmazsan oturarak kıl, buna da muktedir olmazsan yan üzeri (yatarak) kıl” buyurdu.”

8-387/2510 - Bir diğer rivayette şöyle denmiştir: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) oturarak namaz kılar, oturduğu halde kırâat buyurur, kırâatinden takriben otuzkırk âyet kalınca kalkar, kırâatına ayakta devam eder, sonra rükûya ve secdeye giderdi. İkinci rek’atte aynen bunun gibi yapardı. Namazı bitince, ben uyanıksam benimle konuşurdu, uyuyor isem yatardı.”

8-391/2514 - İbnu Amr İbni’l-Âs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: “Bana Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın: “Kişinin oturarak kıldığı (nafile) namaz, normal şekilde kıldığı namazın (sevapca) yarısına denktir” buyurduğu söylenmişti. (Kendisinden sormak üzere) derhal yanına gittim. Varınca, Efendimizi oturarak namaz kılıyor buldum. Elimi başının üzerine koydum. Bana:”Ey Abdullah İbnu Amr! Meselen nedir?” dedi. Ben:”Ey Allah’ın Resûlü, bana “Kişinin oturarak kıldığı namaz, normal namazın yarısına denktir” buyurduğunuz söylendi. Halbuki siz de oturarak kılıyorsunuz?” dedim. Aleyhissalâtu vesselâm:”Evet öyledir. Ancak ben sizlerden biri gibi değilim” cevabını verdi.”

8-394/2517 - İbnu Mes’ud (radıyallâhu anh)’un anlattığına göre, namaz kılarken sol elini sağ eline koymuştur. Bunu gören Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) (bizzat elleriyle tutarak) sağ elini sol elinin üzerine koymuştur.”

8-400/2527 - İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) kırâatını bismillâhirrahmânirrahîm ile başlatıyordu.”

8-400/2529 - İbnu Abdillah İbnu Muğaffel (rahimehullah) anlatıyor: “Ben (namazda) bismillâhirrahmânirrahîm’i okumuştum. Babam işitti. Bana:”Oğulcuğum, (bu yaptığın) bir bid’attir. bid’atten sakın!” dedi. Ben Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın ashâbından her kimle karşılaştı isem, hepsinin de bid’atten nefret ettiği kadar bir başka şeyden nefret etmediğini gördüm. Babam sözlerine şöyle devam etmişti:”Ben Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’la, Hz. Ebû Bekr’le, Hz. Ömer’le, Hz. Osman’la (radıyallâhu anhüm) namaz kıldım. Onlardan hiç birinin bunu (besmelenin okunacağını) okuduklarını işitmedim. Onu sen de okuma. Sadece “Elhamdülillahi rabbi’l-âlemîn” de.”

İstanbul - 25.01.2005
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail