8-404/2531 - Hz.
Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki: “Kim Fâtihâ-i şerîfe sûresini okumadan
namaz kılarsa bilsin ki bu namaz nâkıstır -bu sözü üç kere
tekrarladı- eksiktir.”Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh)’ye:”Biz imamın
arkasında bulunuyorsak (ne yapalım)?” diye sorulmuştu. Şu cevabı
verdi:”Yine de içinden oku. Zîra ben Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm)’ın şöyle söylediğini işittim:”Allah Teâlâ hazretleri (bir
hadîs-i kudsîde) buyurdu ki: “Ben kırâati (49) kulumla kendi aramda
iki kısma böldüm, yarısı bana ait, yarısı da ona. Kuluma istediği
verilmiştir: Kul: “Elhamdülillâhi Rabbi’l-âlemîn. (Hamd alemlerin
Rabbine aittir)” deyince, Azîz ve Celîl olan Allah: “Kulum bana
hamdetti!” der. “er-Rahmânirrahîm” deyince, Allah: “Kulum bana
senâda bulundu” der. “Mâlikî yevmiddîn (âhiretin sahibi)” deyince,
Allah: “Kulum beni tebcîl ve ta’zîz etti (büyükledi)” der.
“İyyâkena’budü ve iyyâkenesta’în (yalnız sana ibâdet eder, yalnız
senden yardım isteriz)” deyince, Allah: “Bu benimle kulum arasında
bir (taahhüddür). Kuluma istediğini verdim” der.
“İhdina’ssırâta’lmüstakîm sırâtallezîne en’amte aleyhim
gayr’ilmağdûbi aleyhim ve la’ddâllîn. (Bizi doğru yola sevket, o yol
ki kendilerine nimet verdiğin kimselerin yoludur, gadaba
uğrayanların ve dalâlete düşenlerin değil)” dediği zaman, Allah: “Bu
da kulumundur, kuluma istediği verilmiştir” buyurur.”
8-405/2533 -
Rezîn’in zikrettiği bir rivâyette şöyle gelmiştir: “...Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki: “Kırâatsiz namaz sahih değildir.”
Bilesiniz, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bize her ne duyurdu
ise biz de size duyurduk. Bize gizli tuttuğunu biz de size gizli
tuttuk.”Bu açıklama üzerine bir zât ona:”Ey Ebû Hüreyre, Fatiha’ya
herhangi bir ilavede bulunmazsam (yeterli midir) ne dersin?” diye
sordu. Ebû Hüreyre dedi ki:”Bu suâl Aleyhissalâtu vesselâm’a da
sorulmuştu, şu cevabı verdi:”Bununla iktifâ edersen sana yeter,
ilavede bulunursan senin için daha hayırlı ve efdal olur.”
8-411/2539 -
Buhârî’de diğer bir rivâyette şöyle gelmiştir: “Kârî (okuyucu) âmîn
deyince siz de âmîn deyin. Zîra melekler “âmîn” der. Kimin âmîn’i
meleklerin âmîn’ine tevâfuk ederse geçmiş günahları affedilir.”
8-412.Sayfa :
Rasûlullah Efendimiz buyurdular ki :”Bir grup bir araya gelir, bir
kısmı duâ eder, diğer kısmı da âmîn derse Allah Teâla, mutlaka
onlara icâbet eder.
8-416.Sayfa :
Rasûlullah Efendimiz buyurdular ki “Ben uzun okumak arzusuyla namaza
başlarım. Ancak kulağıma bir çocuk ağlaması gelince annesini
huzursuz etmemek için uzun okumaktan vazgeçerim.”
8-431/2568 -
Ebû Zerr (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) gece namazına kalktı ve sabah vakti girinceye kadar namaza
devam etti. Namazda tek âyet okudu. O da şu (meâldeki) âyettir:
“Onlara azab edersen, doğrusu onlar senin kullarındır. Onları
bağışlarsan, güçlü olan, Hakîm olan şüphesiz ancak sensin”
8-434/2571- Ebû
Katâde (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) bir gece (evinden) çıkmıştı. Hz. Ebû Bekr (radıyallâhu anh)’e
uğradı. Alçak sesle namaz kılıyordu. Hz. Ömer (radıyallâhu anh)’e
uğradı, o da yüksek sesle namaz kılıyordu.”Râvi der ki:
“Resûlullah’ın yanında toplanınca Aleyhissalâtu vesselâm buyurdular
ki:”Ey Ebû Bekr sana uğradım sen sessizce namaz kılıyordun.” Ebû
Bekr:”Ben konuştuğum Zât-ı Zülcelâl’e sesimi işittirdim ey Allah’ın
Resûlü!” cevabını verdi.Hz. Ömer’e de:”Sana da uğradım. Sen yüksek
sesle namaz kılıyordun!” dedi. O da şu cevabı verdi:”Ey Allah’ın
Resûlü! Uyuklayanı uyandırıyor, şeytanı da uzaklaştırıyordum.”
Hasan Basrî
rivâyetinde der ki: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Hz. Ebû
Bekr’e: “Ey Ebû Bekr sen sesini biraz yükselt!” dedi. Hz. Ömer’e de:
“Sesini sen de biraz alçalt!” buyurdu.”
8-439.Sayfa
: “Abdullah İbnu’ş-Şıhhîr (radıyallâhu anh) der ki: “Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm)’ı gördüm, ağlamaktan göğsünde, kaynayan tencerenin
çıkardığı uğultu gibi uğultu olduğu halde bize namaz kıldırmıştı.”
8-440.Sayfa :
“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) namaz için (iftitah) tekbiri
alınca, tekbirle kırâat arasında bir miktar sükût eder. (Bir gün
kendisine): “(Ey Allah’ın Resûlü) annem babam sana feda olsun.
Tekbirle kırâat arasındaki sükûtta ne söylüyorsun bana haber ver!”
dedim. Bunun üzerine şunu okuduğunu bildirdi:
“Allahım,
benimle hatalarımın arasını, doğu ile batıyı uzak kıldığın gibi uzak
kıl. Allah’ım, hatalarımı beyaz elbisenin kirden temizlenmesi gibi
temizle. Allah’ım beni karla, su ile, soğukla temizle.”
İstanbul - 01.02.2005
http://sufizmveinsan.com
|