Kütüb-ü Sitte'den Alıntılar
73.Bölüm


8-511/2667 -Yine Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Abdesti olmayanın namazı da yoktur. Üzerine besmele çekmeyenin abdesti yoktur.”

8-512/2668 - Hz. Enes (radıyallâhu anh), Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın her namaz için abdest aldığını söylemişti, kendisine:”Siz nasıl yapıyordunuz?” diye soruldu. Şu cevabı verdi:”Aldığımız abdest bozuluncaya kadar bize yetiyordu.”

8-513/2670 - Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Namaz kılarken kimin abdesti bozulacak olursa hemen namazdan çıksın. Eğer cemaatle kılınan bir namazda ise burnunu tutarak ayrılsın.”

Açıklama:

Burnunu tutmasını emretmesi, cemaate burnu kanamış zannını vermek içindir. Bu davranış, avretin örtülmesi ve kabîhin gizlenmesi hususunda bir nevî edebe riayettir.

8-514/2672 - İbnu Amr İbnu’l-Âs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Bir kimse son rek’atte oturmuşken daha selam vermeden hades vâki olsa namazı caizdir.”

8-517/2673 -  Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın zevce-i pâkleri Ümmü Habîbe’ye  sorulmuş ki “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), içerisinde kendisiyle temasta bulunduğu elbise sırtında olduğu halde namaz kılar mıydı?” Ümmü Habîbe (radıyallâhu anhâ) şu cevabı vermiştir:”Evet, yeter ki elbisede bir ezâ (meni bulaşığı) görmemiş olsun!”

8-517/2674 - Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), bizim (kadınların) çamaşırlarımız içerisinde namaz kılmazdı.”

8-518,519/2676 - Ebû Saîd (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ashâbiyle namaz kılarken âniden nalınlarını çıkarıp sol tarafına koydu. Bunu gören cemaat de derhal nalınlarını attılar. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) namazı tamamlayınca:”Nalınlarınızı niye attınız?” diye sordu.”Seni nalınlarını atarken gördük, biz de kendi nalınlarımızı attık!” cevabını verdiler.”Cebrâil (aleyhisselâm) bana gelip pislik olduğunu haber verdi (onun için attım). Öyleyse sizler mescide gelirken dikkat edin, nalınlarınızda bir pislik (kazurat) -veya ezâ demişti- görürseniz onu silin; o, ayağınızda olduğu halde namazınızı kılın.”

8-526/2687 - Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Allah hayız görenin (kadının) namazını başörtüsüz kabul etmez.”

8-531/2691 - Ukbe İbnu Âmir (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’a ipekten mamul bir kaftan hediye edildi. Kaftanı giyip içinde namaz kıldı. Sonra namazdan ayrılıp hemen kaftanı şiddetle çıkarıp attı, sanki kaftandan gayr-ı memnundu:”Bu, muttakîlere muvafık düşmüyor!” dedi.”

8-536/2696 - Berâ (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Koyun ağıllarında namaz kılın. Zîra koyunlar mübârek (hayvanlar)dır. Deve damlarında namaz kılmayın, zîra onlar şeytanlardandır.”

8-539/2699 - Atâ İbnu Yesâr (rahimehullah) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle duâ buyurdular: “Allahım, kabrimi ibâdet edilen bir put kılma” (ve devamla dedi ki): “Nebilerinin kabirlerini mescidler haline getiren bir kavme Allah’ın öfkesi artmıştır.”

8-540/2700 - Hz. Ali (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), beni mezarlıkta namaz kılmaktan menetti. Beni Bâbil toprağında da namaz kılmaktan menetti (ve şöyle dedi:) “Zîra orası mel’ undur.”

Hattâbî der ki: “Bu hadisin senedinde zayıflık olduğu söylenmiştir. Ben âlimlerden kimseyi bilmem ki Bâbil toprağında namaz kılmayı yasaklamış olsun. Hadis(in Resûlullah’a nisbeti) sahih ise, bu yasak sadece Hz. Ali’nin şahsıyla ilgilidir; böylece, onu Kûfe’de maruz kaldığı mihnete (sıkıntılı hadiselere) karşı uyarmak istemiştir. (Malum olduğu üzere) Kûfe, Bâbil diyarındadır.”

8-542/2701 - İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: “Resûllullah (aeyhissalâtu vesselâm) bineğinin üzerinde iken yönü hangi istikâmette olursa olsun tesbih ediyor, (nafile namaz kılıyor, rükû ve secde içinde) başıyla imada bulunuyordu. İbnu Ömer de böyle yapıyordu.”

Müslim’de gelen diğer bir rivayette İbnu Ömer şu ziyadeyi yapar: “Aleyhissalâtu vesselâm, bineğin sırtında tesbihte (nafile namazda) bulunur ve vitir kılardı, fakat farz namaz kılmazdı.”

8-544/2703 - Hz. Câbir (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdular: “Küre-i arz bana bir mescid ve temiz kılındı. Ümmetimden her kim bir namaz vaktine ulaştımı nerede olursa namazını kılsın.”

8-547/2705 - İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdular:”Namazlarınızdan bir kısmını evlerinizde kılın, sakın onları kabirlere çevirmeyin!”

8-549,550/2708 - Zeyd İbnu Erkam (radıyallahu anh) anlatıyor: “Biz, namaz kılarken konuşurduk. Öyle ki herkes kendi yanındakine birşeyler söyleyebilirdi. Derken şu âyet nâzil oldu:    “Allah’ın divanına tam huşû ve tâatle durun” (Bakara 238). Böylece sükût etmekle emrolunduk ve konuşmaktan men edildik.

8-552/2709 - İbnu Mes’ud (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’a selam verirdik, O da bize mukâbele ederdi. Necâşî’ nin yanından döndüğümüz zaman O’na yine (namazda) selam vermiştik, bize mukabeleten selam vermedi.”Ey Allah’ın Resûlü, dedik, biz sana vaktiyle namazda selam verirdik, sen de selamımızı alırdın (şimdi niye almıyorsun)?” dedik. Bizi şöyle cevapladı:”Namazda meşguliyet var!”

İstanbul - 07.03.2007
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail