[2-447/140] - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Yeni doğan
çocuklar Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e getirilirdi. O da
bunlara mübarek olmaları için dua eder, tahnîkde bulunurdu." (Tahnik:
Ağzında çiğnediği hurmayı çocuğun damağına yapıştırarak , bebeğin
midesine ilk giden gıda olmasını sağlamaktır.)
[2-448/141] -Ebu Râfi (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Fatıma
(radıyallahu anhâ) oğlu Hasan (radıyallahu anh)'ı doğurduğu zaman,
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı kulağına ezan okurken gördüm."
Tirmizî hadisin sahih olduğunu söylemiştir. Rezîn şu ziyadeyi
kaydeder: "Kulağına İhlas sûresini okudu, hurma ile tahnik etti ve
ismini koydu."
[2-459/142] -Yahya İbnu Saîd anlatıyor: "Hz. Ömer bir adama: "İsmin
nedir?" diye sordu. Adam "Cemre (kor)" dedi. "Kimin oğlusun?" diye
tekrar sordu. Adam: "İbnu Şihâb (alev) deyince "Kimlerden?" dedi.
Adam: "Hurakalardan." "Eviniz nerede? diye sordu. "Harretu'n-Nâr'da"
cevabını alınca, "hangisinde?" dedi. "Zâtı Lezâ'da" cevabını alınca;
Hz. Ömer (radıyallahu anh) "Âilene yetiş, yanıyorlar!" dedi. Gerçekten
durum aynen Hz. Ömer'in dediği gibiydi"
[2-461/143] -Huzeyfe (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm)'ın şöyle dediğini işittim: "İpek ve İbrişim
elbise giymeyin. Altın ve gümüş kaplardan su içmeyin, onlarda yemek
yemeyin. Zira bu iki şey dünyada onlar (kâfirler), âhirette de sizin
içindir."
[2-470/148] -İbnu Mes'ud (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber
(aleyhissalâtu vesselâm) birgün yere çubukla, kare biçiminde bir şekil
çizdi. Sonra, bunun ortasına bir hat çekti, onun dışında da bir hat
çizdi. Sonra bu hattın ortasından itibaren bu ortadaki hatta istinad
eden bir kısım küçük çizgiler attı.
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bu çizdiklerini şöyle açıkladı: Şu
çizgi insandır. Şu onu saran kare çizgisi de eceldir. Şu dışarı uzanan
çizgi de onun emelidir. (Bu emel çizgisini kesen) şu küçük çizgiler de
musibetlerdir. Bu musibet oku yolunu şaşırarak insana değemese bile,
diğer biri değer. Bu da değmezse ecel oku değer.
[2-474/152] -Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor. Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Ecelini altmış yaşına kadar
uzattığı kimselerden Cenab-ı Hakk, her çeşit özür ve bahâneyi
kaldırmıştır."
Tirmizî'nin metni şu şekildedir: "Ümmetimin vasatî ömrü 60-70 yaş
arasıdır. Allah, kime ömründe 40'ına kadar mühlet verdi ise, ondan
özrü kaldırmıştır."
[2-478/153] -Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Bir adam
gelerek: "Ey Allah'ın Resûlü iyi davranıp hoş sohbette bulunmama en
ziyaâde kim hak sâhibidir?" diye sordu. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu
vesselâm): "Annen!" diye cevap verdi. Adam: "Sonra kim?" dedi,
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) "Annen!" diye cevap verdi. Adam
tekrar: "Sonra kim?" dedi Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) yine:
"Annen!" diye cevap verdi. Adam tekrar sordu: "Sonra kim?" Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) bu dördüncüyü: "Baban!" diye cevapladı."
[2-484/158] -Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Hiçbir evlad,
babasının hakkını, bir istisna durumu dışında ödeyemez. O durum da
şudur: Babasını köle olarak bulur, satın alır ve âzad eder."
[2-489/166] -İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir adam
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a gelerek: "Ben büyük bir günah
işledim, buna tevbe imkanım var mı?" dedi. Hz. Peygamber
(aleyhissalâtu vesselâm): "Annen var mı?" diye sordu. Adam: "Hayır
yok" dedi.
"Peki teyzen de mi yok?" dedi. Adam: "Hayır, var" deyince Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm): "Öyle ise ona iyilik yap!" diye emretti."
Tirmizî el-Berâ'dan kaydettiği diğer bir hadiste şu ziyadeye yer
verir: "Teyze anne makamındadır."
[2-493/171] -Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Yanıma bir kadın
girdi. Beraberinde iki kız çocuğu da vardı. Bir şeyler istedi. Aksi
gibi yanımda bir hurmadan başka bir şey yoktu. Onu verdim. Kadın aldı
ve ikiye bölerek kızlarına taksim etti. Kendine pay ayırmadı. Çıkıp
gittiler. Arkadan Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) girdi. Durumu
ona anlattım. Dedi ki: "Kim bu şekilde kızlarla imtihan edilir o da
onlara iyi davranırsa, kızlar, onun için, ateşe karşı perde olurlar."
[2-538/183] -Yine Müslim'de Ebu Berze (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ey
Allah'ın Resûlü, bana faydalı olacak birşey öğret, dedim de şu
tavsiyede bulundu: "Müslümanların yolundan rahatsızlık veren şeyleri
kaldır"
[2-545/188] -Hakîm İbnu Hizâm (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ey
Allah'ın Resûlü, dedim, cahiliye devrinde yaptığım hayırlar var: Dua,
köle âzad etme, sadaka vermek gibi, bana bunlardan bir sevab gelecek
mi?" "Sen dedi, zaten, daha önce yaptığın bu iyiliklerin hayrına
Müslüman olmuşsun."
Bir diğer rivayette der ki: Dedim ki: "Allah'a kasem olsun, İslâm'da
yaptıklarımdan hiçbirini eksik bırakmadan, câhiliye devrinde hepsini
yapmıştım."
Diğer bir rivayette Hâkim'in câhiliye devrinde yüz köle âzad ettiği,
yüz deve yükü mal tasadduk ettiği, Müslüman olunca da aynı miktarda
hayır yaptığını belirtir.