10-515 / 3727 -
Târık anlatıyor:
"Bir adam cünüb
oldu ve namaz kılmadı. Sonra Resulullah'a gelerek, durumu O'na
arzetti. Aleyhissalâtu vesselâm:
"İsabetli
davranmışsın!" buyurdular. Bir diğer zât da cünüb olmuştu, teyemmüm
edip namazını kıldı. Sonra o da Resulullah'a gidip durumunu arzetti.
Aleyhissalâtu vesselâm ona da aynı şeyi söyledi, yani
"isabetli
davranmışsın!" dedi."
10-515 / 3728 -
İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:
"Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm) zamanında bir adam yaralanmış, sonra da
ihtilam olmuştu. Kendisine yıkanması emredildi. Adam yıkandı ve öldü.
Onun haberi Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a ulaşmıştı. (Öfke
ile) şunları söyledi:
"Onu öldürmüşler,
Allah da onların canını alsın! Madem bilmiyorlardı, niye sormadılar?
Bilgisizliğin şifası sualdir. Ona, teyemmüm yeterliydi. Yarasına bir
bez sarılmalı ve üzerinden meshedilmeli, sonra da bedeninin geri kalan
kısmı yıkanmalıydı."
10-517 / 3729 -
Amr İbnu'l-Âs (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Zâtu's-Selâsil
Gazvesi'nde, soğuk bir gecede ihtilam oldum. Yıkandığım taktirde helak
olacağımdan korktum. Böylece teyemmüm yapıp, arkadaşlarıma sabah
namazını kıldırdım.Bu hadiseyi Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a
anlattılar. Bana:
"Ey Amr! Sen
cünüb olduğun halde arkadaşlarına namaz mı kıldırdın?" diye sordu. Ben
de yıkanmama mâni olan durumu haber verdim ve dedim ki:
"Ben Allah'ın
şöyle söylediğini işittim:
"Kendinizi
öldürmeyin, Allah sizlere karşı rahîmdir" (Nisa 29).
Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm) güldüler ve hiçbir şey söylemediler."
10-518 / 3730 - Ebû
Saîd (radıyallahu anh) anlatıyor:
"İki kişi bir
sefere çıktılar. Derken namaz vakti girdi. Beraberlerinde su olmadığı
için temiz toprakla teyemmüm ettiler ve namazlarını kıldılar. Sonra
vakti içinde su buldular. Bunlardan biri, abdesti de namazı da iâde
etti, diğeri iâde etmedi.Sonra Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a
gelince durumu anlattılar. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), iâde
etmeyene:
"Sünnete isabet
ettin, namazın sana yeterlidir!" dedi. Abdesti ve namazı iade eden
zâta da:
"Sana iki kat ücret
var!" ferman buyurdu."
10-527 / 3739 -
Hz. Âişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor:
"Resulullah'a,
"bir kimse elbisesinde ıslaklık bulsa, ancak ihtilam olduğunu
hatırlamasa (yıkanması gerekir mi?)" diye sorulmuştu.
"Evet,
yıkanmalıdır!" diye cevap verdi. Sonra, ihtilam olduğunu görüp de,
yaşlık göremeyen kimseden soruldu:
"Ona gusül
gerekmez" dedi. Ümmü Süleym (radıyallahu anhâ) sordu:
"Bunu kadın
görecek olursa, kadına gusül gerekir mi?"Buna da:
"Evet! kadınlar,
erkeklerin emsalleridir!" diye cevap verdi."
10-527,528 / 3740 -
Yine Hz. Âişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor:
"Ümmü Süleym
(radıyallahu anhâ) Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a:
"Rüyasında, erkeğin
gördüğünü gören kadın hakkında sorarak, gusül gerekip gerekmeyeceğini
öğrenmek istedi. Aleyhissalâtu vesselâm:
"Evet!, suyu
görürse!" cevabını verdi. Âişe (radıyallahu anhâ) [Ümmü Süleym'e
yönelip:]
"Allah hayrını
versin(neler söylüyorsun)?" diye ayıpladı. Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm) [Âişe'ye yönelerek]:
"Ey Âişe, bırak
onu, (dilediğini sorsun!) Öyle olmasa (çocuklarda anne tarafına)
benzerlik olur mu? Kadının suyu erkeğin suyuna üstün gelirse, çocuk
dayılarına benzer; erkeğin suyu kadınınkine üstün gelirse, çocuk
amcalarına benzer" buyurdular."
10-532 / 3744 -
Hz. Sevbân (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm)'a cenâbetten temizlenmek hususunda
sorulmuştu. Buyurdular ki:
"Erkek ise,
saçını açsın ve su kılların dibine varıncaya kadar yıkasın. Kadın
ise, saçını(n örgüsünü) açmamasının ona bir zararı yok. Başına
elleriyle üç kere su avuçlayıp döksün."
10-534 / 3745 - Hz.
Âişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor:
"Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm) cenabetten gusledince önce ellerini
yıkamaktan başlardı, sonra namaz abdesti gibi abdest alırdı. Sonra
parmaklarını suya batırır, onlarla saç diplerini hilallerdi. Deriyi
ıslattığı kanaati hasıl olunca tepesinden üç kere su dökerdi. Sonra da
bedeninin geri kalan kısımlarını yıkardı. En sonra da ayaklarını
yıkardı."
10-545 / 3767 -
İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:
"Namaz elli
vakitti, cenabetten gusül de yedi defa idi. Elbiseden sidiğin
yıkanması da yedi defa idi. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)
(azaltılmasını Cenâb-ı Hakk'tan) taleb ede ede namaz beş'e, cenabetten
gusül bire, elbiseden sidiğin temizlemesi bir kereye indirildi."
10-551 / 3777 - Ebû
Dâvud'un rivayetine, Gudayf İbnu'l-Hâris der ki:
"Hz. Âişe
(radıyallahu anhâ)'ye sordum:
"Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm) cenabetten gecenin başında mı yıkanırdı
sonunda mı?"
"Bazan başında,
bazan da sonunda yıkanırdı" dedi. Ben:
"Allahu ekber! bu
meselede genişlik veren Allah'a hamdolsun!" dedim ve tekrar sordum.
"Vitir namazını
gecenin evvelinde mi kılardı, âhirinde mi?"
"Bazan evvelinde
bazan âhirinde kılardı" dedi. Ben:
"Allahu ekber! Bu
meselede genişlik veren Allah'a hamdolsun!" dedim ve tekrar sordum:
"Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm) Kur'ân'ı açıktan mı okurdu sessiz mi okurdu?"
"Bazan açıktan okur
bazan da sessiz okurdu" dedi. Ben:
"Allahu ekber!
dedim. Bu meselede kolaylık koyan Allah'a hamdolsun!"
10-554 / 3782 -
Ebû Hüreyre (radıyallahu anh)'nin anlattığına göre:
"Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm) Medine sokaklarından birinde kendisine
rastlamıştır. Ebû Hüreyre bu sırada cünüb olduğu için, Aleyhissalâtu
vesselâm'ın nazarından sıvışarak gidip yıkanır gelir. Gelince
Aleyhissalâtu vesselâm:
"Ey Ebû Hüreyre
neredeydin?" diye sorar.
"Ben cünübtüm,
pis pis sizinle oturmak istemedim" cevabında bulunur. Aleyhissalâtu
vesselâm:
"Sübhânallah!
(bilmez misin ki) müslüman pis olmaz!" ferman eder."
İstanbul
-12.09.2007
http://sufizmveinsan.com
|