11-440.Sayfa : Bir hadiste Resulullah Efendimiz : "Kim bir mesele
için yemin eder, sonra bunun aksini yapmanın daha hayırlı olacağını
anlarsa bu hayırlıyı yapsın ve ettiği yemini bozarak kefarette
bulunsun" buyurmuştur.
11-451,452
/ 4081 - Ebu Hüreyre'nin şöyle söylediği bildirilmiştir:
"Ben Hz.
Ömer (radıyallahu anh)'ı dinledim. Demişti ki:
"Bir kadını
kocası, bir veya iki talakla boşayıp, kadını (iddeti bitip de
başkasına) helal oluncaya kadar bıraksa, kadın da bir başka erkekle
evlense, bu ikinci koca ölse veya kadını boşasa, sonra kadın tekrar
ilk kocası ile evlense, bu kadın onun yanında, önceden baki kalan
talak(lar) üzerine olur.
"İmam Mâlik
der ki: "İşte bu, hiç bir ihtilaf olmaksızın kabullendiğimiz
sünnettir."
11-452 /
4082 - Muharib İbnu Disâr, İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ)'dan naklen
anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Allah'ın, helal kıldıkları arasında en sevmediği şey talaktır.
"Bir
diğer rivayette ise şöyle gelmiştir:
"Allah'ın en sevmediği helal, talaktır.”
AÇIKLAMA:
Talâk:
Erkeğin karısını boşaması.
11-453.Sayfa:
İbnu Ömer karısını seviyordu, ama
babası Hz. Ömer, oğlu Abdullah'ın onunla beraberliğini istemiyordu.
Durumu Resulullah'a şikayet etti. Aleyhissalâtu vesselâm İbnu Ömer'i
çağırttı ve:
"Ey
Abdullah, hanımını boşa!" diye emretti, o da boşadı.
11-454 /
4083 - Sevbân (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Hangi
kadın, (çok ciddî) bir gerek yokken kocasına boşanma talebinde
bulunursa, bilsin ki, cennetin kokusu kendisine haramdır."
11-455,456
/ 4084 - Hz. Âişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor:
"Erkek
hanımını boşamak isteyince hemen boşuyordu. Erkek, yüz ve hatta daha
çok kerelerde boşamış olsa, iddeti içerisinde iken, döndüğü takdirde
kadın yine de onun hanımı olmaya devam ediyordu. Bu hal şu hadiseye
kadar devam etti. Bir adam hanımına:
"Vallahi
seni ne tam boşayacağım ne de himayeme alacağım, ebedî şekilde
böyle tutacağım!" dedi.Kadın:
"Bu nasıl
olur?" deyince:
"Seni
boşayacağım, iddetin bitmek üzere iken geri döneceğim. (Bu şekilde
tekrar edeceğim) cevabını verdi. Kadın bunun üzerine Âişe (radıyallahu
anhâ)'ya gidip durumu haber verdi. Âişe, Resulullah gelinceye kadar
cevap vermedi. Durumu O'na anlattı. Aleyhissalâtu vesselâm da sükut
buyurdular. Derken şu âyet indi. (Meâlen):
"Boşama iki
def'adır. (Ondan sonrası) ya iyilikle tutmak, ya güzellikle
salmaktır. (Ey kocalar! Boşandığınız zaman) onlara (kadınlara)
verdiğiniz bir şeyi (mehri geri) almanız size helal olmaz...."
(Bakara 229).
Âişe (radıyallahu anhâ) der ki:
"Bunun
üzerine halk [o günden itibaren] talaka [yeniden yönelip] gözden
geçirdi, bir kısmı boşadı, bir kısmı boşamadı."
11-458 /
4087- Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Üç şey
vardır ki onların ciddisi de ciddi, şakası da ciddidir:
Nikâh,
Talâk,
Ric'at."
AÇIKLAMA:
Nikah:
Evlilik akdi.
Talâk:
Erkeğin hanımını boşaması.
(Ric’at
: Lügatte bir şeyi geri çevirmek, talak ıstılahı olarak, ric'î
talaktan sonra evlenmeyi devam ettirmektir.Yani boşadıktan sonra
ayrılmamak , evliliği sürdürmektir.)
11-460 /
4089- Büreyde (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm) (halkın uğursuzluk çıkardığı) hiç bir
şeyden uğursuzluk çıkarmazdı. Bir memur göndereceği zaman ismini
sorardı, hoşuna giderse sevinirdi ve hatta bunun neşesi yüzünde
görülürdü. İsimden hoşlanmazsa buda yüzünden belli olurdu. Bir köye
girecek olsa onun da ismini sorardı, hoşuna giderse sevinirdi,
hoşlanmazsa, bu yüzünden okunurdu."
11-72 /
4099 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Bir
adam dedi ki:
"Ey
Allah'ın Resulü! Biz bir evdeydik, oradayken sayımız çok, malımız
bol idi. Sonra bir başka eve geçtik. Burada sayımız da azaldı,
malımız da."Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm):
"Burayı
zemîm (addederek) [zemmedilmeye, kötülenmeye layık.] terk edin!"
buyurdular."
11-483 /
4102- Ebu Ümâme (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm)'a biri âbid diğeri âlim iki kişiden
bahsedilmişti.
"Âlimin
âbide üstünlüğü, benim sizden en basitinize olan üstünlüğüm gibidir"
buyurdu."
11-483 /
4103 - Yine Tirmizî'nin bir rivayetinde şöyle gelmiştir:
"...Aleyhissalâtu
vesselâm sonra buyurdular ki:
"Allah
Teâlâ Hazretleri, melekleri, semâvat ehli, deliğindeki karıncaya,
denizindeki balıklara varıncaya kadar arz ehli, halka hayrı öğretene
mağfiret duasında bulunur."
11-485 /
4104 - İbnu Abbâs radıyallahu anhümâ anlatıyor:
"Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Tek bir
fakih, şeytana bin âbidden daha yamandır."
İstanbul
-27.11.2007
http://sufizmveinsan.com
|