Kütüb-i Sitte'den Alıntılar
109.Bölüm


11-440.Sayfa : Bir hadiste Resulullah Efendimiz : "Kim bir mesele için yemin eder, sonra bunun aksini yapmanın daha hayırlı olacağını anlarsa bu hayırlıyı yapsın ve ettiği yemini bozarak kefarette bulunsun" buyurmuştur.

11-451,452 / 4081 - Ebu Hüreyre'nin şöyle söylediği bildirilmiştir:

"Ben Hz. Ömer (radıyallahu anh)'ı dinledim. Demişti ki:

"Bir kadını kocası, bir veya iki talakla boşayıp, kadını (iddeti bitip de başkasına) helal oluncaya kadar bıraksa, kadın da bir başka erkekle evlense, bu ikinci koca ölse veya kadını boşasa, sonra kadın tekrar ilk kocası ile  evlense, bu kadın onun yanında, önceden baki kalan talak(lar) üzerine olur.

"İmam Mâlik der ki: "İşte bu, hiç bir ihtilaf olmaksızın kabullendiğimiz sünnettir."

11-452 / 4082 - Muharib İbnu Disâr, İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ)'dan naklen anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Allah'ın, helal kıldıkları arasında en sevmediği şey talaktır.

"Bir diğer rivayette ise şöyle gelmiştir:

"Allah'ın en sevmediği helal, talaktır.”

AÇIKLAMA:

Talâk: Erkeğin karısını boşaması.

11-453.Sayfa: İbnu Ömer karısını seviyordu, ama  babası Hz. Ömer, oğlu Abdullah'ın onunla  beraberliğini istemiyordu. Durumu Resulullah'a şikayet etti. Aleyhissalâtu vesselâm İbnu Ömer'i çağırttı ve:

"Ey Abdullah, hanımını boşa!" diye emretti, o da boşadı.

11-454 / 4083 - Sevbân (radıyallahu anh) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Hangi kadın, (çok ciddî) bir gerek yokken kocasına boşanma talebinde bulunursa, bilsin ki, cennetin kokusu kendisine haramdır."

11-455,456 / 4084 - Hz. Âişe (radıyallahu anhâ)  anlatıyor:

"Erkek hanımını boşamak isteyince hemen boşuyordu. Erkek, yüz ve hatta daha çok kerelerde boşamış olsa, iddeti içerisinde iken, döndüğü takdirde kadın yine de onun hanımı olmaya devam ediyordu. Bu hal şu hadiseye kadar devam etti. Bir adam hanımına:

"Vallahi seni ne tam  boşayacağım ne de  himayeme alacağım, ebedî şekilde böyle tutacağım!" dedi.Kadın:

"Bu nasıl olur?" deyince:

"Seni boşayacağım, iddetin  bitmek üzere iken geri döneceğim. (Bu şekilde  tekrar edeceğim) cevabını verdi. Kadın bunun üzerine Âişe (radıyallahu anhâ)'ya gidip durumu haber verdi. Âişe, Resulullah gelinceye kadar cevap vermedi. Durumu O'na anlattı. Aleyhissalâtu vesselâm da sükut buyurdular. Derken şu  âyet indi. (Meâlen):

"Boşama iki def'adır. (Ondan sonrası) ya iyilikle tutmak, ya güzellikle salmaktır. (Ey kocalar! Boşandığınız zaman) onlara (kadınlara) verdiğiniz bir şeyi (mehri geri) almanız size helal olmaz...." (Bakara 229).

Âişe (radıyallahu anhâ) der ki:

"Bunun üzerine halk [o günden itibaren] talaka [yeniden yönelip] gözden geçirdi, bir kısmı boşadı, bir kısmı boşamadı."

11-458 / 4087- Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Üç şey vardır ki onların ciddisi de ciddi, şakası da ciddidir:

Nikâh,

Talâk,

Ric'at."

AÇIKLAMA:

Nikah: Evlilik akdi.

Talâk: Erkeğin hanımını boşaması.

(Ric’at : Lügatte bir şeyi geri çevirmek, talak ıstılahı olarak, ric'î talaktan sonra evlenmeyi devam ettirmektir.Yani boşadıktan sonra ayrılmamak , evliliği sürdürmektir.)

11-460 / 4089- Büreyde (radıyallahu anh) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) (halkın uğursuzluk çıkardığı) hiç bir şeyden uğursuzluk çıkarmazdı. Bir memur göndereceği zaman ismini sorardı,  hoşuna giderse sevinirdi ve hatta bunun neşesi yüzünde görülürdü. İsimden hoşlanmazsa buda yüzünden belli olurdu. Bir köye girecek olsa  onun da ismini sorardı, hoşuna giderse sevinirdi,  hoşlanmazsa, bu yüzünden okunurdu."

11-72 / 4099 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor:

"Bir adam dedi ki:

"Ey Allah'ın Resulü! Biz bir evdeydik, oradayken sayımız çok, malımız bol idi. Sonra bir başka eve geçtik. Burada sayımız da azaldı, malımız da."Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm):

"Burayı zemîm (addederek) [zemmedilmeye, kötülenmeye layık.]  terk edin!" buyurdular." 

11-483 / 4102- Ebu Ümâme (radıyallahu anh) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a biri âbid diğeri  âlim iki kişiden bahsedilmişti.

"Âlimin âbide üstünlüğü, benim sizden en basitinize olan üstünlüğüm gibidir" buyurdu."

11-483 / 4103 - Yine Tirmizî'nin bir rivayetinde şöyle gelmiştir:

"...Aleyhissalâtu vesselâm sonra buyurdular ki:

"Allah Teâlâ Hazretleri, melekleri, semâvat ehli, deliğindeki karıncaya,  denizindeki balıklara varıncaya kadar arz ehli, halka hayrı öğretene mağfiret duasında bulunur."

11-485 / 4104 - İbnu Abbâs radıyallahu anhümâ anlatıyor:

"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Tek bir fakih, şeytana bin âbidden daha yamandır."

İstanbul -27.11.2007  
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail