12-318 / 4329 - İbnu Mes'ud (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Bana kimse ashabımın birinden (canımı sıkacak bir ) şey getirmesin.
Zira ben, sizin karşınıza, içimde hiç bir şey olmadığı halde çıkmak
istiyorum."
12-328.Sayfa : Yılın ilk turfanda meyvesi veya her şeyin turfandası
çıkınca da değişik bir havanın yaşanmasına vesiledir. Hz. Peygamber
(aleyhissalâtu vesselâm)'a ondan takdim edilirdi. Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm) da bunu önce üç defa sağ, sonra da üç defa sol gözüne
sürüp dua buyurduktan sonra, cemaatte bulunan en küçük çocuğa ikram
ederdi.
12-330 / 4330 - Hz. Âişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor:
"Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm), benim yanımda iki cariye, Buas (savaşı ile
ilgili hamasi) türküler söylerken çıkageldi. Gidip yatağın üzerine
(yan üstü uzandı ve yüzünü de (aksi istikamete) çevirdi. Derken
(babam) Hz. Ebû Bekr (radıyallahu anh) girdi. Derhal beni azarladı
ve:
"Resulullah'ın
hane-i saadetlerinde şeytan çalgısı ha!" dedi. Bunun üzerine
Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), ona yönelip:
"Bırak onları (söylesinler!)" buyurdu. (Onlar sohbete dalıp, bizden)
dikkatlerini çekince, ben cariyelere göz işareti yaptım, kalkıp
gittiler."Hz. Aişe devamla der ki:
"Bir
bayram günüydü. Siyahiler, mescidde kılıçkalkan oyunu oynuyorlardı.
Ben mi Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'dan taleb etmiştim
(bilemiyorum), yoksa o (kendiliğinden) mi, "Seyretmek ister misin?"
buyurdular. Ben:
"Tabiî!"
dedim. Kalktı, beni geri tarafına aldı yanağım yanağının üstünde
olduğu halde durduk.
"Ey
Erfideoğulları göreyim sizi (oynayın)!" diyordu. Ben usanınca(ya
kadar böyle devam ettik. Usandığımı farkedince):
"Yeter mi?" buyurdular. Ben:
"Evet!" dedim.
"Öyleyse git!" dediler."
12-332
/ 4331 - Âmir ibnu Sa'd (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Bir
düğün sırasında Karaza İbn Ka'b ve Ebu Mes'ud el-Ensârî'nin yanına
girdim, bir kısım cariyeler şarkı söylüyorlardı. Dayanamayıp:
"Sizler, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın Bedir Ashabından
olun da yanınızda şu iş yapılsın olacak şey değil!" dedim. Bunun
üzerine onlar:
"Dilersen bizimle dinle, dilersen git. Bize düğünde eğlenme ruhsatı
verildi!" dediler."
12-333 / 4333 - İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Kıyamet günü, Allah öncekileri ve sonrakileri birleştirip topladığı
zaman her vefasız için, onu tanıtan bir bayrak dikilir ve:
"Bu
falan (oğlu falanın) vefasızlığıdır" denilir.”
12-344,345 / 4337 - Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Müslümanlardan biri ile Yahudilerden biri aralarında münakaşa edip
küfürleştiler. Müslüman öbürüne:
"Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm)'ı âlemler üzerine seçkin kılan Zât-ı
Zülcelâl'e kasem olsun!" diye yemin etti. Yahudi de:
"Musa
aleyhisselam'ı âlemler üzerine seçkin kılan Zât-ı Zülcelâl'e kasem
olsun!" diye yemin etti. Derken, o böyle der demez, müslüman elini
kaldırıp yahudi'ye bir tokat vurdu. Yahudi de doğruca Aleyhisselâtu
vesselâm'a gidip hadiseyi haber verdi. Aleyhissalâtu vesselâm:
"Beni
Hz. Musa'ya üstün kılmayın! Çünkü insanlar hep bayılacaklar. İlk
kalkan ben olacağım. Ben ayılınca Hz. Musa'yı Arş'ın bir ucundan
tutmuş göreceğim. Bilemiyorum. O, bayılıp hemen ayılanlardan mıdır,
yoksa Allah'ın istisna ettiklerinden midir?" buyurdu."
12-354.Sayfa : Rasûlullah Efendimiz buyurdular ki :
"Kimse eliyle kazandığından daha hayırlı (temiz) bir şey yememiştir.
Allah'ın Nebî’si Dâvud aleyhisselâm da el emeğini verdi."
12-355
,356 / 4340 - Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"İki
kadın vardı. Bunların beraberlerinde iki de çocukları vardı. Bir
kurt gelerek bu çocuklardan birini kapıp kaçırdı. Kadın, arkadaşına:
"Kurt
senin çocuğunu kaçırdı!" dedi. Diğeri ise:
"Hayır,
senin çocuğunu alıp gitti!" dedi.Bunlar (ihtilafa düşüp) Hz. Dâvud
aleyhisselâm'a dava açtılar. Hz. Dâvud, büyük kadın lehine
hükmetti. Küçük, hükme razı olmayınca, davayı Hz. Süleyman'a
götürdüler. Hz. Süleyman aleyhisselâm:
"Bir
bıçak getirin, çocuğu ikiye böleyim, size birer parça vereyim!" diye
hükmetti. Küçük kadın:
"Böyle
yapma! Allah'ın rahmetine mazhar ol! Çocuk onundur!"dedi.
Hz.
Süleyman bu cevap üzerine çocuğun küçük kadına ait olduğuna
hükmetti."
12-356,357 / 4341- İbnu Amr İbni'l-As (radıyallahu anhümâ)
anlatıyor:
"Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm) buyrudular ki:
"Hz.
Süleyman Beytu'lmakdis'i bina ettiği zaman, Allah'tan kendisine üç
imtiyaz vermesini istedi:
1-
İlahi hükme müsadif olacak (uygun düşecek) hüküm (verme kapasitesi)
taleb etti; bu ona verildi.
2-
Kendisinden sonra kimseye verilmeyecek bir saltanat taleb etti; bu
da ona verildi.
3-
Mescidin inşaatını bitirdikten sonra bu mescide sırf namaz kılmak
için gelenlerin, oradan çıkarken, annelerinden doğdukları gündeki
gibi bütün günahları affedilmiş olarak çıkmalarını yalvardı; bu
duası da kabul edildi."
12-358
/ 4342 - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Eyyub
aleyhisselam üryan (çıplak) vaziyette yıkanırken üzerine altından
bir yığın çekirge düştü. Eyyûb aleyhisselam hemen onu elbisesine
avuç avuç koymaya başladı. Bunun üzerine Rabbi ona nida etti:
"Ey
Eyyûb, ben seni bu gördüğün (dünyalıktan) müstağni kılmadım mı?"
Eyyûp aleyhisselâm:
"Evet!
Ey Rabbim! Velakin senin bereketine karşı istiğna yok!" diye
mukabele etti."
İstanbul
-06.03.2008
http://sufizmveinsan.com
|