12-459,460 / 4399 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor:
"Hz.Ebu
Bekr (radıyallahu anh), Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın
yanına girmek üzere izin istedi. Bu sırada Aleyhissalâtu vesselâm
yatağı üzerinde yatmakta idi. Üzerinde benim bürgüm vardı.
Resulullah halini bozmadan izin verdi. (Konuştular), meselelerini
hallettiler. Hz. Ebu Bekr gitti.
Bir
müddet sonra Hz. Ömer girmek için izin istedi. Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm) aynı halini hiç değiştirmeden ona da izin verdi. Ömer'in
ihtiyacını da gördü. Sonra da gitti.
Bir
müddet sonra Osman izin istedi. Bu sefer (aleyhissalâtu vesselâm)
yatağında doğrulup oturdu. Üstünü başını düzeltti. Bana da:
"Elbiseni üzerine topla!" emretti. Ve ona da girmesi için izin
verdi. Onun da ihtiyacını gördü. Osman da gitti.O gidince ben
dayanamayıp:
"Ey
Allah'ın Resûlü! Ebu Bekir ve Ömer gelince
istifini bozmadığın halde Osman gelince kendine çekidüzen verdin.
Sebebi nedir?" diye sordum. Dedi ki:
"Osman
çok utangaç birisidir. Ben istifimi hiç bozmadan eski halimde iken
içeri aldığım takdirde arzusunu açmadan gideceğinden korktum.
"Bir
rivayette:
"Kendisinden meleklerin haya duydukları bir kimseden ben haya
duymayayım mı?" demiştir.
12-464 /
4402 - Abdurrahman İbnu Habbab (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm) ceyşü'l-Usre'yi techiz ederken şahid
oldum.Osman İbnu Affân (radıyallahu anh) kalktı ve:
"Ey
Allah'ın Resulü! dedi, yüz deve çuluyla, semeriyle Allah rızası için
(bağış olarak) bendendir!"
Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)
ordu için bağış, yapmaya tekrar teşvikte bulundu. Osman yine kalkıp:
"Ey
Allah'ın Resûlü! Çuluyla, semeriyle ikiyüz deve Allah rızası için
bendendir!" dedi. Sonra Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ordu
için bağışta bulunmaya yine teşvikte bulundu. Osman tekrar kalktı
ve:
"Ey
Allah'ın Resûlü! dedi. Benden üçyüz deve çuluyla, semeriyle Allah
rızası için bağışımdır!"Abdurrahman der ki:
"Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm)'ı minberden inerken gördüm, hem iniyor, hem
de:
"Bu
hayırdan sonra, Osman'ın yapacağı (kötü amel) aleyhine olmaz!"
diyordu."
12-465 /
4404 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:
"Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm) Ashabının arasını kardeşlemişti. Hz. Ali (radıyallahu
anh) yanına geldi ve:
"Ashabınızın arasını birbirleriyle kardeşlediniz, ama beni kimseyle
kardeşlemediniz!" dedi. Bunun üzerine (aleyhissalâtu vesselâm):
"Sen
dünyada da ahirette de benim kardeşimsin!" buyudular."
12-466,467
/ 4407 - Müslim ve Tirmizî'nin bir rivayetinde şöyle gelmiştir:
"Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm) Hayber günü buyurdular ki:
"Yarın
sancağı öyle bir kimseye vereceğim ki, O, Allah'ı ve Resûlünü sever,
Allah ve Resûlü de onu sever.
"Ravi
devamla der ki:
"Bu söz üzerine (beni mi seçer
ümidiyle, (aleyhissalâtu
vesselâm)'a görünmek için) boyunlarını uzattılar. Ama o:
"Bana Ali (radıyallahu
anh)'ı çağırın!" buyurdular. Ali getirildi ama gözlerinden rahatsız
idi. Hemen gözlerine tükürdü ve sancağı ona verdi. Allah Teala
Hazretleri onun eliyle fethi müyesser kıldı.
"Ravi
devamla der ki:
Şu ayet
indiği zaman "Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı çağıralım..."
(Al-i İmran 61) Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) hemen Ali'yi,
Fatıma'yı, Hasan ve Hüseyin'i (radıyallahu anhüm ecmâin) çağırdı ve:
"Allahım,
bunlar benim ailemdir" buyurdu."
12-468 /
4408 - Zirr İbnu Hubeyş (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Hz. Ali
(radıyallahu anh)'ın şöyle söylediğini işitim.
"Daneyi
açan, canlıları yaratan Zât-ı Zülcelal'e yeminle söylüyorum: Ümmî
peygamberim (aleyhissalâtu vesselâm), bana şu hususu garantiledi:
"Beni
mü'min olan sevecek, münafık olan da bana buğzedecektir."
12-485 /
4420 - İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:
"Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm) Abbas (radıyallahu anh)'a dedi ki:
"Ey amcam,
pazartesi sabahı bana sen ve oğlun beraber gelin size dua
edivereyim. Allah bu dua bereketine, sana da oğluna da hayırlar
halketsin!"
İbnu Abbâs devamla der ki:
"Abbâs
gitti, biz de beraberinde gittik. (Resulullah) hepimize bir kîsa
örttü; sonra da şöyle dua buyurdu:
"Allahım!
Abbas'ı ve oğlunu mağfiretine erdir, öyle bir mağfiret ki zahiri
batınî bütün günahlarına ulaşıp temizlesin, hiçbir günah hariç
kalmasın. Allahım, ona çocuğu sebebiyle ikram et."
Rezin bir rivayette şu ziyadeyi
kaydetti: "Hilafeti onun neslinde baki kıl."
12-489.Sayfa : Resulullah Efendimiz şöyle buyurmuşlardır :
"Benden
önce her peygambere yedi tane seçkin vezir verilmiştir, bana ise
ondört tane verildi: Hamza, Cafer, Ali, Hasan, Hüseyin, Ebu Bekr,
Ömer, Mikdad Huzeyfe, Selman, Ammâr ve Bilâl.
İstanbul -27.03.2008
http://sufizmveinsan.com
|