Kütüb-i Sitte'den Alıntılar
126.Bölüm


12-459,460 / 4399 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor:

"Hz.Ebu Bekr (radıyallahu anh), Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın yanına girmek üzere izin istedi. Bu sırada Aleyhissalâtu vesselâm yatağı üzerinde yatmakta idi. Üzerinde benim bürgüm vardı. Resulullah halini bozmadan izin verdi. (Konuştular), meselelerini hallettiler. Hz. Ebu Bekr gitti.

Bir müddet sonra Hz. Ömer girmek için izin istedi.  Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) aynı  halini hiç değiştirmeden ona da izin verdi. Ömer'in ihtiyacını da gördü. Sonra da gitti.

Bir müddet sonra Osman izin istedi. Bu sefer (aleyhissalâtu vesselâm) yatağında doğrulup oturdu. Üstünü başını düzeltti. Bana da:

"Elbiseni üzerine topla!" emretti. Ve ona da girmesi için izin verdi. Onun da ihtiyacını gördü. Osman da gitti.O gidince ben dayanamayıp:

"Ey Allah'ın Resûlü! Ebu Bekir ve Ömer gelince istifini bozmadığın halde Osman gelince kendine çekidüzen verdin. Sebebi nedir?" diye sordum. Dedi ki:

"Osman çok utangaç birisidir. Ben istifimi hiç bozmadan eski halimde iken içeri aldığım takdirde arzusunu açmadan gideceğinden korktum.

"Bir rivayette:

"Kendisinden meleklerin haya duydukları bir kimseden ben haya duymayayım mı?" demiştir.

12-464 / 4402 - Abdurrahman İbnu Habbab (radıyallahu anh) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ceyşü'l-Usre'yi techiz ederken şahid oldum.Osman İbnu Affân (radıyallahu anh) kalktı ve:

"Ey Allah'ın Resulü! dedi, yüz deve çuluyla, semeriyle Allah rızası için (bağış olarak) bendendir!"

Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ordu için bağış, yapmaya tekrar teşvikte bulundu. Osman yine kalkıp:

"Ey Allah'ın Resûlü! Çuluyla, semeriyle ikiyüz deve Allah rızası için bendendir!" dedi. Sonra Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ordu için bağışta bulunmaya yine teşvikte bulundu. Osman tekrar kalktı ve:

"Ey Allah'ın Resûlü!  dedi. Benden üçyüz deve çuluyla, semeriyle Allah rızası için bağışımdır!"Abdurrahman der ki:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı minberden inerken gördüm, hem iniyor, hem de:

"Bu hayırdan sonra, Osman'ın yapacağı (kötü amel) aleyhine olmaz!" diyordu."

12-465 / 4404 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Ashabının arasını kardeşlemişti. Hz. Ali (radıyallahu anh) yanına geldi ve:

"Ashabınızın arasını birbirleriyle kardeşlediniz, ama beni kimseyle kardeşlemediniz!" dedi. Bunun üzerine (aleyhissalâtu vesselâm):

"Sen dünyada da ahirette de benim kardeşimsin!" buyudular."

12-466,467 / 4407 - Müslim ve Tirmizî'nin bir rivayetinde şöyle gelmiştir:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Hayber günü buyurdular ki:

"Yarın sancağı öyle bir kimseye vereceğim ki, O, Allah'ı ve Resûlünü sever, Allah ve Resûlü de onu sever.

"Ravi devamla der ki:

"Bu söz üzerine (beni mi seçer ümidiyle, (aleyhissalâtu vesselâm)'a görünmek için) boyunlarını uzattılar. Ama o:

"Bana Ali (radıyallahu anh)'ı çağırın!" buyurdular. Ali getirildi ama gözlerinden  rahatsız idi. Hemen gözlerine tükürdü ve sancağı ona verdi. Allah Teala  Hazretleri onun eliyle fethi müyesser kıldı.

"Ravi devamla der ki:

Şu ayet indiği zaman "Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı çağıralım..." (Al-i İmran 61)  Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) hemen Ali'yi, Fatıma'yı, Hasan ve Hüseyin'i (radıyallahu anhüm ecmâin) çağırdı ve:

"Allahım, bunlar benim ailemdir" buyurdu."

12-468 / 4408 - Zirr İbnu Hubeyş (radıyallahu anh) anlatıyor:

"Hz. Ali (radıyallahu anh)'ın şöyle söylediğini işitim.

"Daneyi açan, canlıları yaratan Zât-ı Zülcelal'e yeminle söylüyorum: Ümmî peygamberim (aleyhissalâtu vesselâm), bana şu hususu  garantiledi:

"Beni mü'min olan sevecek, münafık olan da bana buğzedecektir."

12-485 / 4420 - İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Abbas (radıyallahu anh)'a dedi ki:

"Ey amcam, pazartesi sabahı bana sen ve oğlun beraber gelin size dua edivereyim. Allah bu dua  bereketine, sana da oğluna da hayırlar halketsin!"

İbnu Abbâs devamla der ki:

"Abbâs gitti, biz de beraberinde gittik. (Resulullah) hepimize bir kîsa örttü; sonra da şöyle dua  buyurdu:

"Allahım! Abbas'ı ve oğlunu mağfiretine erdir, öyle bir mağfiret ki zahiri batınî bütün günahlarına ulaşıp temizlesin, hiçbir günah hariç kalmasın. Allahım, ona çocuğu sebebiyle ikram et."

Rezin bir rivayette şu ziyadeyi  kaydetti: "Hilafeti onun neslinde baki kıl."

12-489.Sayfa : Resulullah  Efendimiz şöyle buyurmuşlardır :

"Benden önce her peygambere yedi tane seçkin vezir verilmiştir, bana ise ondört tane verildi: Hamza, Cafer, Ali, Hasan, Hüseyin, Ebu Bekr, Ömer, Mikdad Huzeyfe, Selman, Ammâr ve Bilâl.

 

İstanbul -27.03.2008  
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail