13-84.
Sayfa : Rasûlullah Efendimiz buyurdular ki :
“Cehennemde sadece kâfirler kalır.”
13-84 /
4522 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Ümmetim
yağmur gibidir, evveli mi, ahiri mi daha hayırlıdır bilinemez."
13-87 /
4524 - Sa'd İbnu Ebî Vakkas (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Ehl-i
garb hak üzere galib olmaya, kıyamet kopuncaya kadar devam ederler."
13-90 /
4527 - Hz. Ebû Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Ümmetim
içinde beni en çok sevenlerden bir kısmı benden sonra gelenler
arasından olacak: Mallarını ve ailelerini feda pahasına, beni
görmeyi arzu edecekler."
13-90 /
4528 - Abdullah İbnu Büşr (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Kıyamet
gününde, ümmetimin (iki alameti olacak: Biri) secde sebebiyle
alnındaki parlaklık, (diğeri de) abdest sebebiyle kollarındaki
parlaklıktır."
13-93 /
4530 - Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"İnsanlar
hayırda da şerde de Kuryeş'e tabidir."
13-118,119 / 4552 - Üseyr İbnu Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Hz.
Ömer (radıyallahu anh)'a Yemenlilerin takviye kuvveti geldikçe her
defasında onlara:
"Aranızda Üveys İbnu Âmir var mı?" diye sorardı. Nihayet Üveys İbnu
Âmir'e rastladı. Aralarında şu konuşma geçti:
"Sen
Üveys İbnu Âmir misin?"
"Evet!"
"Murad'dan,
sonra da Karan'dan?"
"Evet!"
"Sende
alaca hastalığı vardı, bir dirhem kadar bir yer hariç tamamını
atlattın, deği mi?"
"Evet!"
"Senin
bir annen olacak?"
"Evet!"
"Ben
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'dan işittim. Şöyle diyordu:
"Size,
önce Muradî sonra da Karanî olan Üveys İbnu Âmir, Yemen imdat
kuvvetiyle gelecek. Onun alaca hastalığı vardı, dirhem kadar yer
hariç atlattı. Onun bir annesi var. O annesine karşı saygılıdır. O,
(bir şey için) yemin edecek olsa Allah (dilediğini yerine getirmek
suretiyle) onun yeminden halâs eder. Eğer ondan kendin için istiğfar
talep edebilirsen et."Benim için istiğfar ediver" dedi. O da
istiğfar ediverdi. Bunun üzerine Hz. Ömer ona:
"Nereye
gidiyorsun?" diye sordu.
"Kûfe'ye!""Senin
için vâlisine mektup yazayım mı?"
"Ben
(hususî muamele istemem, herkesle bir olmayı), avamdan biri olmayı
tercih ederim.
"Ravi
der ki:
"Müteakip sene Kûfe'nin eşrafından biri hacc yaptı ve Ömer'le
karşılaştı. Ona Üveys rahimehullah'ı sordu.
"Ben
onu, dedi, evi perişan, eşyası az bir halde bıraktım!"
Hz.
Ömer, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'dan işittiğini ona da
söyledi. Adam hacc'dan dönünce Üveys'e geldi ve:
"Benim
için istiğfar ediver!" dedi."Sen hayırlı bir seferden yeni döndün,
sen benim için istiğfar et" dedi ve:
"Ömer'e
mi rastladın?" diye sordu.
"Evet!"
dedi. Bunun üzerine Üveys ona da istiğfarda bulundu. Böylece halk
onun ne olduğunu anladı. Bir müddet sonra da (Kûfe'yi terkedip) geri
gitti, (rahimehullah)."
13-123 /
4555 - Bir başka rivayette ise şöyle gelmiştir:
"Zeyd İbnu
Amr İbnu Nüfeyl hakiki dini sorup, ona tabi olmak üzere [Varaka İbnu
Nevfel ile birlikte] Şam'a gitti. Orada bir yahudi âlimine rastladı.
Ona dinleri hakkında sordu ve:
"Belki de
dininize gireceğim, (bana onu tanıtın)!" dedi. Yahudi:
"Sen,
Allah'ın gadabından nasibini almadıkça bizim dine giremezsin!" diye
cevap verdi.
Zeyd:
"Ben
Allah'ın gadabından kaçarak buralara geldim, (gadap değil, rıza ve
rahmet arıyorum), elimden geldiğince, Allah'ın gadabından herhangi
bir pay almaya asla niyetim yok. Sen bana bir başkasını göster (de
ona gideyim)!" der. Yahudi âlim:
"Ben
haniflikten başka bir şeyi tanımıyorum!" cevabını verir. Zeyd:
"Haniflik
nedir?" der. Yahudi âlim açıklar:
"Hz.
İbrahim aleyhisselam'ın dinidir. O, ne yahudi ne de hıristiyandı,
Allah'tan başka bir şeye tapmıyordu."
Zeyd onun
yanından çıkınca hıristiyan âlimlerden biriyle karşılaşır. Ona da
aynı şeyleri söyler. O da:
"Sen
Allah'ın lânetinden nasibini almadıkça bizim dinimize giremezsin!"
der. Zeyd ona da:
"Ben zaten
Allah'ın lanetinden kaçarak bu diyarlara geldim. Elimden geldiğince,
ebediyyen Allah'ın lanetinden bir şey yüklenmeyeceğim. Sen bana bir
başkasını gösterebilir misin?" der. O âlim de:
"Hayır ben
haniflikten başka bir şey bilmem!" cevabını verir. Zeyd ona da:
"Haniflik
nedir?" diye sorar. Âlim:
"Hz.
İbrahim aleyhisselâm'ın dinidir. O ne yahudi ne de hıristiyandı, o
sadece Allah'a tapardı" cevabını verir.
Zeyd onların Hz. İbrahim hakkındaki
sözlerini işitince, oradan ayrılır. Dışarı çıkınca ellerini
kaldırıp:
"Allahım,
seni şahid kılıyorum: Ben İbrahim aleyhisselâm'ın dini üzereyim!"
der."
İstanbul -02.05.2008
http://sufizmveinsan.com
|