13-242,243 / 4661 - Muaz
İbnu Cebel (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir seferde Resûlullah'la
beraberdik. Bir gün yakınına tesadüf ettim ve beraber yürüdük."Ey
Allah'ın Resûlü, dedim. Beni cehennemden uzaklaştırıp cennete
sokacak bir amel söyle!""Mühim bir şey sordun. Bu, Allah'ın kolaylık
nasib ettiği kimseye kolaydır; Allah'a ibadet eder, Ona hiçbir şeyi
ortak koşmazsın, namaz kılarsın, zekat verirsin, Ramazan orucunu
tutarsın, Beytullah'a hacc yaparsın!" buyurdular ve devamla: "Sana
hayır kapılarını göstereyim mi?" dediler. "Evet ey Allah'ın Resûlü"
dedim."Oruç (cehenneme) perdedir; sadaka hataları yok eder, tıpkı
suyun ateşi yok etmesi gibi. Kişinin geceleyin kıldığı namaz
salihlerin şiârıdır" buyurdular ve şu ayeti okudular. (Mealen):
"Onlar ibadet etmek için gece vakti yataklarından kalkar, Rablerinin
azabından korkarak ve rahmetini ümid ederek O'na dua ederler.
Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeyden de bağışta bulunurlar"
(Secde 16).Sonra sordu:
"Bu (din) işinin başını, direğini ve zirvesini sana haber vereyim
mi?""Evet, ey Allah'ın Resûlü!" dedim.
"Dinle öyleyse" buyurdu ve açıkladı:
"Bu dinin başı İslam'dır, direği namazdır, zirvesi cihaddır!"Sonra
şöyle devam buyurdu:
"Sana bütün bunları (tamamlayan) baş amili haber vereyim mi?"
"Evet ey Allah'ın Resûlü!" dedim."Şuna sahip ol!" dedi ve eliyle
diline işaret etti. Ben tekrar sordum:
"EyAllah'ın Resûlü! Biz konuştuklarımızdan sorumlu mu olacağız?"
"Anasız kalasıca Muâz! İnsanları yüzlerinin üstüne -veya
burunlarının üstüne dedi- ateşe atan, dilleriyle kazandıklarından
başka bir şey midir?" buyurdular."
13-244 / 4663 - Hz. Ebu
Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki:"Allah Teâla hazretleri şöyle ferman
buyurdu:
"Kim benim veli kuluma düşmanlık ederse ben de ona harp ilan ederim.
Kulumu bana yaklaştıran şeyler arasında en çok hoşuma gideni, ona
farz kıldığım (aynî veya kifaye) şeyleri eda etmesidir. Kulum bana
nafile ibadetlerle yaklaşmaya devam eder, sonunda sevgime erer. Onu
bir sevdim mi artık ben onun işittiği kulağı, gördüğü gözü, tuttuğu
eli, yürüdüğü ayağı [aklettiği kalbi, konuştuğu dili) olurum. Benden
bir şey isteyince onu veririm, benden sığınma talep etti mi onu
himayeme alır, korurum. Ben yapacağım bir şeyde, mü'min kulumun
ruhunu kabzetmedeki tereddüdüm kadar hiç tereddüte düşmedim: O ölümü
sevmez, ben de onun sevmediği şeyi sevmem."
13-250 / 4664- Hz. Ebu
Ümame (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki:"Üç şey vardır; her birine Allah garanti
vermiştir: "Allah yolunda cihad etmek üzere yola çıkan kimse: Bu
öldüğü takdirde cennete koyma hususunda, ölmeyip döndüğü takdirde
ganimet ve sevapla gelme hususunda garantilidir. Mescide giden
kimseye, öldüğü takdirde, Allah cennete koyma hususunda garanti
vermiştir. Kişi (fitne zamanında bulaşmayıp) evine çekildiği
takdirde Allah ona da garanti vermişti."
13-254,255
/ 4667- El-Hâris el-Eş'arî (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:"Allah Teâla hazretleri,
Yahya İbnu Zekeriyya aleyhimâsselam'a, beş kelime söyleyip bunlarla
amel etmesini ve onlarla amel etmelerini Benî İsrail'e de
söylemesini emir buyurdu. Ancak O, bu hususta ağır aldı. İsa
aleyhisselâm kendisine: "Allah sana beş kelime öğretip onlarla amel
etmeni ve Benî İsrail'e de onlarla amel etmelerini emretmeni
söyledi. Ya sen bunları onlara emredersin veya bunları onlara ben
emredeceğim" dedi. Yahya aleyhisselâm: "Onları emretmede benden önce
davranacak olursan yere batırılmam veya azab görmemden korkarım!"
dedi ve halkı Beytu'l Makdîs'te topladı. Mescid ağzına kadar doldu.
Mahfillere de oturdular. (Söz alıp):"Allah bana beş kelime gönderdi
ve onlarla amel etmemi ve size de amel etmenizi emretmemi bana
emretti:
* Bunlardan birincisi Allah'a ibadet etmeniz, ona hiçbir ortak
koşmamanızdır. Allah'a ortak koşanın misali şudur: Bir adam, kendi
öz malından altın veya gümüş mukabilinde bir köle satın alır ve: "Bu
benim evim, bu da işim (çalış kazandığını) bana öde!" der. Köle
çalışır, fakat kazancını efendisinden başkasına öder. Kölenin böyle
yapmasına hanginiz razı olur? Aynen bunun gibi, Allah da size namazı
emretti. Namaz kılarken (sağasola) bakınmayın. Zira Allah yüzünü,
namazda bulunan kulunun yüzüne karşı diker, o sağa sola bakmadığı
müddetçe.
;* Allah size orucu emretti. Bunun misali şu insanın misaline
benzer: O bir grup içerisindedir. Beraberinde bir çıkın içinde misk
var. Herkes onun kokusundan hoşlanmaktadır. Oruçlunun (ağzında hasıl
olan) koku, Allah indinde miskin kokusundan daha hoştur.
* Allah size sadakayı emretti. Bunun misali de şu adamın misâline
benzer: Düşmanlar onu esir edip ellerini boynuna bağlamışlar ve
boynunu vurmaları için cellatlara teslim etmişlerdir. Adam: "Ben az
veya çok (bütün malımı) vererek kendimi fidye mukabilinde kurtarmak
istiyorum" der ve nefsini fidye ödeyerek kurtarır.
* Allah size, Allah'ı zikretmenizi de emretti. Bunun da misali,
peşinden hızla düşmanın geldiği bir adamdır. Bu adam muhkem bir
kaleye gelip, düşmandan kendini korur. Kul da böyledir. Şeytana
karşı kendisini sadece zikrullahla koruyabilir.
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) (buraya hikayeyi tamamlayarak)
dedi ki:
"Ben de size beş şeyi emrediyorum: Allah onları bana emretti.
Dinlemek, itaat etmek, cihâd, hicret ve cemaat. Zira, kim cemaatten
bir karışçık ayrılırsa boynundaki İslâm bağını çıkarıp atmıştır,
geri dönen hariç. Kim de cahiliye davası güderse o cehennem
molozlarından biridir!"
Bir adam: "Ey Allah'ın
Resulü! O kimse namazını kılar, orucunu tutar idiyse (yine mi
cehennemlik)?" diye sordu. Aleyhisselâtu vesselâm:
"Evet, namaz kılsa, oruç tutsa da! Ey Allah'ın kulları! Sizi
Müslümanlar, mü'minler diye tesmiye eden Allah'ın çağrısı ile
çağırın!" buyurdular."
İstanbul -28.05.2008
http://sufizmveinsan.com
|