13-282
/ 4689 - Hz. Ebu Zerr (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah'a
soruldu: "Ey Allah'ın Resûlü! Kişi hayır yapsa halk da bu sebeple
onu övse (bunun hükmü nedir?)""Bu mü'mine (Allah'ın razı olduğuna
dair) peşin bir müjdedir" buyurdular."
13-283
/ 4691 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki:"Bir Müslüman bir ağaç diker veya bir tohum
eker de bunların mahsulatından bir kuş veya insan veya hayvan
yiyecek olsa, bu onun için bir sadaka olur."
13-288
/ 4692 - Ebu Hüreyre ve Ebu Said (radıyallahu anhüma)'nın
anlattıklarına göre, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle
buyurmuştur:"Mü'min kişiye bir ağrı, bir yorgunluk, bir hastalık,
bir üzüntü hatta ufak tasa isabet edecek olsa, Allah onun sebebiyle
mü’minin günahından bir kısmını mağrifet buyurur."
13-288
/ 4695 - Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki:"Allah bir kuluna hayır murad ettimi onun
cezasını tacil edip dünyada verir; bir kulu hakkında da kötülük
murad ettimi onun günahlarını tutar, kıyamet günü cezasını verir."
13-289
/ 4698 - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:"Mü'min erkek ve
kadının nefsinde, çocuğunda, malında bela eksik olmaz. Tâ ki hatasız
olarak Allah'a kavuşsun."
13-290
/ 4700 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki:"Allah Teâla hazretleri ferman etti:
"İzzetim ve celalim hakkı için, mağfiret etmek istediğim hiç
kimseyi, bedenine bir hastalık, rızkına bir darlık vererek
boynundaki günahlarından temizlemeden dünyadan çıkarmayacağım."
13-293,294 / 4702 - Ebu Said (radıyallahu anh) anlatıyor: "Kadınlar
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a dediler ki:"Ey Allah'ın
Resulü! Sizden (istifade hususunda) erkekler bize galip çıktı
(yeterince sizi dinleyemiyoruz). Bize müstakil bir gün ayırsanız!"
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
bunun üzerine onlara bir gün verdi. O günde onlara vaaz u nasihat
etti, bazı emirlerde bulundu. Onlara söyledikleri arasında şu da
vardı:"Sizden kim, kendinden önce üç çocuğunu gönderirse, onlar
mutlaka kendisine ateşe karşı bir perde olur!" Bir kadın sormuştu:
"Ey Allah'ın Resûlü! Ya iki çocuğu ölmüşse?""İki de olsa!"
buyurmuşlardı."
Bir
başka rivayette ;
"Ya tek
çocuğu ölmüşse?" sorusu da sorulmuş, Resûlullah bir müddet sükût
buyurduktan sonra: "Tek de olsa!" diye cevap dermeyan etmiştir.
"Allah
Teâla hazretleri buyurmuştur: "Ben, dünya ehlinden sevdiğini aldığım
bir kulum, onun sevabını umarak sabreder, rıza gösterirse mükâfatı
ancak cennettir." İbnu Hacer, "Bu rivayete tek çocuk da dahildir"
der.
13-295
/ 4705 - Ubâde İbnu’s-Samit (radyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki:"Kim Allah'a kavuşmayı severse,
Allah da ona kavuşmayı sever. Kim Allah'a kavuşmaktan hoşlanmazsa
Allah da ona kavuşmaktan hoşlanmaz!"Hz. Aişe (radıyallahu anhâ):
"Biz ölmekten hoşlanmayız" dedi. Aleyhissalâtu vesselâm:
"Kasdımız bu değil. Lâkin, mü'mine ölüm gelince, Allah'ın rızası ve
ikramıyla müjdelenir. Ona, önünde (ölümden sonra kendisini bekleyen)
şeyden daha sevgili birşey yoktur. Böylece o, Allah'a kavuşmayı
sever, Allah da ona kavuşmayı sever. Kâfir ise, ölüm kendisine
gelince Allah'ın azabı ve cezasıyla müjdelenir. Bu sebeple ona
önünde (kendini bekleyenlerden) daha menfur bir şey yoktur. Bu
sebeple Allah'a kavuşmaktan hoşlanmaz, Allah da ona kavuşmaktan
hoşlanmaz."
İstanbul -12.06.2008
http://sufizmveinsan.com
|