13-544,545 / 4831 - İbnu
Amr İbni'l-As (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:"Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm), elinde iki kitap olduğu halde yanımıza geldi ve:"Bu iki
kitap nedir biliyor musunuz?" buyurdular. Cevaben:"Hayır, ey
Allah'ın Resulü! bilmiyoruz. Ancak bildirmenizi istiyoruz!" dedik.
Bunun üzerine sağ elindekini göstererek:"Bu Rabbülalemin'den
(gelmiş) bir kitaptır. İçerisinde cennet ehlinin isimleri mevcuttur.
Hatta onların babalarının ve kabilelerinin isimleri de mevcuttur ve
sonunda da icmal yapmıştır. Bunlara asla ne ilave yapılır, ne de
onlardan eksiltmeye yer verilir. Hiç değişmeden ebedî olarak sabit
kalır" buyurdular. Sonra sol elindekini göstererek:"Bu da
Rabbülalemin'den bir kitaptır. Bunun içinde de ateş ehlinin
isimleri, onların atalarının isimleri ve kabilelerinin isimleri
vardır. En sonda da icmallerini yapmıştır. Bunlara asla ne ziyade
yapılır, ne de eksiltmeye yer verilir!" buyurdular. Ashabı sordu:
"Öyleyse ey Allah'ın Resulü, niye amel ediliyor? Madem ki her şey
önceden olmuş bitmiş, yazılmış ve artık yazma işinden fariğ olunmuş
(bir daha yapma gayreti de niye)?"Resulullah şu cevabı verdi:
"Siz amelinizle doğruyu ve istikameti arayın! İtidali koruyun. Zîra,
cennetlik olan kimsenin ameli, cennet ehlinin ameliyle sonlanır;
(daha önce) ne çeşit amel yapmış olursa olsun. Keza cehennemlik
olanın ameli de cehennem ehlinin ameliyle sonlanır, hangi çeşit
amel ile amel etmiş olursa olsun!"Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm), sonra elindeki kitapları atıp, elleriyle işret ederek
dedi ki:"Rabbiniz kullardan artık fariğ oldu, bir kısmı cennetlik,
bir kısmı da cehennemliktir."
13-546,547 / 4832 - Hz.
Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: "Biz bir cenaze vesilesiyle Bakiu'l-Garkad'da
idik. Derken yanımıza Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) çıkageldi
ve oturdu. Biz de etrafında (halka yapıp) oturduk. Elinde bir çubuk
vardı. Çubuğuyla yere birşeyler çizmeye başladı. Sonra:"Sizden
kimse yok ki, şu anda cennet veya cehennemdeki yeri yazılmamış
olsun!" buyurdular. Cemaat:"Ey Allah'ın Resulü, dedi. Öyleyse
hakkımızda yazılmasına itimad edip ona dayanmayalım mı?""Çalışın,
buyurdular. Herkes kendisi için yaratılmış olana erecektir.
Cennetlik olanlar, saadet(e götüren) amelde (muvaffak) olacaktır.
Şekavet ehli olanlar da şekavet(e götüren) amelde (muvaffak)
olacaktır!"Sonra şu ayeti tilavet buyurdular. (Mealen): "Kim bağışta
bulunur, günahtan kaçınır ve dinin en güzelini tasdik ederse, biz de
ona hayır ve kolaylık yolunu kolaylaştırırız"
13-547,548 / 4833 - Hz.
Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Sürâka İbnu Malik İbnu Cu'şem (radıyallahu
anh) gelerek sordu:"Ey Allah'ın Resulü! Bize dinimizi açıkla. Sanki
yeni yaratılmış gibiyiz. Şimdi amel ne husustadır: Kalemlerin
kuruduğu, miktarların kesinleştiği şeylerde mi, yoksa istikbale ait
şeylerde mi çalışacağız?""Hayır (istikbale ait şeylerde değil).
Bilakis kalemlerin kuruduğu, miktarların cereyan ettiği
(kesinleştiği hususta!" buyurdular. Sürâka tekrar:"Öyleyse niye amel
edelim (boşa zahmet çekelim)?" diye sordu. Aleyhissalâtu
vesselâm:"Çalışın! Herkes yaratıldığı şeye erecektir! Herkes,
(yazıldığı) ameliyle amil olacaktır!" buyurdular."
13-550 / 4834 - İbnu
Mes'ud (radıyallahu anh) anlatıyor: "Sadık ve Masduk olan Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:"Sizden birinin yaratılışı,
annesinin karnında kırk günde cem olur. Sonra bu kadar müddette
"alaka" olur. Sonra bu kadar müddette "mudga" olur. Sonra Allah bir
meleği dört kelimeyle gönderir: (Bu melek) rızkını, ecelini,
amelini, şaki veya said olacağını yazar, sonra ona ruh üflenir.
Kendinden başka ilah olmayan Zat'a yemin olsun, sizden biri, (hayatı
boyunca) cennet ehlinin ameliyle amel eder. Öyle ki, kendisiyle
cennet arasında bir ziralık mesafe kaldığı zaman ona yazısı galebe
çalar ve cehennem ehlinin ameliyle amel ederek cehenneme girer. Aynı
şekilde sizden biri (hayatı boyunca) cehennem ehlinin amelini işler.
Kendisiyle cehennem arasında bir ziralık mesafe kalınca yazısı ona
galebe çalar ve cennet ehlinin amelini işleyerek cennete girer."
İstanbul -23.07.2008
http://sufizmveinsan.com
|