14 – 62 / 4872 - Kabisa
İbnu Muharik (radıyallahu anh) anlatıyor: "Sulh için diyet (hamâle)
ödemeyi kabullenmiştim. Bu hususta yardım istemek için Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm)'ı aradım ve karşılaştık. (Meseleyi açınca):"Bekle, bize
sadaka malı gelecek. O zaman ondan sana da verilmesini emrederim"
buyurdular. Sonra da:"Ey Kabisa! İstemek, üç kişi dışında hiç
kimseye helal olmaz:* Sulh diyeti (hamale) kabullenen kimse. Buna,
gereken miktarı buluncaya kadar, istemesi helaldir. Ama o miktara
ulaşınca, artık istemez.* Afete uğrayıp malını kaybeden kimse. Buna
da maişetini temin edecek miktarı elde edinceye kadar istemesi
helaldir.* Fakirliğe uğrayan adam. Eğer kavminden üç kişi,
"Falancaya fakirlik isabet etti" diye ittifak ederlerse, geçimine
yetecek miktarı elde edinceye kadar istemesi helaldir. Bunlar
dışında istemek, ey Kabisa haramdır."
14-63,64 / 4873 -
Hz.Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ensârî bir zat gelip
Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'dan birşeyler istemişti."Evinde
hiçbir şey yok mu?" buyurdular. Adam:"Evet, dedi. Bir çulumuz var.
Bir kısmıyla örtünüp, birkısmını da yaygı olarak yere seriyoruz! Bir
de su içtiğimiz kabımız var.""Onları bana getir!" diye emrettiler.
Adam gidip getirdi. Aleyhissalâtu vesselâm eşyaları eline
alıp:"Şunları satın alacak yok mu?" buyurdular. Bir adam:"Ben bir
dirheme satın alıyorum" dedi. Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm):"Bir dirhemden fazla veren yok mu?" dedi ve iki üç sefer
tekrarlayarak (açık artırmaya çıkardı). Orada bulunan bir adam:"Ben
onlara iki dirhem veriyorum" dedi. Aleyhissalâtu vesselâm eşyaları
ona sattı. İki dirhemi alıp Ensariye verdi ve:"Bunun biriyle ailen
için yiyecek al, ailene ver. Diğeriyle de bir balta al bana getir!"
buyurdular. Adam gidip bir balta alıp getirdi. Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm), ona eliyle bir saplık geçirdi. Sonra:"Git, odun eyle, sat
ve on beş gün bana gözükme!" buyurdu. Adam aynen böyle yaptı, sonra
yanına geldi. Bu esnada on dirhem kazanmış, bunun bir kısmıyla
giyecek, bir kısmıyla da yiyecek satın almıştı. Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm):"Bak, bu senin için, kıyamet günü alnında dilenme
lekesiyle gelmenden daha hayırlıdır!" buyurdu ve sözlerine şöyle
devam etti:"Dilenmek, sersefil, fakra düşmüş veya rüsvay edici borca
batmış veya elem verici kana bulaşmış inanlar dışında, kimseye caiz
değildir."
14-66 / 4874 - Habeşî
İbnu Cünâde es-Selûlî (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm) Arafat'ta vakfede iken bir bedevi gelerek ridasının bir
ucundan tutup, ondan bunu istedi. Aleyhissalâtu vesselâm da onu ona
verdi. Adam ridayı beraberinde alıp gitti. Tam o sırada dilenmek
haram kılındı. Bunun üzerine Aleyhissalâtu vesselâm:Sadaka zengine
helal değildir; sağlığı yerinde güç kuvvet sahibine de helal
değildir. O, sersefil edici, fakre düşen, haysiyeti kırıcı borca
giren, eleme boğan kana bulaşan kimseler dışında hiç kimseye helal
değildir. Öyleyse, kim malını artırmak için insanlara el açarsa, bu,
kıyamet günü suratında cırmalama yaralarına ve cehennemde yiyeceği
kızgın taşlara dönüşür. Öyleyse (buyursun) dileyen azla yetinsin,
dileyen de çoğaltmaya çalışsın."
Rezin merhum şu ziyadede bulunmuştur:
"Ben, bir adama ihsanda bulunurum. Adam da onu koltuğunun altına
koyarak alıp gider veya yiyip midesine indirir. Halbuki bu, (eğer
layık değilse) o adam için ateşten başka bir şey değildir.
Resulullah'ın bu sözü üzerine Hz. Ömer (radıyallahu anh):"Ey
Allah'ın Resulü! Öyleyse ateş olan bir şeyi niye veriyorsunuz?" diye
sordu. Aleyhissalâtu vesselâm:
"Allah benim cimri olmamı kabul etmedi, insanlar da benden
istememeyi kabul etmedi!" cevabını verdi. Orada bulunanlar:
"Dilenmeyi haram kılan zenginlik nedir?" diye sordular.
Aleyhissalâtu vesselâm:
"Sabah veya akşam yetecek kadar yiyecektir!" buyurdular."
14-67 / 4876 - İbnu
Abbas (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:
"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"İnsanların en şerlisi, "Allah rızası için" diyerek dilenip de,
istediği verilmeyen kimsedir.
"İbnu Abbas derdi ki: "Allah rızası için" diyerek istekte
bulunmayın. Bu tabiri sadece Allah'tan isterken kullanın."
14-69,70 / 4879 - İbnu
Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "(Babası) Ömer İbnu'l-Hattab (radıyallahu
anh) dedi ki: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), (zaman zaman)
bana ihsanda bulunuyordu. (Her seferinde ben):"(Ey Allah'ın Resûlü!)
bunu, buna benden daha muhtaç olan birine verseniz!" diyordum.
Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) da:"Al bunu! Bu maldan, sen
istemediğin ve gelmesini bekler durumda olmadığın halde gelen birşey
olursa onu al ve temellük et (yani kendi malın kıl, malın olduktan
sonra) dilersen ye, dilersen sadaka olarak bağışla. (Bu vasıfta)
olmayan mala nefsini bağlama!" buyurdular.(Hadisi İbnu Ömer'den
rivayet eden) Salim der ki: "Bu (hadis) sebebiyle Abdullah, kimseden
bir şey istemezdi, (kendiliğinden) gelen bir şey olursa onu da
reddetmezdi.
İstanbul -14.08.2008
http://sufizmveinsan.com
|