14-72 / 4880 - Amr İbnu
Tağlib anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a bir mal
-veya bir şey- getirilmişti. Hemen onu taksim edip dağıttı. (Ancak,
bunu yaparken) bir kısmına verdi, bir kısmına vermedi. Kendilerine
verilmemiş olan kimselerin, sonradan hakkında dedikodu yaptıkları
kulağına geldi. Bunun üzerine, (uygun bir fırsatta, halka hitap
etmek üzere doğruldu). Allah'a hamd ve sena ettikten sonra:"Sadede
gelince; vallahi ben, birine verip diğerine vermediğim olur (bu
doğrudur, ancak) vermediğim, nazarımda, verdiğimden daha çok sevgiye
mazhardır. Ben birkısım insanlara, kalplerinde gördüğüm sabırsızlık
ve hırs sebebiyle veririm; birkısmını da, Allah Teala'nın kalplerine
koymuş bulunduğu zenginlik ve hayra havale eder (ve onlara bir şey
vermem). İşte bunlardan biri Amr İbnu Tağlib'dir!" buyurdular.Amr
devamla der ki: "Vallahi, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın
(hakkımda telaffuz buyurduğu) bu kelamına bedel kırmızı develerim
olsaydı bu kadar sevinmezdim."
14-88 / 4889 - Ebu
Hüreyre, İbnu Amr İbni'l-Âs radıyallahu anhüm anlatıyor:"Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm), hükümde rüşvet alan ve rüşvet veren [ve
aracılık eden] kimseyi lanetlemiştir."
1496,97 / 4896 - Haris
İbnu Amr İbni Ahi'l-Muğîre İbni Şu'be, Muaz (radıyallahu anh)'dan
naklen anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Muaz'ı
Yemen'e gönderdiği zaman kendisine sorar: "Sana bir dava geldiği
vakit nasıl hükmedeceksin?""Allah'ın kitabıyla hükmedeceğim" der
Muaz."(Meseleyi Kitabullah'ta) bulamazsan?" "Resulullah'ın
sünnetiyle hükmedeceğim!""Ne Kitabullah'ta ve ne de Resulullah'ın
sünnetinde bulamazsan?""Kendi re'yimle ictihad edeceğim, (hüküm
vermekten) geri durmayacağım."Hz. Muaz der ki: "Bu cevabım üzerine
Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) (memnun kaldı), göğsüme eliyle
vurup:"Allah'ın elçisinin elçisini, Allah'ın elçisini memnun edecek
usulde muvaffak kılan Allah'a hamdolsun!" buyurdular."
14-98 / 4898 –
Rasûlullah Efendimiz buyurdular ki : "Ben de sizin gibi bir insanım.
Siz davalarınızın halli için bana geliyorsunuz. Bazınızın hüccet
yönüyle, diğer bazısından daha ikna edici olması, böylece benim,
işittiğime dayanarak onun lehine hükmetmem mümkündür. Kimin lehine,
kardeşinin hakkından bir şey hükmetmişsem (bilsin ki), onun için
cehennemden bir ateş parçası kesmiş oluyorum."
14-100 / 4899 - Eş'as
İbnu Kays'ın anlattığına göre, Humus'tan bir köleyi Abdullah'tan
yirmi bin (dirhem)e satın almış ve Abdullah kölenin bedelini almak
üzere kenisine bir adam göndermiştir. Adam gelince: Eş'as:"Ben onu
on bine satın aldım" dedi. Abdullah da:"Öyleyse seninle benim arama
(hakem olacak) bir kimse tayin et!" dedi. Eş'as: "Benimle kendi
aranda sen hakem ol!" dedi. Bunun üzerine Abdullah:Ben Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm)'ın: "Alışveriş yapan iki kişi ihtilafa düşerlerse ve
aralarında da delil yoksa, mal sahibinin söylediği esa salınır veya
(alışverişi) terkederler" dediğini işittim" dedi.
14-102,103 / 4901 - İbnu
Abbas (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "İki kadın bir odada deri
dikiyorlardı. Bunlardan biri avucuna bîz batırılmış olarak dışarı
çıktı. Bunu diğerinin yaptığını iddia etti. Dava İbnu Abbas (radıyallahu
anhümâ)'a götürüldü. İbnu Abbas dedi ki:"Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm) şöyle buyurmuşlardı: "Eğer insanlara sırf iddialarıyla
(delil olmadan) talep ettikleri verilseydi, insanlar başkalarının
kan ve mallarını istemeye kalkarlardı. Ancak iddia sahibine beyyine
gerekmektedir. İddiayı inkar edene de yemin gerekmektedir. (Bu
kadına) Allah'ı (yalan yere yemin etmenin günahını) hatırlatın. Ona
şu ayeti okuyun:"Allah'ın ahdini ve yeminlerini az bir pahaya
değişenler, işte bunlar için ahirette hiçbir nasib yoktur" (Al-i
İmran 77).Kadına bu hatırlatıldı. Bunun üzerine kadın suçunu itiraf
etti."
14-104,105 / 4904 - Ebu
Musa (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm) zamanında iki kişi bir deve hakkında iddiada bulundular.
Her biri, iki tane şahid getirdi. Bunun üzerine (aleyhissalâtu
vesselâm) deveyi ikiye bölerek aralarında taksim etti.
14-109 / 4907 - İbnu
Abbas (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm), yemin teklif ettiği bir adama:"Kendinden başka ilah
bulunmayan Allah'ın adıyla, o kimsenin yani dava sahibinin senin
yanında malı olmadığına yemin et!" buyurdu."
14-112 / 4910 - Eymen
İbnu Hureym İbni Fatik anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm):"Yalan şehadet Allah'a şirkle bir tutulmuştur!" buyurdular
ve şu ayeti okudular. (Mealen): "...Putlara tapmak gibi bir
pislikten ve yalan sözden de kaçının."
İstanbul -21.08.2008
http://sufizmveinsan.com
|